Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tolstoy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlüklerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
YouTube kitap kanalımda Tezer Özlü'nün hayatı, bütün kitapları ve okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz :
ytbe.one/4rhsgjdY_SQ
Bu kitap incelemesini şu an Tezer Özlü'nün bedeninin yanında yazıyorum. Kanıt: i.hizliresim.com/e9h3lgo.jpg
Demiştim ama sana Tezer, 4 gün önce Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabına yazdığım
"Kartopu etkisi" diye bir kavram duydunuz mu hiç?
Bir kartopundan büyüye büyüye çığa uzanan yolculuk.
Her şey @ozekcinmert Bey'in kitabı bana hediye etmesiyle başladı. Kitap elime ulaştığında kendisi de eşlik etti. Derken @ozekcinnazan,
Her gönle nasip olmayan bir incelik ve hassasiyetle "Yağmur" adıyla taşıyor satırlara, Peygamberi;
Yağmur'un ölü tabiatı yeniden dirilttiği gibi Muhammed'in (sav) de ölü kalpleri dirilteceği umudunu taşıyor dizelerinde...
Yağmur'u yazmaya bir yolculuk sırasında başlıyordu
Nurullah Genç ve yıllar sonra şu sözlerle dile getiriyordu hâlini:
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Don Kişot
Romanda Don Kişot’un içine düştüğü komik durumlar hayal ile gerçeğin iç içe geçmesiyle anlatılır.
Kendisini şövalye sanan Don Kişot, şövalyelerin bir sevgilisinin olması gerektiğini düşünür. Sıradan, şişman bir köylü kızı olan Aldonzo’ya, Dulcinea del Toboso takma adını verir. Onu aristokrat bir ailenin güzel kızı olarak düşünür ama