Yaşamımız boyunca beş kuruşsuz sürünüp, birgün yine beş kuruşsuz geberip gidiyorduk. Hayat, insanı yıpratan bir oyundu. Sabah uyanıp ayağa kalkabilmek bile bir tür başarı sayılmalıydı bu hayat koşullarında.
Edebiyatçının eseri kalır, okuyucu ise ölür ... Okudukça zevk leriniz incelir, daha tuhaf, daha rafine kitaplara, yazarlara el atmaya başlarsınız, bu meşgale sırasında muhtemelen hayat gailesi bakımından dibe doğru kaymaktasınızdır ... Okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine an latmak istersiniz, zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşma k tır ... Fakat ortalığı her zamanki gibi kaba saba kelimeler, düşük cümleler işgal etmiştir, o gürültüde kimse sizi duymaz ... Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır ...