привет! Dosto okuya okuya rus diline, kültürüne, isimlerine bir hayli adapte oldum sanırım.
Sevgili Dostoyevski’nin bu kitapta kendi sürgün hayatını anlattığından şüphelenip birazcık araştırma yaptım ve gerçekten öyle olduğunu gördüm. Çünkü böylesine güzel bir gözlemin sadece yaşanmışlıklarla yapılabileceğini düşündüm.
Kitaptaki ana karakterimiz sürgüne gönderiliyor ve bu mahpus hayatını, diğer mahkumları, orada yaşananları bizim için gözlemliyor, betimliyor. Psikolojik tahlillere de yer veriyor, iç dünyalara da değiniyor. Çeşit çeşit duygu var. Klasik bir Dosto kitabı yani...
Okurken her kitapta olduğu gibi yine çok fazla empati yapmaya çalıştım ve çok fazla karakter olduğu için bu beni biraz yordu. Şikayetçi değilim çünkü çok akıcıydı, sadece 2 günümü aldı.
Kitap belli bir olay örgüsüyle ilerlemediği için fazla odak gerektirmiyor, o yüzden kafanız dağınık da olsa okunur.
Ben çok beğendim, size de tavsiye ederim.