Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir başkasının kara günleri üzerine mutlu bir hayat kurulabilir mi?
Mutluluğu doğuran yalnız sevginin insana tattırdığı hazlar değildir; aynı zamanda gönlün huzura kavuşmasıdır. Ardında şerefsiz, merhametsiz, insanlığa uymaz bir davranışın hatırası yatan gönül, nasıl kendi kendinden hoşnut olabilir? İnsanın kendi mutluluğu için kaçıp gitmesi yeter mi insanın mutlu olmasına? Ne biçim mutluluktur o ki bir başkasını mutsuz kılmadan var olamıyor? Diyelim ki bütün insanlığı sevindirecek, bütün insanları barışa, esenliğe kavuşturacak bir amaç ardında koşmaktasınız. Diyelim ki bu amaca ulaşabilmek için tek bir insanı işkenceler içinde öldürmek gerekli, hatta kaçınılmaz bir şarttır. Büyük bir insan mesela bir Shakespeare olmasın bu adam, alelade namuslu ihtiyarın biri olsun; körükörüne inandığı, pek öyle derinden tanımadığı, fakat sevip saydığı, başının tacı ettiği yanında yaşamaktan sevinç duyduğu genç bir kadının kocası olsun. Bütün yapacağınız bu adamı rezil etmek, yerin dibine batırmak, işkecelere salmaktır. Adamın ayaklar altına alınan onuru, sevdiğinden ayrı düşmesinin yürek acısı üzerine siz bütün insanlığın geleceğini, mutluluğunu kuracaksınız... Yapar mısınız? Buna razı olur musunuz? İşte meselenin can damarı! Diktiğiniz yapının temellerinde bu acı yattıkça, diktiğiniz yapının temellerinde önemsiz bir insanın, ama haksız yere, fütursuzca hayatı paralanmış bir insanın üzüntüsü yattıkça, yapıda oturacak olanların kendilerine sunduğunuz mutluluğu sizin elinizden almaya çalışacaklarını aklınızdan geçirebilir misiniz? Hepsi dünyanın sonuna dek o mutluluk içinde yaşayacak olsalar bile onlardan bunu bekleyebilir misiniz?
Sayfa 80 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kötü örnek Mümtaz :D
Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının bellibaşlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
24) John Stuart Mill “Büyümek için Yer Açın”
Çocukluğunuz boyunca diğer çocuklardan ayrı tutulduğunuzu hayal edin. Zamanınızı oyun oynayarak geçireceğinize, özel hoca eşliğinde Yunanca ve cebir öğreniyor ya da oldukça zeki yetişkinlerle konuşuyorsunuz. Acaba nasıl biri olurdunuz? (Ben hep bunu merak etmişimdir) John Stuart Mill’in (1806-73) başına gelen böyle bir şeydi. Ona bir eğitim
Sayfa 208Kitabı okudu
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli-başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan etkenlerin bu kadar şikâyetçi olmasına şaşıyordu. Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Meyhane, ağzına kadar doluydu. Herkes şarkı söylüyor, gülüyor, konuşuyordu. Yakınlarda gelmiş ve birdenbire meşhur olmuş bir Yunan opereti trupunun ağzından toplanmış birkaç şarkı her masadan ayrı ayrı yükseliyordu. Dostlarıyla gelmiş işçi kızlar, evlerinden, o gece beraber eğlenmek için alınmış fahişeler, bekar memurlar, bilmediğimiz ihtisaslarıyla gündelik hayatımızı yapan elleri nasırlı vardakosta işçiler, hepsi kendi insanlık yükleriyle, ayrı ayrı diyarlardan gelmiş küçük kervanlar gibi buraya, alkolün su başına, bu hep bir arada paylaşılan acayip inzivaya konmuşlar, mizaçlarının ve talihlerinin kendilerine emrettiği susuzluğu-kimi unutmak, kimi hüzünlü hatırlama, kimi hayvani hazlar-kandırmaya çalışıyorlardı.
“Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.”
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Deniz
"Deniz geceleri susmayan şeylerin büyüsüne sahiptir; bunlar tedirgin hayatımızda bir uyuma izni, her şeyin yok olmayacağına dair bir vaattir, tıpkı yandığında küçük çocuklara yalnız olmadıkları hissini veren gece ışıkları gibi.Deniz toprak gibi gökyüzünden ayrı değildir; göğün renkleriyle daima uyum içindedir, en ufak ton farkından bile etkilenir.Güneşin altında ışık saçar ve her akşam güneşle birlikte adeta ölür."
Sayfa 149Kitabı okudu
Nuran
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikâyetçi olmasına şaşırıyordu. Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 198 - Dergâh Yayınları
Nuran’ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikayetçi olmasına şaşıyordu. Nuran’ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Nuran'ı iskelede beklemek, gecikince gözü saatte kalmak, kahramanımız için ayrı hazlar oluyordu. Mizah edebiyatlarının belli başlı mevzuu olan kadınların bekletmek huyundan erkeklerin bu kadar şikâyetçi olmasına şaşıyordu. Nuran'ı beklemek ona çok lezzetli geliyordu. Her şey lezzetliydi, ucunda Nuran bulunmak şartıyla.
Sayfa 199Kitabı okudu
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.