Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Zamanımı heba ettim Ve başaramadım. Nasıl özledim buluşmayı, Ama huzur umudum kalmadı Şu iki günlük dünyada; Bir gün üzüntü, Ertesi gün ayrılık."
Hatırlayın, çocukken düştüğünüz için top oynamaktan vazgeçmediniz, oynamaya devam ettiniz. Şekeriniz elinizden alındığında alan kişiye küsmediniz, ona kin beslemediniz, bunu bir izzet nefis davasına dönüştürmediniz, belki o an çok kızdınız ama sonra unuttunuzuz, yaralanmadınız. Sildiniz kafanıza atan arkadaşınız sizi çok ağlatsa da ertesi gün elinden tutup yine birlikte okula gittiniz onunla. biricik sınıf arkadaşımız taşınıp gittiğinde bir daha arkadaş edinmemeye yemin etmediniz, sonunda yine ayrılık olabilir korkusuyla yeni arkadaşlıklar edinmekten kaçınmadınız, sevmeye devam ettiniz, güvenmeye ve yeni dostluklar edinip gelişmeye devam ettiniz, gürül gürül akıp gitti mi hayatın içinde. Tecrübelerinizyn adına “yara“ koymadınız.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
"Çocukken düştüğünüz için top oynamaktan vazgeçmediniz. Oynamaya devam ettiniz. Şekeriniz elinizden alındığında alan kişiye küsmediniz ona kin beslemediniz, onu bir izzetinefis davasına dönüştürmediniz. Belki o an çok kızdınız ama sonra unuttunuz, yaralanmadınız. Silginizi kafanıza atan arkadaşınız sizi çok ağlatsa da ertesi gün elinden tutup yine birlikte okula gittiniz onunla. Biricik sınıf arkadaşınız taşınıp gittiğinde bir daha arkadaş edinmemeye yemin etmediniz, sonunda yine ayrılık olabilir korkusuyla yeni arkadaşlıklar edinmekten kaçınmadınız, sevmeye devam ettiniz, güvenmeye ve yeni dostluklar edinip gelişmeye devam ettiniz. Gürül gürül akıp gittiniz hayatın içinde. Tecrübelerinizin adını yara koymadınız. Büyürken korkutuldukça ve gerçekten çok korktuğunuzu hissettikçe tecrübelerinize yara ismini vermeye başladınız. Artık deneyim kazanmakla birlikte yaralanmaya da başladınız. Giderek zırhlar edindiniz kendinize, katılaştınız. Güçlü olmak için daha sert bir dil, daha mesafeli bir tavır, daha kaçıngan bir tutum aldınız. Her an savaşa, savunmaya ya da çatışmaya hazır bir insana dönüştünüz, ne kadar katılaştıysanız o denli incinmeye devam ettiniz. Ayrılık ihtimali var diye yeni insanları sevmekten kaçtınız, yine aldatılma ihtimali var diye güvenmekten geri adım attınız, yeniden düşmekten korktuğunuz için düştüğünüz yerde kalmayı tercih ettiniz. Oysa çocukluğunuzdan beri bildiğiniz en iyi şey her şeye sıfırdan yeniden başlamak değil miydi? Yeniden ayağa kalkmak ve yeniden aynı coşkuyla defalarca düşmek pahasına aynı sevgiyle yürümeye devam etmek değil miydi?"
Annemi öptüm. O öpücükteki şefkati bir daha hiç bulamadım. Annem ertesi gün gitti; bu ayrılık daha öncekilerin hepsinden daha zalimdi.
Sayfa 7 - YKY Yayınları, Hazlar ve Günler
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Ayrılık da hastalık gibi yaşanır. Hani kimi ateşli hastalıklar vardır; sabahları daha iyi kalkar, gündüzleri iyileştiğini sanırsın, hallettiğini. Akşam indiğinde yeniden ateşin yükselir, gözlerin kararır; özlersin, çok özlersin; sandığın kadar halledememiş olduğunu anlarsın, ateşin sürüyorsa hiç halledemediğini düşünmeye başlarsın. Sonra ertesi gün gene aynı şey olur, sabah bir armağan gibi hafif gelir, sonra yine akşam iner. Ateş. Kor. Bir süre böyle sürer bu. Kimi zaman iyileşirsin, kimi zaman çaresizliği unutmak sanırsın, kimi zaman artık hiçbir şey sanmayacak kadar kapılırsın gündelik hayatın akışına. Aşk bazen acısız, ağrısız yıllarca durur aynı yerinde. Acısı geçeni, geçti sanırsın.
Reklam
“Amcam Vahidettin Efendi’ye Enver Bey’i seçtiğimi söyledim. Çok isabetli bir karar verdiğimi ve zatı şahanenin de buna çok memnun olacağını söyledi. Ertesi gün Enver Bey’in validesi Dolmabahçe Sarayı’na geldi, nişan yüzüklerini taktı. Nişanlım o zaman Berlin’de ateşemiliter idi. Bir sene süren bu tatlı ayrılık bizi birbirimize yaklaştırdı. Enver Bey yine uzakta iken 1911’de Dolmabahçe Sarayı’nda nikahımız oldu.”
derin bir anı bırakmak istercesine…
Öğleden sonrası, sanki ertesi günün vaat ettiği uzun ayrılık için onlara derin bir anı bırakmak istercesine bir süreliğine sakinleştirmişti onları.
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.