"O söyleyemediğimiz sözcüklerdi, Yürütüp gemilerini bilinçaltlarının, Azgın sularından düşlere iten..."
Platon da insanların sekse duyduğu yoğun arzuyu kabul edip Yasalar’da şöyle der: “Seks en azgın delilikle insan ruhunu etkiler; döl vermeye duyulan şehevi istek, azami şiddetiyle insanın içini yakar.” Platon’a göre seks dürtüsü, insanın parçalanmış doğasını bütünlemek için giriştiği çılgınca bir bilinçaltı çabadır.
Sayfa 41 - Epub
Reklam
Ölçü
"İnsanın elinde ne illet var ki, dokunduğunu değiştiriyor; kendiliğinden iyi ve güzel olan şeyleri bozuyor. İyi olmak arzusu bazen öyle azgın bir tutku oluyor ki, iyi olalım derken kötü oluyoruz."
Sayfa 132Kitabı okudu
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki hiçbir şey engellenemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçük bir köprü vardır, o kadar. Ama sen tam bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın. Irvin D. Yalom
İnanıyorum ki çevremde ölen bu insanlar için ölüm azgın bir kanıtlamanın bir parçasıdır ve buna göre düşünce bir eylem değildir, hayatın kendisidir ve sonu da barındırır içinde. O zaman ölüm onların yok ettiği sözlerinin gerçekleşmesi biçiminde çıkagelir. Sözleri, ölümün, bizi alıp gö­türen sonsuzluk (inananın inancıdır bu öyle sanıyorum ki Lauzun inançlı değildi ama kendisini alıp götürebiliyordu bu inanç) nedeniyle kolay olabileceğini göstermez bize ve bizi sınırlayan saçmalık (zen cesaretidir bu, Lauzun ve Benserade uzaktan ilgileniyorlardı bununla) nedeniyle anlamsız da değildir. Bununla birlikte anlam araştırmaları için -sözcüklerin an- lamı, işaretler, rüyalar, metinler, hakaretler, sonlu ya da sonsuz geceler­ ölümlerini yoruma teslim ediyorlar. Kışkırtıcı, saçma ya da aptalca ölümleri oluşturdukları anlam içinde yer alıyor. Eserlerini dramatize ediyor ama aynı zamanda da paradoksal bir biçimde stoacı bir intihar kolaylığıyla yok ediyor. "Bakın görün ölümüm görkemli dediğim şeyi nasıl veriyor bana; aynı zamanda onu nasıl çok az şeye indirgediğini de görün. Sonuç: ölümüme sadece metinlerimi daha iyi okumak için bakın."
Sayfa 303 - Sel*Kitabı okudu
Istıraplı ayların ardından büyük bir felaket yaşadılar. Fatma’nın küçük bedeni artık nefes almıyordu. Ali Rıza ile Zübeyde perişan ve yalnızdılar. (...) Çayağzı’nda Müslüman mezarlığı yoktu. Onlar da denize yakın bir yerde kızları için bir mezar kazdılar. Zübeyde kızının mezarına ziyarete gittiği bir gün büyük acıyı yeniden yaşadı. Azgın dalgalar mezarın topraklarını sürüklemiş, Fatma ıslak toprağın üstünde yatıyordu. Cesedi çakallar parçalamıştı. Zübeyde çılgına döndü.
Sayfa 27 - Yky , kaynak: yeni istanbul, sayı 22,23.Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.