Üçüncü sınıftan beri arkadaşlığımızın sürdüğü yalnız Salih'ti. Zekâi Bey'den en çok dayak yiyen oydu. Hiç bir derse bikez bile zamanında gelmedi. Biz sıralarımıza oturduktan, öğretmen kürsüye geçtikten sonra ağır ağır girerdi içeri. O da sümüklüydü. Sümüğü burnundan iner iner, sonra furt diye çekerdi içeri...