Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asr-ı Saadet devrinin takdir edilen şairilerinden Kåb b. Züheyr'in kalbi, artık imanın nuruyla çarpmaktadır. Çünkü iman, öyle bir nasiptir ki; keskin cümleleri yumuşatan derin bir mana, taş kalpleri eriten bir sıcak şuledir. Kâb b. Züheyr (r.a.), Resulullah Efendimiz'den (s.a.v.) müsaade isteyerek huzur-ı saadetlerine diz çöküp, gönüllere huzur nakşedecek kasidesini okumaya başlar. "Muhammed (s.a.v.), kınından çıkmış keskin bir kılıçtır. Cihan, onun ilahi nurundan feyz alır." cümlelerine geldiğinde, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), sırtındaki mübarek hırkasını çıkarır, mübarek elleri ile Kâb b. Züheyr'e (r.a.) giydirir.
Fudayl b. İyad diyor ki: “Gecenin geldiğini gördüğümde bundan ötürü sevinir ve bundan böyle Rabbimle başbaşa kalacağım.” derdim. Ancak sabahın yaklaştığını gördüğümde ise, halkla bir arada bulunmak istemediğimden ötürü Rabbime sığınır ve ‘İnna lillahi ve innâ ileyhi raciûn’ derdim. Çünkü sabahın olmasıyla halkın beni Rabbimden meşgul edeceklerinden korkardım.”
Reklam
Anlatıldığına göre bir gün Veysel Karanî otururken, yanına Herem b. Hayyan gelir. Veysel Karanî, ona: “Seni buraya getiren şey nedir?” diye sorar. O da: “Seninle bir yakınlığım olsun istedim.” der. Bu defa Veysel Karanî ona: “Doğrusu ben, Rabbini tanıdığı hâlde bir başkasıyla yakınlık elde etmeye çalışan birini görmedim.” cevabını verir.
Başka bir fırka şöyle demektedir: Dinin tamamı Ali b. Ebû Tâlib’in iki elindedir ve din ona dayanır. Onlar, onun sırrına kesin bir şekilde şehâdet etmeyi vâcip görürler. Ali’den sonra imâmet, ehl-i beyte aittir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Tabiun'dan Âmir b. Rebi'a'nın şöyle dediği kayıtlıdır: "Ben Yusuf ve Hac surelerini, başka bir şekilde değil, sabah namazında onları çokça okuması dolayısıyla Ömer'den öğrendim." (Yusuf suresi 13,5 , Hac suresi ise 10 sayfadır)
Sayfa 180 - Rıhle KitapKitabı okuyor
"Abdullah b. Mes'ud(ra) der ki: Biz Kurân-ı on ayet,on ayet alırdık ve aldığımız on ayeti anlayıp hayatımıza aktarmadan diğer on ayeti almaktan kaçınırdık."
Reklam
Beden cansızdır. Ruh ise fâil, idrak eden ve hissedendir. Ruh, nûrlardan bir nûrdur. Zürkân, Hişâm b. Hakem’den bu şekilde nakletmiştir.
“Min Bêrîya Te Kiriye” parçası Şivan Perwer'in en güzel eserlerindendir. Bu parçada da konu zindandır, fakat bu defa Kürtlerin yaşamının bir parçası haline gelmiş bu olgu, başka bir yaşamsal konu olan aşkla bağlantılı bir şekilde anlatılır. Zindan mahkumu sevdiğine aşksız hayatın mümkün olamayacağını söyler. Stranda aşk tarif edilmez, bundan dolayı sözü edilen aşkın insan, toprak, vatan ya da başka bir şey olabileceği düşünülebilir. Evîn nebe jîn şîn e Jîna bê evîn qiymet nîne (Aşk olmasa hayat yastır Aşksız hayatın önemi yok)
Sayfa 142 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
wî dizanibû ku jiyan xweş bû û dikaribû hîna xweştir bibûya eger hinek edalet li ser rûyê erdê hebûya.
Râfızîler, Hz. Ali’ye karşı savaşanlar hakkında iki fırkaya ayrılmıştır: Birinci fırka: Onlar, Ali’ye karşı savaşanların kâfir ve dalâlette olduklarını söylerler. Buna Talha, Zübeyr, Muâviye b. Ebû Süfyân’ı örnek verirler. Peygamber’den (as) sonra Ali’yi imam kabul etmeyenler hakkında da aynı görüştedirler.
Reklam
Ebü’l-Hüzeyl, bazı kitaplarında Hişâm b. Hakem’in kendisine, Rabbinin bir cisim olduğunu, gidip geldiğini, bazen hareket ettiğini, bazen sâkin olduğunu, bazen oturduğunu, bazen ayakta durduğunu; O’nun uzunluğu, eni ve derinliği bulunduğunu, çünkü böyle olmayan bir şeyin yok olma sınırına gireceğini söylediğini zikretmiştir.
“Sözlerimle Muhammed’i (sav) övmüş olmadım. Bilâkis Muhammed’ten (sav) bahsetmekle sözlerime değer kazandırmış oldum.” >Hz.Peygamber’in şâiri,sahabe: Hassân b. Sâbit<
Köprüden Önce On Çıkış!
Dört şey mümini gülmekten alıkoymalı: Ahiret işleri Geçim derdi Günahların verdiği hüzün Musibetlerden gelen elem. (Yahya b. Muaz)
Manzarayı seyre dalıp (hoş kokuları) teneffüs etmek yüzünden gemiye geç dönenler, dışarıyla meşguliyeti bu kadar olanlar, sadece geniş ve rahat yer bulamamış oldular. İhtiyacı için dışarıya çıktığı sırada gözüne çarpan şeyler dışında, duyularının algıladığı hergangi bir şeyle meşgul olmadan, oyalanmadan gemiye dönenler ise herkesten önce en geniş ve en rahat yerleri tuttular ve afiyet içinde ülkelerine döndüler.
Sayfa 93 - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
ارْحَمُوا تُرْحَمُوا وَاغْفِرُوا يَغْفِرِ اللَّهُ لَكُمْ Merhamet edin ki, size de merhamet edilsin. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 219)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.