Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
118 syf.
·
Puan vermedi
Genel olarak toplumumuz bir şekilde ünlü, herkes tarafından tanınan (bunun iyi ve kötü olması önemli değil), değerini sosyal medyada aldığı beğenilerle ölçen bireyler olmaya başladı. Ne kadar çok beğeni, o kadar ünlü gibi bir kıstas belirlemişler kendilerine. Son Fenomen Bükücü kitabı 128 sayfadan ibaret. Kahramanımız Balkabağının Rüyası ile
Son Fenomen Bükücü
Son Fenomen BükücüZafer Şahin · Elpis Yayınları · 20239 okunma
"Babalar günü, anneler günü, sevgililer günü hiçbirini sevmiyorum. Birilerine boşluk hissi yaratan hiçbir özel günü sevmiyorum."
Reklam
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Elif de benim gibi ölümü en erken, en sevdiğiyle tadan olmuştu. O büyüdükçe yüreğindeki boşluk da orantılı bir biçimde büyüyecekti. Anneler günü gelecek, annesi için üzülecek; babalar günü gelecek, babası için ağlayacaktı. Sınıfı bir gösteri düzenleyecek, herkesin anne babası gelmişken onu alkışlayarı hep yabancı eller olacak; bu sefer kızacaktı anne babasına, "Beni neden terk ettiniz, benim ne suçum vardı?" diye... Sonra dua etmeyi öğrenecek, içi bir nebze ferahlayacaktı Diğer insanlar ya da akranları mezarlıktan korkarken, mezarlıkta huzur bulacaktı o. Diğerleri gece olmasın isterken, gece olsun da rüyamda onlarla buluşayım diye umutlanacaktı o.
Sayfa 405Kitabı okudu
Evlatlarını kaybetmiş anne babalar, Anne babasını kaybetmiş Evlatları düşünerek sessiz kutlayın bayramınızı.. Şahsen " Başkalarında Boşluk Hissi Yaratan Hiç Bir Özel Günü Sevmiyorum" kutlamıyorum.. Teşekkürler..
Reklam
Dipnot!
"Hakkında Hz. Peygamber'den gelen bir rivayet bulunmayan gecelerin, Allah Rasulüne isnadı ve hurafeler içermesi söz konusu olmaksızın, yerleşmiş bir gelenek şeklinde belli bir amaca matuf olarak kutlanmasında, ibadetle geçirilmesinde bir mahzur görmüyorum. Dünyada kutlanan pekçok gün vardır. Anneler, babalar, çevre günü gibi. Dolayısıyla yerleşik hale gelmiş olan ve Hz. Peygamber'in anılmasına vesile olan mevlid gibi bazı gece kutlamaları bu çerçevede değerlendirilebilir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, milletleri millet yapan değerlerin arasında adet ve gelenekler çok önemli yer tutar. Bunlarla oynamaya başladığınızda toplumun genleriyle oynamış olursunuz ve yerine muadili bir şeyi asla koyamazsınız. Bu ise toplumu boşluğa sürükler, çözülmeye götürür. Günümüzde durum tam olarak böyledir ve dinden uzaklaşmanın hızlandığı bir dönemde buna katkı vermek kabul edilemez. Bu nedenle bu tür gecelerdeki yanlışlıkları ıslah ederek şu formatta kutlamak uygun olabilir: 1. Mevzu hadislere asla yer vermemek, Rasulullah ile irtibatlandırmamak. 2. Geceyi belli amaç için bir araya gelinen bir formata dönüştürmek. Örneğin günahlara tövbe, Allah'a münacaat gecesi gibi. Bu durum bize bidat kavramını müsrifane kullanmamak gerektiğini de gösterir. Çünkü Hz. Peygamber'in yaptığını değiştirme veya ona birşeyi nispet etme durumu söz konusu olmaksızın müslümanların gelenek haline getirdikleri nafile türü ibadetler hayata bir güzellik katmaktadır."
Sayfa 111
Önemli ya da önemsiz, bizim için gerekli ya da gereksiz tüm yaşananları biliyoruz, ilgili ya da ilgisiz tartışmalara, anketlere ve birtakım sözüm ona araştırmalara katılıyoruz, çok kıymetli yorumlarımızı yapıyoruz, derecelendiriyoruz, notlar veriyoruz, yayınlıyoruz, beğeniyoruz ve tabii ki paylaşıyoruz. Navigasyona bakmadan işten eve gidemiyoruz. Mahalledeki pidecinin netteki yorum ve puanlarına bakmadan kaşarlı yumurtalı kıymalı pide siparişi veremiyoruz. Kalmayı duşündüğümüz otelin hijyen değerlendirme puanı beş üzerinden dört ise bitlenmiş gibi kaşınmaya başlıyoruz daha evimizde oturduğumuz koltukta. Dört duvar arasında aynı evi paylaştığımız eşimizin, çoluğumuzun çocuğumuzun doğum gününü, evlilik yıl dönümümüzü, anneler gününü, babalar gününü, bayramı seyranı sosyal medyadan kutlamaz isek bir yanımız eksik, boynumuz bükük kalıyor. Cümle hayatımız boyunca bir kere olsun tiyatro salonuna adım atmamışız ama sosyal medya hesabımızdan dünya tiyatrolar günü kutlama mesajı yayınlıyoruz. Ve hep bir kaygı ve korkuyla yaşamaya başlıyoruz: Acaba bir şeyleri kaçırıyor muyuz!?
Sayfa 45 - A. Serkan selayKitabı okudu
*ALLAH, ANA-BABAYA BİR ÖMÜR BOYU İYİLİĞİ EMREDİYOR*
Günümüzde, bir yıl boyunca kendisini türlü meşakkatlerle yetiştirip büyüten bir anne-babası olduğunu dahi hatırlayamayanlar için böyle özel günlerin(anneler ve babalar günü) ortaya konulması, unutulup, bir köşeye atılan ana-babaların gönüllerine acaba gerekli hisleri yaşatmaya yeterli olabiliyor mu?
Sayfa 32 - TDVKitabı okuyor
- Beni anlayamıyorsan şunu söyleyeyim sana: Bence bir kadına parmağının ucunu kaptıracağına git kaldırım taşı kır, daha iyi. Hepsi... (Bazarov pek sevdiği "romantizm" sözcüğünü kullanacaktı burada, ama tuttu kendini, şöyle dedi.) saçmalık! Artık bana inanmazsın ya, gene de söyleyeceğim: Seninle ben kadınların arasına düştük ve hoşlandık bundan; ancak, bu çeşit bir ortamdan çıkmak sıcak yaz günü soğuk duş almak gibi bir şeydir. Erkeklerin bu tür şeylerle ilgilenmemesi gerekir. Bir İspanyol atasözü erkeklerin acımasız olmaları gerektiğini söyler.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Bugün çalışıyor, yiyorlar; yarın aynı şey ve ömürlerinin her günü böyle geçer: çalışmak, yemek. Arada, çocuk dünyaya getirirler. Önce eğlence olur bu. Gelgelelim çocuklar da çok yemeye başladılar mı, ana babalar kızarlar, onları hırpalamaya başlarlar: çabuk olun, bir an önce büyüyün, pisboğazlar, büyüyün ki çalışasınız! diye sıkıştırırlar. Yavrularını evcil hayvanlar haline getirmek isterler ama çocuklar da kendi mideleri için çalışmaya koyulurlar, bir kürek mahkumu prangasını nasıl sürüklerse onlar da yoksul yaşantılarını öyle sürdürürler! Aklının zincirlerini koparan kimseler gerçek insanlardır.
ASHES AND SNOW (KÜLLER VE KAR) Bu anda bana gelirsen, dakikaların saat olur, saatlerin gün, ve günlerin bir ömür olur. ...
Hem doğum gününde hatırlamış olmaktan hem de buna nasıl tepki vereceğimi bilememekten kaynaklanan o tuhaf suçluluk ve değersizlik duygusuyla baş etmenin bizim kuşakta bir tür doğum günü sendromuna yol açtığını
Sayfa 10 - Everest Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.