Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu bir devir idi ki, yalnız askeri bir felakete ihtisar etmiyordu; içtimai cihetten de dünyanın en korkunç, usandırıcı ve kemirici bir devresi idi; koca bir insan nesli, mecalsiz babalar, ezgin analar, gıdasız çocuklarla, bilhassa bozulan bir ahlak ile kavruk, yatkın, çürük kalmıştı.
Sayfa 184 - inkılap yayınlarıKitabı okudu
Anahtar sözcük: Sevgi… Artık bütün albenisini yitirmiş, bayağılaşmış ve aşınmış bir sözcük: Sevgi… Her yerde aynı bıktırıcı sözcük yineleniyor; her yerde sevgi mağdurları, sevgi kırgınları, sevgi yorgunları ve o mağduriyetlerin, kırgınlıkların, yorgunlukların enkazından beslenen sevgi tüccarları, sevgi ihraççıları… Sevgisiz hayatların sahtekâr
Reklam
404 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Avar, kızların okula geldikleri günün fotoğrafları ile bir yıl sonraki fotoğraflarını çekip aradaki farkı göstermek için Rüştü Uzel’e getiriyor. Rüştü Uzel ilk başta bir gelişim albümü hazırlamasını sonraki zamanlarda da bunların hatıratını yazmasını istiyor. Avar da Elazığ’a tayininden itibaren hatıra defteri tutmakta idi. Avar’ın anılarını bir
Dağ Çiçeklerim
Dağ ÇiçeklerimSıdıka Avar · Berikan Yayınevi · 2011117 okunma
Soluklanıp garaja dönüyoruz. O gece odada baş başayız. Analar-babalar evlerinde dinlenip sabah doğmadan döne cekler. Yoğun bir mesai bekliyor çünkü onları. Kan gerek, tahlil gerek, sonuç gerek. Dua gerek. Uzakta demirlemiş yük gemileri, tankerler var. Çekmecede diyorum, aklıma düşüyor, çekmecede ganimet var arkadaş, Yaşar'ın abisi Amerika'dan göndermişti cd çaları. Fermuarlı kabı falan da var, metal renk dışı, sallamazsan takılmadan dinleyebilirsin güzel güzel. Gece. Barışın saçsız başına başımı yaslıyorum, tanışalı bilmem kaç gün olmuş ama arkadaşız herif gibi.Safları sık ve düzgün tutmuş omuz omuza samimiyiz athe korkuyoruz, en büyük sıkıntımız ölüm mesela. Kulaklığın birini o birini ben takmışız, ufukta demir atmış şilepler ve play! "The Mystic's Dréam" Loreena ablamızdan. Susuyoruz öylece ne hastanedeyiz artık ne vakitlerden gece. Bir daha konuşulmadı, başka bir şarkı da dinlenmedi üzerine. Yataklarımıza uzandık. Barış uyudu mu bilmiyorum ama ben uzun bir vakit karanlığı seyrettim. Sabah, Barış ameliyata girdi, hiç konuşmadık, sedyede gidişini izledim. Benim ameliyatım ertelendi, ayrıldık has taneden o çıkmadan. Barış mı?
Mehmet Ali Ermiş
Bir insan doğar. Doğarken ağlar. Sonra güldürür onu mamalar, analar, babalar. Gerekirse komşular. Bir çocuk büyür, iki ayak üstünde yürür. Düşe kalka ve hep insanlara doğru yürür. Gülerek, sesler çıkararak. Sonra okur, okumazsa okutulur. Okumuyorsa okuldan kovulur. Ya düşünüyorsa? Düşüncesi? Kov bakalım, elindeyse. Belki oyuncu olmak ister, belki
Topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Ferhad'dır Kerem'dir ve Keloğlan'dır. Yol görünür onun garip serine, analar, babalar umudu keser, kahbe felek ona eder oyunu. Çarşambayı sel alır, bir yâr sever el alır, kanadı kırılır çöllerde kalır, ölmeden mezara koyarlar onu. O, «Yûnusû biçâredir baştan ayağa yâredir,» ağu içer su yerine. Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine ve bir kerre vakterişip : «—Gayrık yeter!...» demesinler.
Reklam
Malum kış fena bastırdı. Kırık penceresinin camlarına gazete kağıdı sıkıştıran analar, ayaklarına giyecek bir çift çizmeyi bulamayan çocuklar evine ekmek götürmek için o soğukta karton toplayan babalar var. Giymediğiniz kıyafeti gardolabınızda bekletmek yerine gözden çıkarmayı deneyin, belki de sizin gözden çıkarttıklarınız başkasının hayalidir,
İnsanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız! İnsanlar! Yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur. Yağan yağmurlar ve biten otlar, rızıklar ve azıklar babalar ve analar, diriler ve ölüler, toplular ve dağınıklar, işaret üstüne işarettir bunlar... Çocuklar doğar, anaların babaların yerini tutar. Sonra hepsi mahvolur gider. Dikkat edin, söylediklerime kulak verin Gökte haber var; ve yerde ibret alacak şeyler! Yeryüzü serilmiş bir döşek, gökyüzü yüksek bir tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur. Gelen kalmaz, giden gelmez. °İskender Pala°
“ İnsanlar ! Geliniz , dinleyiniz , belleyiniz , ibret alınız ! İnsanlar ! Yaşayan ölür , ölen fena bulur , olacak olur . Yağan yağmurlar ve biten otlar , rızıklar ve azıklar , babalar ve analar , diriler ve ölüler , toplular ve dağınıklar ; işaret üstüne işarettir bunlar .. Çocuklar doğar , anaların babaların yerini tutar . Sonra hepsi mahvolur gider . Dikkat edin , söylediklerime kulak verin ! Gökte haber var ; ve yerde ibret alacak şeyler ! Yeryüzü serilmiş bir döşek , gökyüzü yüksek bir tavan. Yıldızlar yürür denizler durur . Gelen kalmaz , giden gelmez .”
"birini sevmek ne demektir biliyor musunuz? bir ağacı, bir kuşu, küçük bir hayvanı sevmek nasıl bir şeydir? size karşılığında hiçbir şey vermese de, gölgesini sunmasa da, sizi izlemese, size bağlı kalmasa da ona bakmak, onu beslemek, ona şefkat göstermek . bir çoğumuz bu şekilde sevmez; sevgimiz hep, aynı zamanda içsel anlamda başkasına bağlı
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.