Bir yetişkin de ancak çocukken ona sevgi ve saygı ile yönelen bir ana/babaya veya onların yerine geçen aynı niteliklerde bir kimseye sahip olmuşsa duygularını gereğince yaşayabilir.
Hayatın kuralını kabul etmek gerekir: Rabbimiz bizi birbirimize bağlamıştır. Ne evlat ne anne-baba kendi başına bir güçtür, iki tarafta Allah'ın kuludur, birbirine mahkumdur ve birbirinin cennet veya cehennem sebebidir. Bu evladını, evladından beklediği şeyler için büyütmeyi zorunlu kılar. O ne yaparsa yapsın, hareketlerin karşılığı Allah'tan beklenmelidir. Zira çocuğun anneye vereceği hiçbir hediye bırakın diğer emekleri, doğum eziyetine bile değmez. Anne-babaya gerekli alakayı göstermek, hürmeti eksik etmemek onların bunu tavırlarıyla hak edip etmemeleriyle ilgili değildir, madem Allah Teâlâ böyle olmasını emretmiştir, saygı gösterilecektir. Bu anlayış yakalanamadığı sürece ne yasalar ne örf tarafından düzeltilmemiz mümkün değildir.
İslamda bir Mayıs gibi anneler babalar günü gibi bayramlar yoktur zaten bu tür bayramlar dünyanın en aptalca yapılan bayramlarıdır
İslam her gün her an kul hakkının verilmesini emreder islam her an anne babaya sevgi ve saygı beslenmesini emreder ve sadece kendi anne babana değil tüm insanlığın anne basına yaşlısına sevgiyi emreder
İşci hakkını aldı diye bayram ediyor tabi haklılık yanı var emperyalistlerden ağzına bir parmak bal çalınmış ne yapsın bunada şükür diye bayram ediyor :)))
İSLAM BUNU EMREDER ANCAK BU AYETİ KİMSE GÜNDEM ETMEZ
Allah kiminize kiminizden daha fazla rızık verdi. Ama kendilerine fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilerle paylaşıp da onları bu hususta kendileriyle eşit hale getirmeye yanaşmıyorlar. Peki onlar Allah’ın nimetini inkâr etmiş olmuyorlar mı?
Nahl 71
"Hoşuna gitmeyen bir şey yapmaya başladığımda ve sen beni başarısız olacağıma dair korkuttuğunda,senin fikrine duyduğum derin saygı öylesine büyüktü ki,belki ileriki bir tarihte gerçekleşecek bile olsa başarısızlığa uğramam kaçınılmazdı"
#BİLİYOR_MUYDUNUZ?
"Âşık Mahzuni Şerif'in bütün besteleri ve şiirleri 1985 yılında kitaplaştırılmıştır. Fakat Abdurrahim Karakoç’a ait 5 adet şiir de sanki Mahzuni Şerife aitmiş gibi kitabın içinde yer almıştır. Durumu öğrenen Avukatı olayı Abdurrahim Karakoç’a açıklayarak;
'Yaptığı ayıp sen bana vekâletini ver Mahzuni’nin canına okuyayım'
Merhabalar.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Arkeoloji ve tarih meraklısı biri olarak,Muazzez hanımı biliyordum. Dinler tarihine de duyduğum meraktan dolayı okumayı istediğim ilk kitabı bu oldu.
Kitabın içeriğinde Sümer,Tevrat,İncil,Kuran emir ve kuralla birbirine benzer ve birbirini destek niteliktedir yani tek bir yaratıcının kuralların devamlı
1- Ana ve Babaya saygısızlığın artması
2- Saygı ve Merhametin yok olması
3- Fuhuş ve Zinanın çoğalması
4- Helal ve Harama dikkat edilmemesi
5- Yüksek katlı binaların yapılması
6- Öldürme olaylarının artması
7- Dünya sevgisinin ahireti unutturması
8- Adaletin zayıflaması
9- Kumar oyunlarının yaygınlaşması
10 - İsrafın yaygınlaşması
11 - Ehliyetsiz ve Beceriksiz kişilerin söz sahibi olması