Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
96 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çıplak Babalar
Kızın babaya olan sevgisinin dokunaklı öyküsü Çıplak Babalarda orta yaşlarındaki anlatıcı çocukluk yıllarıyla. bugünü arasında usulca salınarak bilin. cin sınırlarında geziniyor,şimdi Alzheimer hastası olmuş, zihni karışmış bir halde. ölüme yaklaşan,çocukluğunun mükem. mel babasına kendine özgü,soğukkanlı ve içten bir saygı duruşunda bulunuyor. Yazar,bu minimalist ve parçalı romanı ile. okurda gömülü kalmış anıları,özellikle. de varoluşunun küçük, neredeyse unutul muş çekirdeğinde saklanabilen anıları. harekete geçiriyor.
Çıplak Babalar
Çıplak BabalarMargit Schreiner · Yapı Kredi Yayınları · 202424 okunma
1025 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Rus klasikleri okuma yolculuğumda bir kilometre taşını daha geride bıraktım bu kitapla. Böylesi dünya halklarına armağan eserleri yorumlamak haddime değil ama bunlar benim kendime küçük notlarım o yüzden mazur görülebilir. Dostoyevski'nin son kitabı olma özelliğini taşıyan Karamazov Kardeşler tam anlamıyla mükemmeldi. Dostoyevski'nin bir deha olduğunu düşünüyorum ben. Sadece yazar değil, filozof ve psikolog da aynı zamanda benim gözümde. Suç ve Ceza' da Raskolnikov' un duygularını didik didik etmiştik, bu kitapta her bir karakteri ayrı ayrı inceliyoruz. Bunu başarabilmek çok incelikli bir iş ,tam anlamıyla büyüleyici. Buna rağmen Suç ve Ceza'yı ayrı bir yere koyabilirim kendi adıma. O kitapta bambaşka bir kendi kendini sorgulama ve vicdan muhasebesi vardı. Olayın içinde aşk yoktu, daha toplumsal bir hesaplaşma vardı. Ama şu yorumu yaparken bile suçluluk duydum şimdi. Nasıl birini birine üstün tutabilirim ki? diye düşünmeye başladım . Sonuç olarak bu kitapta da toplumun en küçük yapı taşı aile kavramı ele alınmış sayılmaz mı? Babanın çocuklarına olan tavrı, onların hayatındaki etkileri ... "Baba layık olmadıysa eğer babaya saygı duymak manasız, imkansızdır. " diyerek son noktayı koymuş diye düşünemez miyiz Mitya'nın avukatı?
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
Reklam
57 syf.
·
Puan vermedi
Kafka'nın içinde ne fırtınalar koptuğunu asla anlamayan babasına yazdığı sitem dolu bir mektup... Babasının ona uyguladığı psikolojik şiddetin onun ruhunu nasıl yaraladığını, ruhunun çok derinlerinde nasıl yaralar açtığını okurken üzülmemek elde değil. Aslında belki de yaptığının çok doğru olduğunu düşünen bir ebeveyn ya da aileden gelme geleneksel bir figür diye de düşünülebilir. Ama her ne olursa olsun evladını böyle yermek, devamlı aşağılamak, her kararını sorgulamak, asla ona hareket edeceği bir alan bırakmamak.... İşte bunun sonucunda da Kafka kendini yazarak ifade ediyor. Ama ne yazık ki ölümünden sonra bile fikirlerine saygı duyulmuyor. Asla kitaplaştırılmasını istemediği tüm yazıları kitaplaştırılıyor ve okura sunuluyor. Burda bile hayat ona saygı duymuyor aslında. Nerden bakarsanız bakın bu kadar kıymetli bir yazarın bu kadar aciz durumda görünmesi beni bile çok yaraladı... Çok zayıf olması sebepli kendini çok kötü hissedip, nişanlansa da asla evlenememesi sebepli de kendini çok sorgulayan yazar belki de ruhunu derinden etkileyen bu sebepler kaynaklı hayata gözlerini çok genç yaşta yummuş... Kafka okumayı seviyorum. Ama o ümitsiz ve mutsuz Kafka da insanı bazen kendinden uzaklaştırıyor.... Fazla dramatik ve melankolik maalesef ki!
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma
57 syf.
8/10 puan verdi
Bir babanın Erkeğin karakteri ve davranışları üzerindeki Etkileri
Kafa yer yer kitaptaki satırlarda babasına suçlayıcı tonla sitem etse de bazı yerlerde de babasının suçu olmadığını da belirtir. Bu ikilem bize özünde sevdiğimiz, bizim kanımızın kaynağı olan birine karşı duyduğumuz saygı ve değer verilen insandan gelen alçaltıcı küçük düşürücü şeylerin bizim yaşamımızı ne hale getirdiğinin örnekleridir. Farklı bir deyişle hem babasına sitem eden Kafka aynı zamanda toz da konduramaz veya kondurmak istemez. Ne kadar da haşarat benzetmesi yapsa da. Klâsik Yahudi disiplinini bünyesinde barındıran Herman Kafka (kafanın babası) başarılı bir iş adamıdır. İşlerini devam ettirecek tek erkek evladı olan Kafkaya yönelik Ataerkil baskıcı ve katı disiplinli olması Yahudi orta sınıfının yaşadığı baba-oğul çatışmasının yaygın bir örneğidir. Kurallar koyar fakat koyduğu kurallara kendi uymaz. Nitekim kafka da alttaki alıntı da bunu söylüyor. Mesele, çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı. (Syf37) Bazı yerlerde kendinize ait iyi veya kötü aforizmalar bulabilirsiniz.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
51 günde okudu
295 - Okumaya başlamadan önce genellikle yaptığım gibi kitaba dair hislerinden ve görüşlerinden bahsedip olay örgüsüne fazla değinmeyenlerden seçerek birkaç yorum okudum. Yorumlarda yaygın olarak gördüm ki insanlar kitapta hikayesi anlatılan kadının “tuhaf” olduğuna veya kadının hayatının gidişatındaki değişimin “tuhaf” olduğuna, bazı okurların da
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir KadınLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,938 okunma
143 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Anne, Yeniden Doğuş, Ruh ve Hilebaz
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
, İsviçreli bir psikiyatrist, yazar, analitik psikolojinin babası, derinlik psikolojinin kurucularından biridir. Toplumsal bilinçaltı kavramı ile tanınmaktadır. İlgilendiği bazı dallar şunlardır; kompleks, içedönük ve dışadönük, gölge, arketip (enerjikompleksler), kolektif (toplumsal) bilinçdışı, anima ve animus. Arketip kavramını ilk
Dört Arketip
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,785 okunma
Reklam
94 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Helula gibi bir karakterin kendi ağzından derdini dinlettigi için
Fatma Aliye Hanım
Fatma Aliye Hanım
razıyız.
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
anılarında Udi romanının eskiden hanım meclislerinde topluca okunduğundan bahsediyor. Kitabı okurken hep bu düşünce aklımdaydi. Yine bir dost meclisi olsaydı da kız kıza okusaydık diye. Zira iffetli bir kadının hayata tutunma çabasından hepimizin alacağı bir şeyler vardır. Bunun yanı sıra bir solukta okuduğum Udi, tarz olarak da insanda çok hoş bir his bırakıyor. Anlatım, diyaloglar o kadar kibar bir dille yazılmış ki, bu aslında bize dönem hakkında da ip uçları veriyor. Zaten Türk edebiyatından böyle kadın yazarların kitaplarını okumayı sevmemin sebeplerinden biri bu: satır aralarından o dönemdeki kadınlarin yaşayışlarından detaylar bulabiliyorsunuz. Osmanlı'nın son yıllarında geçen Udi'de de en dikkatimi çeken nokta aile bireyleri arasındaki saygı ve uslup oldu. Anne babaya, eşe olan bu saygı "Ya ne kadar değişmişiz" dememe sebep oldu.
Udi
UdiFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022755 okunma
92 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
She ate and left no crumbs
"Bu manifestonun "kadın erkek çoğumuzun, kadın kalbinde yattığına inanmak istemediğimiz bir intikam ateşini dillendirdiği" söylenir." Kitabı okumadan önce önsözü kesinlikle okumanız gerekiyor, ancak bu sayede yazarın görüşlerini kendisi ike ilişkilendirebilirsiniz. Babası tarafından cinsel tacize uğraşmış, dedesi tarafından şiddete uğraşmış, seks işçiliği ve dilencilik yapmış talihsiz yazarımız radikal ayrıcalıklı feminist Valerie Solanas. 1967'de yazdığı erkek doğrama cemiyeti manifestosu(SCUM). Scum aynı zamanda kaynayan yemeğin üzerinde oluşan kirli köpük anlamına geliyormuş. Yazar erkekleri yani erilleri eksik bir dişi olarak görüyor ve erillerin hayatları boyunca dişi olmak istediklerini, erillerin duygusal sakat olduğunu söylüyor. Kitapta 'babasının kızı' olmak fazlası ile aşağılık görülüyor, babasının kızı erilleşen bir kadındır, babaya karşı korkusu-saygı- vardır. Bu babasının kızı(erilleşen kadın) mevzusu kitap boyunca devam ediyor. Bana kalırsa Solanas'ta babasının kızı olmayı yaşadığı kötü olaylar yüzünden bırakmış/kurtulmuş. Asıl nefreti erkeklere, ve erkeklere itaat eden kadınlara değil, babasına ve geçmişte ona itaat eden belki korkqn belki seven kendisine.
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu
Erkek Doğrama Cemiyeti ManifestosuValerie Solanas · Sel Yayıncılık · 20181,180 okunma
182 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ali Köse, Freud ve Din, İstanbul: İz Yayıncılık, 2016, 182 s. Bilinç dışının kâşifi, psikanalizin kurucu olan Avustralyalı nörolog Sigmund Freud. Şüphesiz tarihin en tartışmalı isimlerinden biridir. Ortaya attığı fikirlerden, yaptığı çalışmalara kadar ses getirmiş, yıllarca adından söz ettirmiştir. Günümüzde dahi bazı noktalarda fikirlerine,
Freud ve Din
Freud ve DinAli Köse · İz Yayıncılık · 2019135 okunma
429 syf.
·
Puan vermedi
~Sağdan Soldan Estarabim~
“ 1941 yılında İstanbul'da doğmuşum. Piyano öğretmeni bir annenin oğluyum. Müziğe merakım ilk defa … “ tam olarak böyle tanımlıyor Erkin Koray kendini lakin bir farkla, bir eksikle, o eksikliğe de mertçe cevap vererek. Sağdan soldan atıp tutan kalem tutmayı bilmez, öğrenmek mi? Hiç mi hiç istemez tayfaya, “magazin bülteni”ne, o tayfanın
Mezarlık Gülleri- Bir Dokümanter'le Karışık Hikaye Kitabı
Mezarlık Gülleri- Bir Dokümanter'le Karışık Hikaye KitabıErkin Koray · Alfa Yayınları · 200643 okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Udi, 1899 döneminde Türk kadın yazarı Fatma Aliye tarafından yazılmış. O kadar beğenilmiş ki Fransızcaya bile çevrilip yayınlanmış. Hatta kitabı günümüz Türkçesine uyarlayan Senem Timuroğlu, bazı okuyamadığı- silik yerler için Fransızca çeviriden yararlanmış. Dil akıcı, konu sürükleyici. Üç çocuğu olan Nazmi bey musikişinas bir entellektüel. En küçük kızı Bedia babası gibi müziğe gönül veriyor. Küçük yaşta Kanunla başlayan macerası sonra babasının Kemanı ve en son tınısını duyup hayran olduğu Ud ile sürüyor. Baba kız, müzik yaparken her şeyi unutuyor. Baba rahatsızlanınca Bedia apar topar 19 yaşında ( devre göre biraz geçkince) Yüzbaşı Malik ile evleniyor. Olanlarda bundan sonra oluyor. Özellikle hafifmeşrep Helula ile karşılaşmaları, Bedia’nın Abisi Şemi ile arasındaki muazzam saygı ve sevgi de dikkat çekiciydi. Toplum olarak aile yapımız ne kadar da değişmiş! Tarım toplumundan endüstri sonrasına geçiş çok net görülüyor. Babaya müthiş bir saygı var. Erkekler inançlı ama alkol ve zinanın pençesinde. O dönem Lübnan’da sadece Müslümanların değil Yahudi ve Hristiyan kadınların da çarşaflı olması yine dikkat çeken bir bilgiydi. Hayatta kalabilmek için her yolu mübah gören Helula ile onur ve gururunu koruyarak ayakları üzerinde kalan Bedia’nın kapışmasının sonucu kitabın finalinde saklı. “ Bir kadın şerefli bir şekilde kurtlar sofrasında yaşayabilir.” kitabın temel mottosu. Aynı Hüseyin Rahmi’nin kitapları gibi derin anlamlar ve toplumsal eleştiriler barındıran Udi’yi çok sevdim. Keyifli okumalar dilerim :))
Udi
UdiFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022755 okunma
175 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Günah her şeyden önce Tanrı'ya karşı değil kendimize karşı işlenir." Dinler ve Tanrı olmasa dünyada kötülükler ve günahlar artar mı? Sonunda cezalandırılmayacağını düşünen insan bütün kötülük ve günahları kendisine mübah mı görür? Peki, dinler ve Tanrı kötülüklerin ve günahlarının önüne ne kadar geçebilmiştir? 1937 yılında Jung,
Psikanaliz ve Din
Psikanaliz ve DinErich Fromm · Say Yayınları · 20231,071 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
Üç yıl sonra kitap incelemesi yazıyorum. Arayı neden bu kadar çok açtım onu da bilmiyorum. Yazar, Hakan Öner hakkında pek bir bilgim yok “Hz. Peygamber’in [sallallahu aleyhi vesellem] Aile Hayatı” adlı eserini beğendim. İlk öncelikle kitabın içindekileri listeleyeyim belki merak edenler vardır: -Peygamber Efendimiz’in [s.a.v.] Aile Hayatı -Yuva
Hz. Peygamber'in Aile Hayatı
Hz. Peygamber'in Aile HayatıHakan Öner · Semerkand Aile Yayınları · 202249 okunma
288 syf.
2/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Saygı diye başlayıp cümleye, saygısızlıkla devam ettirilmiş bir kitap... İlk iki bölümde birçok anne babaya farklı bir pencereden bakma imkanı sunarken üçüncü bölümde, ben kimsenin inancını eleştirecek değilim, diye başladığı cümlelerde sürekli İslamiyet'i eleştirmesi; yaptığı tüm alıntıları incik cincik belgeleyip sunarken İslamiyet ile ilgili fikirlerini sunarken, bir arkadaş öyle söylemişti gibi cümleler kurması yazarın olaya objektif yaklaşmadığının en büyük emaresi. Saygı görmek isteyen saygı gösterir. Bunalarak yarım bıraktığım nadir kitaplar listesine eklendi.
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Franz Kafka "Benim suçluluk duygumun kaynağı sensin."
Konuşma yeteneğimi kaybettim.Sen daha kücükken bana konuşmayı yasakladın."Tek bir itiraz yok." senin önünde kekeleyip boğuluyordum. Bu da seni kızdırıyordu en sonunda konuşmayı bıraktım." "Çok fazla itaatkardım,tamamen suskundum, endişeli bir şekilde senden uzaklaşırdım ve gücünün ulaşamadığı yerde konuşmaya cesaret ederdim." Ah! Kafka kendini babana kanıtlamaya çalışırken çok yorulmuş olmalısın. Şiddet her zaman fiziksel olmaz kafka, psikolajikde olur. Babana duyduğun yoğun sevgi,saygı, korku birleşince çaresizliği öğrettin okurlarına, sevgi ve korku nasıl aynı anda var olabileceğini gösterdin, öğrenilmiş çaresizlikti seninkisi çünkü babana kendini sevdirmeye çalıştıkca baban seni aşşağıladı hor gördü ve seni değersiz kıldı. Böylece seni kendine yabancı kılmıştı, artık sen babanın söylediklerinden ibarettin. Babana kendini kanıtlamaya çalıştıkca her gün biraz daha yok olmuştun. Ne intihar etmeyi becerebildin ne da uzaklara gitmeyi sadece bunları düşünmekle kaldın. Baban adeta seni tüm benliğinden sıyırmıştı ve sen beceriksiz, başarısız ve aptal bir insan olduğuna inanmıştın. oysaki sadece takdir görülmemiş, sevgisinisiz, seni dinlemeyen, korkularla, tehtidle büyüyen bir babanın elinde büyümüştün."kitabı tek bir cümle ile özetleyecek olursak; konusu; babasının omuzunda ağlayamayan bir insanın yazdıkları bu satırların omuzunda ağlamasıydı.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Aylak Adam Yayınları · 201840,1bin okunma
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.