Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Yavrucuğum şunu bil! Günler saatler olarak sunulur. Saatler de nefesler olarak sunulur. Her nefes bir hazine sandığıdır . Bir nefesinin karşılığı olmadan boşa gitmesinden sakın. Çünkü kıyamette içi boş bir sandık görürsün pişman olursun. Her saatinin neyle geçip gittiğine dikkat et . Mutlaka en değerli şeyle birlikte yolcu etmeye bak. Nefsini sakın ihmal etme. Onu en değerli ve en güzel amellere alıştır. Kabir sandığına, oraya varacağın günde seni mutlu edecek şeyler gönder."
Sabahleyin namaza kalkmak nasıl? İrade kuvveti ile! Tabii insan çoluk çocuk olduğu zaman önce anasının babasının kuvveti ile kalkıyor. "Hadi yavrum, kalk yavrum. Etme eyleme yavrucuğum. Hadi canım, bak namaz vakti geldi." O tarafa dönüyor, bu tarafa dönüyor. İşte yarı şaka, yarı gıdıklama, yarı üstüne su serpiştirme... Kardeşi varsa ayaklarından sürükleyerek, yorganı alarak; ötekisi yorganı bırakmak istemez, berikisi yorganı çeker... Bir komik, gülünç işler. O zaman başkadır.
Reklam
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğine ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Derken gök gözlü Athene girdi araya, dedi ki: "Ey babamız, Kronosoğlu, tanrıların en üstünü, biliyoruz erişilmez bir gücün var senin, kargı salan Danaolara acıyoruz yine de, ölüp gidiyorlar bak çeke çeke. Buyurduğun gibi çekilelim savaştan ama işe yarar öyle öğüt verelim ki Argoslulara sen öfkelendin diye yok olmasınlar." Bulutlar devşiren Zeus gülümsedi, dedi ki: "Korkma Tritogeneia, yavrucuğum, dediklerime sen öyle pek kulak asma, yumuşak davranırım sana ben."
Sayfa 158
Eğer çay bardağı kadar kırılgansan ya kaynar suyla asla karşılaşmamanın bir yolunu bul ve ideal bir kocaya varıp ideal bir hayat sürmeyi umut et, ya da yavrucuğum, bir an önce kırılmaya bak. Bütünün bir işe yaramazsa kırıkların bir işe yarar belki.
Sayfa 227 - Metis YayıncılıkKitabı okudu
#33
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Reklam
İmam İbnü’l Cevzi rahmetullahi aleyh çocuğunu ilme teşvik ederek şöyle demektedir: “Yavrucuğum şunu bil ki günler saatler olarak sunulur. Saatler de nefesler olarak sunulur. Her nefes bir hazine sandığıdır. Bir nefesinin karşılığı olmadan boşa gitmesinden sakın. Çünkü kıyamette içi boş bir sandık görürsün de pişman olursun. Her saatinin neyle geçip gittiğine dikkat et. Mutlaka en değerli şey ile birlikte yolculuk etmeye bak. Nefsini sakın ihmal etme. Onu en değerli ve en güzel amellere alıştır. Kabir sandığına, oraya varacağın günde seni mutlu edecek şeyler gönder.”
Sayfa 116
:p
Gece yarısı, mışıl mışıl uyurken iki sinirli el ona sarılır ve hıçkıran bir göğüsle bastırırdı. Çocuk anlamayan gözlerle bu alelacayip hareketlere bakarken, ağlamaklı bir ses kulağının dibide vızıldamaya başlardı. "Ah benim talihsiz kızım! Ah benim zavallı Muazzezim; benim yetim yavrucuğum. Bak, baban hâlâ gelmedi! Ah benim talihsiz, masum yavrucuğum!" Çocuk bu sözlerden bir şey anlamaz, fakat hali ile, asıl talihsizliğin böyle gece yarısı uykudan uyandırılarak hırpalanmak olduğunu söylemeye çalışır, sonra daha fazla tahammül edemeyerek anasının ağlamasına daha tiz bir perdeden iştirak ederdi.
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Anası "Dünya kurulalı abes işlerde bulunanlar vardır... Bu dünya böyle kurulmuş, böyle gider! Benim akıllı yavrucuğum, sen işine bak... Onların kendi saçlarını, sakallarını yolmaları yakındır!" dedi.
Sayfa 395Kitabı okudu
Reklam
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
Eğer çay bardağı kadar kırılgansan ya kaynar suyla karşılaşmamanın bir yolunu bul ve ideal bir kocaya varıp ideal bir hayat sürmeyi umut et ya da yavrucuğum , biran önce kırılmaya bak.Bütünün bir işe yaramazsa kırıkların bir işe yarar belki….
Öğle yemeğinden ya da akşam yemeğinden ya da her ne idiyse ondan sonra -o çılgın on iki saatlik vardiya sonrasında nerede olduğumdan bile emin olamıyordum- şöyle dedim ona: "Bak, yavrucuğum, üzgünüm, ama bu işin beni delirttiğinin farkında değil misin? Vazgeçelim. Rahatımıza bakalım, sevişelim, yürüyüşe çıkalım, sohbet edelim. Hayvanat bahçesine gidelim. Hayvanlara bakalım. Arabamıza atlayıp okyanusa sürelim. Topu topu kırk beş dakika burdan. Bilardo oynayalım. Yarışlara gidelim, müzelere gidelim, boks maçlarına gidelim. Arkadaş edinelim. Gülelim. Bu yaşadığımız hayat herkesin yaşadığı hayat: bizi öldürüyor." "Hayır, Hank, onlara kanıtlamalıyız, kanıtlamalıyız..." Küçük taşralı kız konuşuyordu. Vazgeçtim.
Canın çok mu sıkılıyor? Sıkılmasın yavrucuğum. Her sıkıntılı ve üzüntülü zamanında pencereden tabiata, gökyüzüne, ağaçlara ve denize bak. O zaman bu muazzam kâinat içinde seni üzen sebeplerin bütün hiçliğini ve senin kadar sevilen, bir insan tarafından bile olsa, bir kadının sıkılmaması lazım geldiğini hissedersin.
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.