Biraz başım dönüyordu, güldüm. "Gün gelecek senden hızlı olacağım."
"Rüyanda görmeye devam et."
"Öküz," diye yapıştırdım yanıtı.
Daemon'ın dudağının bir kenarı yıkarı kıvrıldı. "Baş belası."
"Ya," deyip gözlerimi koca koca açtım. "Bu ağır kaçtı işte
"Biz ayrılmıştık. Hem de onu ben terk etmiştim. Kötünün iyisi olsun diye. Kendimi yatağın üstüne bırakmış MENA Otel'in 438 numaralı odasının tavanını izlerken kendime ayrılığımızı ve nedenini hatırlatma ihtiyacı duyuyordum. Çünkü... Hiçbir şey yapmasa da yatağın diğer tarafındaki ağırlığı beni heyecanlandırmaya yetiyordu. "Biz ayrıldık." diye mırıldandım kendi kendime. Meriç "Eee?"dediğinde kendi yüzleşmeme onun da dahil olduğunu kabul ettim. "Hatırlatıyorum." "Hım. Sıra bende."dediğinde başımı yan çevirip onun kahverengi gözlerine, küçük yuvarlak burnuna ve bir kalbi andıran dudaklarına sırasıyla baktım. Dudağımdan tanımadığım seste bir soru döküldü. "Ne için?" Meriç Tuna parıldayan kahverengi mucizeleriyle bana bakarken kim olduğumu unutturuyordu. "Siyah benim rengim Kayla. Çiçekli elbiselerine ne oldu?" "Değişiklik yaptım." Meriç içini çektikten sonra başını yastığa doğru biraz daha bastırdı. "Ayrıldık demiştin değil mi?" Ses çıkarmadan ona bakmaya devam ettim. Meriç bir kez daha içini çekti. "Ne saçmalıyoruz biz?"dedikten yarım saniye sonra üstümdeydi. Bu ani yer değiştirmesiyle bedenim ona doğru kıvrıldı. Derin bir nefes alıp onu bekledim. Konuşmadan önce diliyle dudağını ıslattığında göğüs kafesimin altında bir sarsıntı yaşanıyordu. O'nun sarsıntısı. "Hatırlatayım. Sen benimsin, baş belası."
Memet vardı, benim bu mahrumiyet bölgesi tepede tek arkadaşımdı. doğru düzgün yaşıtımız çocuk da yoktu zaten,bi ikimiz işte.kız memet derdim, korkağın tekiydi.
kurbağa yakalamayı, ağaçtan kılıç yapmayı ,ben öğretmiştim ona.ve de karınca beslemeyi ...karıncalarımız vardı yandaki arsada. önce dedim ki: uzun zaman sadece izleyeceğiz ve hangisinin
7. sınıfta okuduğum ve 1 günde bitirdiğim bir kitaptı. O zamanlar yeni yeni kitap okumaya başlamıştım ve gerçekten beğenerek okuduğum bir kitap olması ve beni kitaplara daha fazla yönlendirmesi daha da mutlu etmişti beni. ilköğretim çağında okunabilecek harika kitaplardan biri.
Çok sevdiğim yazar İlyas Efendiyev`in oğlu Elçin Efendiyev`den masal tadında bir aşk hikayesi " Mahmud ile Meryem".
Elçin " Mahmud ile Meryem" i " Aslı ile Kerem" in motifleri esasında yazmış.
Mahmud, bir qarip oğlan. Ziyad han`ın 9 yıldan sonra dünyaya gelen tek oğlu. Ondan sonra tahta çıkacak tek varisi. Ama
"Biz ayrılmıştık. Hem de onu ben terk etmiştim. Kötünün iyisi olsun diye. Kendimi yatağın üstüne bırakmış MENA Otel'in 438 numaralı odasının tavanını izlerken kendime ayrılığımızı ve nedenini hatırlatma ihtiyacı duyuyordum. Çünkü... Hiçbir şey yapmasa da yatağın diğer tarafındaki ağırlığı beni heyecanlandırmaya yetiyordu. "Biz ayrıldık." diye mırıldandım kendi kendime. Meriç "Eee?"dediğinde kendi yüzleşmeme onun da dahil olduğunu kabul ettim. "Hatırlatıyorum." "Hım. Sıra bende."dediğinde başımı yan çevirip onun kahverengi gözlerine, küçük yuvarlak burnuna ve bir kalbi andıran dudaklarına sırasıyla baktım. Dudağımdan tanımadığım seste bir soru döküldü. "Ne için?" Meriç Tuna parıldayan kahverengi mucizeleriyle bana bakarken kim olduğumu unutturuyordu. "Siyah benim rengim Kayla. Çiçekli elbiselerine ne oldu?" "Değişiklik yaptım." Meriç içini çektikten sonra başını yastığa doğru biraz daha bastırdı. "Ayrıldık demiştin değil mi?" Ses çıkarmadan ona bakmaya devam ettim. Meriç bir kez daha içini çekti. "Ne saçmalıyoruz biz?"dedikten yarım saniye sonra üstümdeydi. Bu ani yer değiştirmesiyle bedenim ona doğru kıvrıldı. Derin bir nefes alıp onu bekledim. Konuşmadan önce diliyle dudağını ıslattığında göğüs kafesimin altında bir sarsıntı yaşanıyordu. O'nun sarsıntısı. "Hatırlatayım. Sen benimsin, baş belası."
Kahkahalara boğulmama neden olan, sürekli yüzümü gülümseten resmen klasik bir Sophie Kinsella kitabı ile karşı karşıyayız. Vee bu kitapta da Emma ile tanışıyoruz. Emma hayatında bir yandan iş hayatının zorluklarıyla uğraşırken bir yandan da kişisel sorunlarıyla çırpınıyor. Hele bir kuzeni var ki baş belası düşman başına, ıyy :) Çok da uyumlu
KIRKINCI YIL HESABI
Uykuları harman ettim, savurdum
Bir mübarek düş aradım kırk sene.
Ne usandım, ne yoruldum, ne durdum
İçi doğru dış aradım kırk sene.
Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş