Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
8/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Ağır bir kitap. Küçük bir çocuğun ruhuna böylesine bir ağırlığın kazınmasına çok üzüldüm. Uzun zamandır beni okuduklarım üzerine yazmaya iten bir kitap olmamıştı, ki buna da başlarken bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Nereden başlasam bilemiyorum, olay örgüsünü anlatmak anlamsız, kişilik analizi yapmak veya satır aralarında dolaşmak da. Tüm anlatılanlar bir trajedi ve Yozo hayata tutunabilmek için bu trajediyi (karşıtı olan belki de eş anlamlısı) komediyle maskeliyor. Kaçabildiği kadar kaçmak istiyor, olabildiğince umursamamak, alabileceği zararları hesaplamamak için kendini herkesten sakınarak yaşamaya çabalaması beni çok üzdü ve etkiledi. Bazen ne kadar da benziyoruz dedim, taşıdığı melankoloyi çok iyi tanıyordum, çoğu zamansa yaşadığı ve yaşayacağını düşündüğü o dehşeti anlayamadım ama hissettirdi. Küçükken maruz bırakılan kötülükten bahsettiğinde anlamak istemedim sanırım, hatta bazen korkusu yüzünden kendi cehennemini yarattığını düsünerek ona kızdım. Oysaki bu cehennemi onun içine koyanlar varmış.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,4bin okunma
235 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Yaşar Kemal ve Anadolu İnsanı
Bunaltıcı ve kavurucu bir sıcak, ekşi kokulu ter, tırnak aralarına sıkışmış kir, rüzgarın önüne katıp sürüklediği, tere bulanmış vücuda yapışıp gözenekleri kapatan toz, dümdüz ve uçsuz bucaksız Çukurova, sivrisinekler, sıtma, yalın ayaklar ve çatlamış topuklar, yoksulluk, ağalar ve ırgatlar, sütü kalmamış analar, aç bebekler, kadınlar, namus,
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20235,1bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Polonyalı Yahudi radyo istasyonu piyanisti Wladyslaw Szpilman , "Piyanist: Varşova'da Bir Adamın Hayatta Kalmasının Olağanüstü Gerçek Hikayesi, 1939-1945" adlı otobiyografinin bu uyarlamasında, Varşova'nın İkinci Dünya Savaşı başlarken yavaş yavaş değiştiğini görüyor. Szpilman zorla Varşova Gettosu'na gönderilir ancak daha sonra Reinhard Operasyonu sırasında ailesinden ayrılır. Bu andan itibaren toplama kampı mahkumları serbest bırakılıncaya kadar Szpilman, Varşova'nın harabeleri arasında çeşitli yerlerde saklanıyor.
Piyanist
PiyanistWladyslaw Szpilman · Koridor Yayıncılık · 2021944 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Kardeşi bir soygunda öldürülünce belden aşağısı felçli denizci Jake Sully, Pandora'nın uzak dünyasındaki bir görevde onun yerini almaya karar verir. Orada, açgözlü kurumsal lider Parker Selfridge'in, zengin ormanlık alana dağılmış değerli malzemeleri çıkarmak için yerli insansı "Na'vi"yi kovma niyetini öğrenir. Bacaklarını düzeltecek omurga ameliyatı karşılığında Jake, bir yandan kendini beğenmiş Albay Quaritch'in öncülük ettiği işbirliği yapan askeri birlik için Yerli Irk ve Kültürleri hakkında bilgi toplarken, bir yandan da Na'vi halkına sızmaya çalışıyor. bir "avatar" kimliğine sahiptir. Jake yerli kabileyle bağ kurmaya başlarken ve güzel uzaylı Neytiri'ye hızla aşık olurken, huzursuz Albay acımasız imha taktikleriyle ilerlemeye devam ederek askeri bir tavır almaya ve onun kaderi için destansı bir savaşta karşılık vermeye zorlar. Pandora.
Avatar
AvatarDirk Mathison · Doğan Kitap · 201012 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
"Duygularımızı yalnız ölümün uyandırdığına dikkât ettiniz mi?" Günümüzde ölüme duyarsızlaşmış olsakta bizi uyandıracak şey ölümdür. Bugün bu incelemeyi yazmaya başlarken bile dün tam 7 kadın ayrılmak istediği ya da ayrıldığı eşleri tarafından -ldürüldü. Ülkenin her karış toprağı kadın ve asker mezarlığı. Savaş meydanında verilen
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,3bin okunma
Başlarken..
Madem durum böyle, benim hatam, işi bekletmek olsun. .
Can Yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
Gözlerini kapatarak yalvardı. "Lütfen." Ona doğru atılıp ellerimi saçlarının arasına daldırdım ve onun beni tuttuğu şekilde tuttum ben de onu. Dilimi diline değdirdim, ağızlarımız sıcak ve ıslaktı. Bacaklarımız birbirine dolanmış ve vücudum gerilerek onun vücudunun sertliğine dayanmıştı. Alçak perdeden mırıldanarak beni yavaşlattı, sonra da beni altına alıp yatağa mıhladı. Başını geriye çekerek ağızları­ mızın mührünü kırdı ve dişlemeye, emmeye başladı. Dilinin ucunu dudaklarımın kıvrımlarında dolaştırıyordu. Sızlanarak protesto ettim onu, daha derin öpülmek istiyordum, daha sert. Oysa o telaşsızca yalıyor, diliyle damağımı, yanaklarımın içini okşuyordu. Bacaklarımı sıkıştırarak onu biraz daha çektim kendime. Kalçalarını oynatarak ereksiyonunu uyluğuma bastırdı. Dudaklarım şişip yanmaya ve güneş gökyüzünde yükselmeye başlayana dek öptü beni Gideon. Tenimin üstüne sıcacık bir dalga halinde boşalana kadar öptü. Hem de bir değil, iki kere. Onun geldiğini hissetmek, alçak perdeden zevk iniltilerini duymak, onu sadece öperek orgazma ulaştırabileceğimi bilmek ... Arzumun ıslaklığını üst bacağına sürdüm ve gelene kadar sürtünmeye devam ettim. Yeni gün başlarken, Gideon asansörde aramıza koymuş olduğu mesafeyi kapatmıştı. Seks yapmadan sevişmişti benimle. Beni dünyasının merkezine koyarak bağlılığı konusunda teminat vermişti bana. Yatağımızın kenarlarının ötesinde hiçbir şey yoktu. Sadece biz vardık, bir de bizi çırılçıplak soyarken bile bir bütün haline getiren bir aşk.
Sayfa 280
160 syf.
9/10 puan verdi
Aşk öyle bir büyü ki..
"Başlarken de biliyordum: Aşk hakkında ne söylerseniz söyleyin eksik kalacaktır, yeni bir şey söylemek zaten olanaksızdır, söylediklerinizin bir bölümü kimileri tarafından ya yaşam deneyim noksanlığı, ya kötü niyet, ya da düpedüz budalalık nedeniyle yanlış anlaşılacak; başkalarına ya da hayata yanlış aktarılacaktır. En kötüsüyse, ne kadar yazarsanız yazın, söyleyebileceklerinizin onda birini bile söyleyememiş olduğunuzu bilmenizdir. O Dolayısıyla aşk üzerine bütün bu söylediklerimi unutun. Ben de öyle yapacağım. Ya da kaldığım yerden devam edin..." Aşk o kadar karışık bir kavram ki, bu kitaptaki doğru tespitlere rağmen söylenmemiş o kadar cümle ve anlamı mevcut ki. Karmaşık olduğu kadar bence hayatın olmazsa olmazı kendisi. Duygusuz yaşamak bana göre yarım kalmaktır. Tamamlanmamız lazım hep. Kitabın güzelliği uykumu aldı ve bu saate kadar uyuyamadım yarın iş olmasına rağmen. O kadar incelikle ifade edilmiş ki her bir düşünce, olurken hayran kaldım. Aşkın cep defteri olarak kesinlikle kullanılması gereken bir kitap. Oldukça başarılı. Okuyun, okutturun. Seveceksiniz.
Aşkın Cep Defteri
Aşkın Cep DefteriMurathan Mungan · Metis Yayınları · 2012722 okunma
424 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Esere başlarken Azra Kohen’in kokusunu almıştım. Onun gibi bilimsel onun gibi net onun gibi ön yargılardan uzak cümlelerle devam eden bir okuma serüveniydi. Azur, Şirin, Mona ve sevgili Peri genel olarak olaylar Peri’nin çevresinde geçiyor olsa dahi bence orada yargılar hepimiz için. Çünkü hepimiz bazı noktalarda başkalarına, başka dinlere, başka geleneklere karşı ön yargılıyken kendi fikirlerimize, dinimize, geleneklerimize ölümüne bağlıyız. Ve elbette bunlar çok sonradan yanlış olduğunu anlayacağımız fikirlerdir. Ve günün sonunda son nefeste dahi olsak hepimizin başını çevireceğini veya düşüneceği o unutulmayan aşklardır. “ Biri Vardı” ölüm anında olsak dahi son kes sesini duymak isteyeceğimiz “biri” …. Hikaye böyle bir sonla elveda diyor bize. Kendi notum ise: “ Bilimden, bilgiden uzak olmayacağımız ve yaşarken yaşayacağımız bir dünya dileğiyle “
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616,3bin okunma
564 syf.
10/10 puan verdi
Mustafa Kemal ‘in ormanda babasıyla yaşadığı o kurt sahnesi, unutulmazdı. Gözümde öyle net canlandı ki, gerçekti ve ordaydım sanki.. . 1845-1852 arası İrlanda kıtlık yıllarında Osmanlı’dan gelen yardımlara minnet duymuşlar mı acaba gerçekten de, Çanakkalede boğazımıza çökmeye çalışan İrlandalı askerler.. . Sykes- Picot gizli antlaşmasıyla topraklarımızı paylaşmaya yeltenen bu iki kıt akıllıya dair uzun bir bölüm yazmış. Psikolojik, kültürel, felsefik tahlillerle anlatmış bu çok bilmiş ahmakları. . Çanakkale Cephe’si, harika bir dille anlatılmış. Bir destana da bu yakışırdı zaten.. . İsmet Paşa’nın Lozan’da maruz kaldığı kötülüklerle mücadelesini gururla okudum. Sandalye krizini çözmüş, Türkçe’yi antlaşma dilleri arasına yazdırmış, kaldığı otele napıp edip bayrağımızı astırmış. . Dünya harbinde aynı safta olmamıza rağmen Kudüs İngilizlerin eline geçince Viyana ve Almanya’da sokağa dökülüp kutlama yapan katolikleri Mehmet Akif’in notlarından anılarından aktarmış. Kudüs Türklerin , Müslümanların olmasın da isterse canımıza okuyan ama yine de dindaşımız olan İngilizlerin eline geçsin! İşte bu haçlı ruhuydu. . Hikayeye başlarken toprakla buluşturduğu meşe palamudu, bulmuştu Mustafa Kemal’i. İşte bu efsanevi hikayedeki en dokunaklı sahnelerden biriyle son buldu bu şahane okuma. Rahmet olsun. Bin kez daha..
Atatürk
AtatürkBeyazıt Akman · Kopernik Kitap · 202344 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.