Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TERKİB-İ BEND'LER...
Daha fikrî ve tasavvufî olan Tercî-i Bend'e göre Terkib-i Bend, kolay anlaşılır, çok ustalıkla nazm edilmiş hikmetli sözlerle doludur. Neredeyse her beyti, halk arasında atasözü gibi bilinir ve sık sık tekrar edilir. Yalnız, Divan edebiyatında, bu Terkib-i Bend'lere başlarken, ilk bend, bir gelenek olarak içkiden, badeden, meyhaneden filân bahsederek nazm edilir. Edebiyat tarihinde mevcut bütün terkib-i bendler böyledir. Onu için Ziyâ Paşa'da terkibe başlarken: "Sâkî, getir ol bâdeyi kim, mâye-i candır" diyor ve ilk bendini: "İç bâde, güzel sev, var ise akl-ı şuûrun, Dünya var imiş, yâ kî yoğolmuş, ne umurun" diye bitiriyordu. Bu insanlık dışı lâfların, sonraki on bir benddeki yüksek ve hikmetli fikirlerle alâkası yoktur. Ama işte an'âne belâsı bunları yazdırıyor...
Sayfa 337 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Terkib'lerin Girişi ve âki Bey'in Meziyeti, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Xelk li min dixe - dilê min diêşe, Ez li xelke dixim - dile min diêşe Çi rind gotine kal û baven me: Li cinan xi jî, bi cinan dikevî Cin li te xin jî, bi cinan dikevî'
Reklam
Bu ve bu gibi zulümleri, inde'n-nas (halk katında) maruf (alışılmış hâl) ve haklı göstermek için nizamlar ve türlü itikatlar cari (kanunlar ve türlü inançlar yürürlükte) İdi. Noksanyet-i İnsaniyeden tevellüt eden (insanî kusurdan kaynaklanan) bu gibi zulümleri gök sahibine (Tanrı’ya), güneşe, kamere, ruh-i kebire (aya, en büyük ruha) ve bade Huda’ya (sonra Tanrı’ya) isnat ederler idi (dayandırırlardı). Güya İntizam-ı âlem (dünyanın düzeni) böyle icap ediyor imiş. Bir bay (zengin), beş fakir lâzım imiş. Halkın malı, canı, edebi, namusu; eli kılınçlı, beli oklu hükümdara ve her su boyunda yuva tutmuş eli tayaklı (sopalı) bey ve sipahiye (tımar sahibine, toprak ağasına), mahsus olduğu halklara daim (insanlara sürekli) telkin edilip Huda’nın muradı böyle olduğu, kâhinler tarafından göğe, yıldızlara bakılıp söylenmekte idi.(194)
Sayfa 194 - 2.BASIMKitabı okudu
İç bâde güzel sev var ise akl u şuurun Dünya var imiş ya ki yoğmuş ne umurun
Sayfa 8 - TÜRKİYE İŞ BANKASIKitabı okudu
Bîr dîsan li firê bû, hemû jiyan li bîrê Bîr li pey hemû jiyanê bû Mal û malbat, xwişk û bira Ap û birazî, xal û xwarzî Yek bi yek niha li ber çavên wî bû Bavê kal ê rehmetî Diya pîr a porspî li wir, li kêleka wî bû Ma wî her û her ji diya pîr a porspî re weha negotibû; "Dayê, ez qurbanê Ez berxê te, çavreşê bavê xwe me Îro jiyan e, sibê mirin e, mirin li ser serê me hemûyan e Eger te rojex xebera mirinê bihîste Tu bizanibe; min rûye we reş nekiriye Berxê te, çavreşê we Reşoyê bavo şehîdê welatê me ye..."
İçin için gönül ağlar figâne hâcet yok Niçin niçin gönül ağlar beyane hâcet yok Lisân-ı gamzene dil aşina-yı râz olalı Lisân-ı hâl ile de tercemâne hâcet yok A nûr-ı dîde sana hâk-pây-i kahr olalı Ulüvv-i şöhrete, ikbâl ü şâne hâcet yok Bu hûn-i dil bana câm-ı kader nasîbesidir Elimde bâde-i pür imtinâne hâcet yok O Yûsufum ki yeter çâk-ı pîrehen şâhid Delîl-i ismet-i vicdân u câne hâcet yok -Hafız Yûsuf Cemil Yâni: "Feryat ve figan istemem, gönlüm için için ağlıyor. Niçin ağladığımı da hiç sorma. Senin gözlerinin ifade ettiği gizli sırları, benim gönlüm anladı. Artık hâl diliyle ona tercümanlığa lüzum yok. Ben senin ayağının toprağı olarak kahrolup giderim. Benim artık makama, mevkiye, şâna, şöhrete ihtiyacım yok. Bu kan ağlayan gönlüm bana kaderin sunduğu bir nasiptir. Artık minnet altında başka içki istemem. Benim palaspârelere bürünmüş varlığım, tıpkı Hazret-i Yûsuf gibi vicdan ismetime başka delil aratmaya hâcet bırakmaz."
Sayfa 341Kitabı okudu
Reklam
Alper'se annesine kesinlikle katılmıyordu ve susmadı: "Bizim okuldakiler gibisin aynı," dedi. "Amerikan sistemiyle en iyi eğitimi al, Amerikalıların kurduğu okulda oku, hocalarının oradan mezun olmasıyla övün, kendin de oraya gitmeyi hayal et ama Sıtarbaks'ı taşla." "Babasına hayır olsun diye mi yapıyor
Sayfa 38 - Giriş, Çözdüm nihayet o büyük sırrıKitabı okudu
İç bâde güzel sev var ise akl u şuurun Dünya var imiş ya ki yoğmuş ne umurun
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bersiva Hoşeng
Hoşeng! Roniya çavê min, Pandiyê navê min, Hêviya min a pêşîn, Di nav pêrêyên jîn, Divêm çend peyvan li gel te bikim. Bê qirên û deng
"Kaç yildır araba kullanıyorsunuz?" "Sekiz yildır.On sekizimden beri ehliyetim var.Büyük araçlar da kullandığım oldu, onları da iyi kullanırım ama normal bir aracı iki gözüm kapalı bile kullanabilirim.Bana güvenebilirsiniz."Şaşkınlıkla kadını bir kez daha süzdüm.Hani bazı kadınlar vardır... Kötü bir tabirdir ama Erkek Fatma deriz. Öyle bir kadın olmadığı aşikārdı.Karşımda hoş parfümünün kokusu burnuma kadar gelen, kolyeleri tıpkı kendisi gibi zarafetle boynundan aşağı dökülen, omuzları dik, hoş, hafif makyajlı, oldukça kadınsı bir kadın vardı.Çok da güzeldi.Kucağında birleştirdiği bordo ojeli elleriyle şoförlük yaptığın hayal dahi edemiyordum. Dayanamadım.Tekrar ediyorum,keşke dilimi eșek arısı soksaydı.Başka herhangi bir iş yapabilirdi.Bu şirkette ona uygun bir çok pozisyon bulabileceğimize emindim.Bu fizikle ve bu yüzle model bile olabilirdi belki. "Bade Hanım," dedim sabit tutmaya çalıştığım sesimle."Yanlış anlamayın ama şoförüm olmak istediğinize emin misiniz?
279 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.