Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özal (II)
ANAP, referandumda başarılı bir sonuç almıştı, ancak bu sonucun tamamını partisine kanalize etmesi mümkün değildi. O yüzden, seçimler öncesinde işini sağlama almak ve seçimi garantilemek için, büyük partinin lehine olmak üzere seçim sistemi üzerinde değişikliklere gitti. Bu bağlamda, çoğunluk partisini kayıran üst barajlar (kontenjan) öngörülmüş,
Sayfa 199Kitabı okudu
Basım -Yayım Organlarının Kurulması Bu dönemde fundamentalist düşünceyi yayacak basım yayım ağı oluştu. Bir yandan kitap ve gazeteler çıkarılırken diğer yan­dan basım evleri kuruldu. Bu anlamda Moody'nin Colportage As­sociation adlı kuruluşu büyük hizmetler yaptı. John R. Rice'nin Tanrı'nın Kılıcı (The Sword of The Lord) ve Pazar
Reklam
"Burası küçük yerdir, ne kadar saklasanız da doktor gibi hasta ziyaretine gidiyorsunuz, geldiğinizin dedikodusu yapılır" dedi Vali. "O da herkesin şevkini kırar, maneviyatı bozar. Kimse bir salgın olduğunu işitmek istemiyor. Herkes karantinanın dükkanların kapatılması, doktorların, askerlerin evlere girmesi, ticaretin dur­ ması anlamına geleceğini biliyor. Siz benden daha iyi bilirsiniz, Müslüman mahallesinde asker desteğiyle evlere girmeye çalışan Hıristiyan doktorun talihi yaver gitmez. Veba var diye ısrar eder­ seniz işi bozulan esnaf sizi müfteri ilan eder, yarın vebayı sizin getirdiğinizi de söylerler. Çok kalabalık değildir aslında adamız. Ama burada her kafadan bir ses çıkar." "Nüfusu tam ne oldu?" " Adanın nüfusu 1897 nüfus yazımında 80 bin, Arkaz'ın 25 bin­dir. Burada Müslüman-gayrimüslim oranı tahmini yarı yarıyadır. Hatta Girit'ten son üç yılda gelenlerin sayesinde Müslümanların çoğunluk olduğunu söylemek mümkün ama hemen İtiraz edecek­leri için rakamda ısrar edemem." "Şimdiye kadar kaç ölü var?" "Kimine göre on beş, kimine göre daha da fazla. Bazısı ka­rantinacılar gelir, evi, dükkanı kapatır, eşyaları yakar diye ölüyü saklıyor. Bazısı da her ölüye vebadandır diyor. Her yaz burada bir de ishal salgını olur.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bu vakte kadar Avrupa'da bulunmakta olan Prens Sabahaddin İstanbul'a dönmüştü. Kendilerinin ilim ve irfanlarından, hoş sohbetlerinden lezzet alır, bundan dolayı kendileriyle görüşürdüm. Ara sıra kendilerini ziyarete devam ediyordum. Bir gün yine Ortaköy'deki yalısında idim. Arkadaşlardan Kemal Midhat Bey ve diğer üç, beş zât da
Bizde bir "kitap okuma terbiyesi” yer almış mıdır, almamış mıdır, iyice bilmiyorum. Aöa içimde şüphr var; gördüğüm bazı örnekler de şüphemi artırıyor. Kitap okuma terbiyesi demekle neyi anlatmak istiyorum? Herkesin her kitabı okumaması lâzım geldiğini, okuma merakının da -başka terbiye kaideleri gibi- usulleştirilmesini. Kötü olan şudur ki
Sayfa 528Kitabı okudu