Insan ruhunun analizini her zaman detaylı bir şekilde anlatan Dostoyevski, burada da harika işler çıkarmış.
Kendisini oldukça gururlu gören baş kahramanımız, kendisinden aşağı gördüğü, kendisine muhtaç olduğunu düşündüğü ve 16 yaşındaki gencecik bir kız çocuğuyla evlenerek hayatı ona zehir etmeye başlıyor. Ama o bunu yaparken kendisini o kadar yüceltiyor ki, karısına yaşattıklarından dolayı kendisini fazlasıyla haklı görüyor. Kendisinin yaşadığı acılar için karısının ondan özür dileyerek ayaklarına kapanmasını bekliyor (Özellikle bu kısım beni oldukça etkilemişti).
Bu kadar sessiz, kocası gördüğü adamdan ilgi bekleyen bir kadının acımasızca yerildiği, aşağılandığı ve resmen ölüme gönderildiği bir hikaye okudum. Okurken şunu hissettim: "Sanırım bir şizofrenin hayatını okuyorum!"... Hiç bir şey yapmayarak karşı taraftan anlaşılmayı beklemek...
Oldukça güzel bir hikaye okudum. Tavsiye ederim...