Her ülkede sorunlar az çok aynıydı. Kadınların profesyonelleşmesine karşı çıkanlar kadınların evde kalması gerektiğini iddia ederken, savunanlar tüm kadınların bunu yapamayacağını ve tüm eğitim tiplerinden sanatsal eğitimin genç bir kadının kadınlığına zarar vermek yerine güçlendireceğini ileri sürdüler (...). On dokuzuncu yüzyılda Paris sanat dünyasının merkezi olduğu için, Fransa örneği hem en alışılmadık, hem en önemliydi. Yüzyılın sonuna gelindiğinde Belçika'dan, Britanya'dan, Finlandiya'dan, Almanya'dan, Hollanda'dan, İtalya'dan, Norveç'ten, Rusya'dan, İsviçre'den ve Birleşik Devletler'den ülkelerinin önde gelen ressamları olacak kadınlar Paris'te çalışmaya gitmişti.