Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
..ayşe
ben sende kayıp ruhum belki eksik çocukluğum belki de kaçak kelimelerimi buldum
sen dünyaların yaratımından önce sen ruhların süzülüşünde süzülen sen bahtların tanrıçası sen her satırın yazanı çizeni sen gizli gizemli her sırrın sahibi
varlığın varlık yokluğun yokluk
iki çizgi arasındaki büyük sonsuzluksun
Sanki görünürdeki her şeyin ardında sadece kendine ait gizli bir yaşamı daha var, belki kendisi de bunun farkında değil, ama bütün belirleyici duygu ve düşüncelerinin kaynağı burası aslında.
.
Duygulardan, düşüncelerden, düşlerden, özlemlerden süzülmüş yaşantı birikimleri olarak okuyucuda estetik duygular uyandıran bu yazın türünde şair, tüm kadınlarla hesaplaşıyor. İsimlerinin hayatlarının anlamını sorguluyor. Şairin şiirlerinin her birine kadın isimlerinin verdiği, kadınlarının yaşamlarına yer verdiği şiirlerden oluşan bir eseri
" Belki de hepimiz bir insan güzelliği hayalini taşıyoruz ve başkalarını bu hale göre değerlendiriyoruz. Gerçekten, hayatta, hiçbir zaman tahmin alışkanlığından vazgeçemeyiz "
Hakikat İncinmesin ~ Fatma Barbarosoğlu
Sadece bir iki satır okuyup şöyle bir göz atıp sonraya bırakacaktım ki olmadı...
Bilge'nin anlattıkları o kadar hoş, keyifli ve komik gelmişti ki yaa böyle babaanne mi olurmuş dedirten cinsten tabi. Bilge'nin aile hikayesi veya sırları (!), aile içi yaşanan suskunluklar, anlaşılma-
" Biz birbirimize çok benziyoruz. Sen ölüyorken aşkını yaşatmak için çabalıyorsun. Ben ölen aşkımı yaşatmak için çabalıyorum... Biz sevgimizi doyasıya yaşayan ve o sevgiyi yaşamak için yaşatan kadınlarız. O yüzden hiçbir zaman ölmeyiz. Yaşa ve Yaşat "
Selam Öyle bir kitap okudum ki ... Başladıktan sonra elimden bırakamadım, duygudan
Boşalan ruhumdan bahsederken belki biraz pus, belki biraz pusu
Belki kabul edilmesi o kadar zor bir hikâye
Belki biraz melek kemikleri de kalır sana
Nesnelerle avunur geriden kalan hüzün
Lüzumsuz bir örnek vermek gibi
Başkaları için de ağlarız belki o zaman
Belki de hayatın anlamı ve varoluşu sorguladığım ve suç ceza üzerine düşünmeye başladığım ilk uzun öyküdür. Hugo her zaman doğru olanı çekip çıkartan yerine koyan bir yazar. Derinliğini severim.