Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ellerinde şefkat arayın. Mükemmel olsun demiyorum ama sevgiden önce onda mutlaka biraz saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın. Sizi kaybetmekten korktuğu kadar korksun sizi incitmekten. Yıllar sonra bile annenizin karşısına gururla çıkarabileceğiniz adamlara aşık olun, adı geçtiğinde sizi ne kadar üzdüğü belli olmasın diye gözlerinizi kaçırdığınız adamlara değil. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın. Ona uzaktan her baktığınızda yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünden yıllar geçse bile 'iyiki seni seçmişim, iyiki seni sevmişim be adam' diyebileceğiniz bir adam olsun hayatınızda yarı yolda bırakıp onca yaranıza bir yara da kendisi ekleyip hiç olanlar değil lütfen ama gözlerinin içine baktığınızda yarınlara taşıyacak umudu gördüğünüz adamlar olsun hayatınızda kadınlara zaafı ile bilinen erkekler değil tek zaafı sizi tüm dünyaya karşı siper etmek için kendini feda edecek adamlar olsun hayatınızda..
YouTube kitap kanalımda Beyza Alkoç'u ve Karantina kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/2Ia6xxuNANg
Nasıl ki "boş yapma, yıkık, duyar kasma, kral, düştüm, yorma reis" gibi kelimeler Z kuşağı turnusolü ise Beyza Alkoç'un Karantina serisi de bir o kadar Z kuşağı turnusolüdür arkadaşlar.
Bu incelemeye özel
Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
“Benim için bütün oyunlar ,romanlar,hikayeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor.Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi.Yeni bir şey yaşamak ,yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum.Ön sözlerde yaşıyorum.Hiçbir yazar şaşırtmıyor beni: çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum .Gerçek dediğimiz dünyada ise kimin ne yapacağı belli değil.Her gün şaşırtıyorlar beni…Yazarlarımla yaşamak daha kolay!!!”
Arkadaşlar dünden beri yani haberi okuduğum ve iğrenç resimleri gördüğümden beri düşünüyorum.Hastalıklı zihinlerle, kişilerle ilgili, insanlara zarar veren kişilerle ilgili özellikle bu konunun zirvesi malumunuz seri katillerdir çok fazla kitaplar okudum ve belgeseller izledim.Tek bir ortak paydada buluşuyor tüm bu yaşananlar: Hastalıklı
Evet Yüzyıllık Haz diyorum çünkü gerçekten öyle. Bana göre kitap yüz yılın değil tüm zamanların en iyi kitabı. Okurken yaşadığım hazzı anlatmam için yeni bir kitap yazmam gerekir. Çünkü kitabı anlatmaya inanın kelimeler yetmez. Kitabı hala okumayan varsa dünyanın en şanslı kişisi olabilir bence. Böyle bir kitabı sıfırdan okumaya başlamak için
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip