Bir el sallarsın yeter hareket vakti gelince...
Nereye mi gideceğim...sana ne...par­ don...öyle demek istememiştim...bilmem...bulurum yapacak bir şeyler...belki yeni biri...yani yeni bir arayış fil an...yok yok gözlerim sulanmadı...ben böyleyim...dediklerime aldırma...kendine iyi bak...
Ben böyleyim, bir benim içim, dışım. Sen anlamazsan el anlar mı beni?
Reklam
Ben böyleyim.Ben deliyim.Senin aşkından deli divaneyim." diyordu.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ben böyleyim işte. Bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil. İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı
Ben neden böyleyim albayım? Üzülme, biz emekliyiz; seni hoş görürüz. Ben de kendimi hoşgörüyle karşılamak istiyorum albayım. Uğraştıkça daha derin bir bataklığa gömüldüğümü hissediyorum.
Sayfa 68 - İletişim yayınları
Ben böyleyim işte, işe yaramaz ve duyarlıyım, ister iyi olsun ister kötü, soylusundan ya da bayağısından bütün coşkulara olanca varlığımla kaptırabilirim kendimi – ne var ki asla kalıcı bir duygu, asla ruhun özüne nüfuz eden, kalıcı bir heyecan duyamam. Bende ne varsa, bir başka şeyi izleyerek varlık kazanır; ruh kendine karşı, yaramaz bir çocukla uğraşırcasına sabırsız; giderek büyüyen ve hep aynı kalan bir sıkıntı var. Her şey ilgimi çeker, ama hiçbir şey beni avucunda tutamaz. Durmaksızın düş kurarak, yapılmadık iş bırakmam; karşımda konuşan kişinin yüzündeki mimikleri en ince ayrıntısına kadar yakalarım, cümlelerindeki milimetrik sapmaları fark ederim; ne var ki, duyduğum halde aslında onu dinlemez, bambaşka şeyler düşünürüm ve aramızda geçen konuşmadan en az anımsadığım, o sırada sarf edilen sözler olur – hem onunkiler, hem benimkiler. İşte bu yüzden, bir ettiğim lafı bir daha eder, cevabını aldığım soruyu tekrar sorarım sık sık; buna karşılık, sonradan aklımdan uçup giden bir şeyi söylediği sırada karşımdakinin yüz hatlarının gerilişini ya da daha önce anlattığımı unuttuğum bir hikâyeyi anlatırken, beni yalnızca gözleriyle dinleyişini, fotoğrafını çekmiş gibi, üç dört sözcükle tarif edebilirim. İki kişiyim ben – ikisi de ortalarındaki mesafeyi koruyor, aralarında hiçbir bağ olmayan Siyam ikizleri bunlar.
Reklam
Ben beni bilirim, nerdeyim, neyim Sen beni bilmezsin, neden böyleyim
Ben böyleyim, bir benim içim, dışım. Sen anlamazsan el anlar mı beni?
Niye bu kadar zorluyorsun ya, neden sürekli ne yapmam gerektiğini söylüyorsun bana? Akışına bıraksana. Beni olduğum gibi kabul et, ne olur yani? Sürekli yapmam gereken şeyleri söylüyorsun, farkında mısın? Bırak. Bazen öyle şeyler oluyor ki; bana söylediğin, yapmamı istediğin şeyleri sadece sen söylüyorsun diye direnç oluşturuyorum ve yapmıyorum. Bunu fark etmiyor musun ya, ha? Sürekli yanlış yapıyormuşum gibi hissediyorum. Ulan şu an acaba neyi yanlış yapıyorum demekten o kadar yoruldum ki, bunun nasıl kötü bir şey olduğunu sana anlatamam. Benden özür dileyeceksin. Hayatımın tam ortasına koydum seni. Orada duramadığın için benden özür dileyeceksin. Biz bu ilişkiyi bambaşka bir yere taşıyabilirdik, buna izin vermediğin için benden özür dileyeceksin. Ben ne yapacağım biliyor musun? Bütün özürlerini kabul edeceğim çünkü ben böyleyim. Sana bir şey söylemiştim, hatırlıyor musun? Bizim ilişkimizi benim hoşgörüm kurtaracak."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.