Damarlarındaki kan çekiliyordu ve başı dönüyordu. Sonra, Allah'ım, dedi, Allah’ım. Ben nerdeyim, göster bana. Ben nerdeyim ve ben hangisiyim? Hangisiyim ben? Giderek azan coşan bu ferdiyetimle mi ben benim? Yoksa bu utancımla mı? Bu isyanlarımla, bu başkaldırılarımla mı? Yoksa bu pişmanlıklarımla mı? Göster bana, göster bana.