Hayri beyefendi, bizim Hayri, sizin Hayri, dalgın Hayri... Ne çok Hayri var.
N'olur birkaçını yolda eksek. Herkes gibi ben de bir tek insan, kendim olsam
Elli üç yaşındayım. Buna inanmıyorum. İçimde gençlik, hatta çocukluk var. Aynadaki adama büyük babamın fotoğrafını seyreder gibi bakıyorum. Kendimin bana dışarıdan görünüşü, içimden görünüşüne uymuyor. Yirmi yaşında bunun aksiydi. İçimde bir ihtiyar vardı. Bu zıtlığın ortadan kalkması için yılların çabuk geçmesini isterdim. Geçti. Fakat ikilik tersine devam ediyor. Ben hangisiyim?
günler geçti ve ben artık
hangisiyim bilmiyorum
o mağrur dik başlı olan mı
yoksa eski bir mağlup mu
sözümden geri dönersem eğer
bu keder yine öldürecek beni
oturuyorum, o gelir diye
belki birgün beni görmeye
"Sesler sesler, kafamda birbiriyle itişen sesler. Sahi kaç kişi var konuşan kafamda? Kimler tartışıyor orada sabahtan akşama? Ben hangisiyim bu kavga eden ve çelişen taraflar arasında?"