"Buralara kadar gelip onu üzmeye, kalbinin derinliklerine gömdüğü acılarını deşmeye hakkım var mıydı? Ne yapıyorum ben? Sahi neyin peşindeyim?... Tarihi bir yanlışı düzeltmek mi, tarihi yeniden yazmak mı?"
Ben bir aydır prova yapıyorum; gene de seni görünce ne yapacağımı şaşırdım. Sen, nasıl oluyor da hep aslına sadık kalabiliyorsun ? Neden hiç şaşırmıyorsun ?
Sayfa 452Kitabı okudu
Reklam
Sikeyim. Bu kız. Onun için nasıl üzülmem? Ama patron ben olmalıydım. Kurallara uymak zorundaydım- Benim kurallarım. "Ne yazık ki çalışanlarımıza özel istisnalar tanıyamıyor ya da ayrıcalıklı muamele gösteremiyoruz," dedim. Faith gözlerini benden ayırmadı. Gözyaşlarını geri kırptı ve onaylarcasına başını salladı. "Telefonunun sende kalmasına izin verirsem diğer kızlara haksızlık etmiş olurum," diye devam ettim. "Dediğim gibi, herkesin bir sahibi var. Eğer kurallara uymazsanız, tabii ki ayrılmakta özgürsünüz. Sözleşmenize göre, imza ikramiyesinin üçte ikisini iade etmeniz gerekecek." Faith seçeneklerini tartarken odaya huzursuz bir sessizlik çöktü. Nefesimi tuttuğumu fark ettim. Gitmesini istemiyordum ama kuralların bütünlüğünü korumak gibi bir görevim vardı. "Anlıyorum, efendim." İnce boğazı zorlukla yutkunurken çalıştı. Çenesini kaldırdı. "İşimi tehlikeye atacak bir şey yapmak istemiyorum. Lucas'ın tedavi masraflarını bu şekilde karşılıyorum. Buna ihtiyacım var, bunu onun için yapıyorum." "Buna saygı duyuyorum, Faith." Ve saygı duydum. Masadan bir kalem aldı ve anlaşmayı imzaladı. Telefonunu kâğıdın üzerine yerleştirdi ve masanın üzerinden kaydırdı. "Hepsi bu kadar mı efendim?" diye sordu, sesi artık duygudan yoksundu. "Evet, şimdilik. Lütfen kendiniz çıkın." Ayağa kalkışını izledim, uzun, zarif bacakları onu benden olabildiğince hızlı uzaklaştırıyordu. Kahretsin, yine düşündüğüm.Bu kız.
"Altın Çağ," diyorum kendi kendime. Altın bir çağ. Önümde piyano var. Garip. Piyanoyu çalan ben olmama rağmen insanlar beni görmüyor. Tuşlara ipler bağlanmış, parmaklarımın ucunda kukla misali ipler var. Kukla resitali. Dudaklarım gerildiğinde gülümsüyorum. Ben hep gülümsedim. Başka birisinin bana güldüğünü fark ettiğimde hissettiğim rahatsızlıkla kirpiklerimi oraya çeviriyorum. Bir kemancı. Onu tanıyordum. Fakat gülüşü beni rahatsız hissettiriyor. O kemancıya ne olduğunu artık biliyordum. Vivaldi İstanbul'da, ben ne yapıyorum burada? Bu şarkıyı biliyorum. Can Atilla'nın bu parçası piyano ve keman ile çalınırdı. Kemancı ve ben, ne yapacağımızı iyi biliyoruz. Uyumluyuz. Bozuntuya vermiyorum, en büyük maske benim. Önümde koşturan çocukları görüyorum, herkes çok şık. Bir düğünde olduğumu anladım. Birinin düğünüydü. Parçayı tamamlarsam büyük bir felaket olacaktı. Çocuklar var, dedim kendi kendime. Üstelik felaketin eseri de ben olacağım. Tamamlamamalıyım. Parçayı değiştiriyorum. Rumeli Hisarı'nın Yapılışı. Kemancı bu duruma çok şaşırıyor fakat bozuntuya vermeden bana eşlik ediyor. Düğün gişelerinde bu müzik kullanılırdı. Kemancı biliyor, ne yapacağımı biliyor.
Sayfa 430 - Ren yayınlarıKitabı okudu
Bir işe başlarken Besmele çekmenizle şöyle söylemiş olursunuz: Ben bu işi Allah ile yapıyorum. Allahsız düşün- müyorum ben bu işi, ben bu işime Rabbimi karıştı- rıyorum. Ben bu işi Allah sayesinde yapıyorum, ondan al- dığım güç, ondan aldığım akıl, ondan aldığım ni- met, ondan aldığım beden sayesinde yapıyorum. Yani o bana rahmet etmemiş olsaydı ben bu işi ya- parken kullandığım el, ayak, göz, kulak, dil, dudak, zihin, eşya, para her ne ise kullandığım her ne olursa olsun, o vermemiş olsaydı ben yapamazdım demek- tir. Onun için Besmele bu manada bir teşekkürdür. Allah'a teşekkürdür. Yine Besmele bir başka anlamıyla "Ya rabbi! Senin yar- dımını istiyorum." duasıdır aynı zamanda. "Yarabbi ben. bu işi yapıyorum, sana da haber veriyorum ki sen yardım edesin, sen yetişesin, sen bu işe el katasın." demektir.
Ne yapıyorum ben? Onu kandırıyor muyum? Hiç değil, bu anlamsız olur. Gönlünü mü çalıyorum? Hiç değil, sevdiğim kızın gönlünün kendisinde kalmasından emin olmayı yeğlerim. Peki ne yapıyorum ben? Kalbinin bir benzerini kendim için şekillendiriyorum. Ressam, sevdiğinin resmini yapar, ona zevk verir bu; heykeltıraş da sevdiğini biçimlendirir. Benim yaptığım da budur, ancak tinsel anlamda. O benim böyle bir resmim olduğunu bilmiyor ve aslında benim ikiyüzlülüğüm burada yatıyor.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.