Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ANIN BENİ
darda kaldıkça başınız şuranıza birşeyler düğümlendikçe adımı anın ben de benden öncekilerin adlarını anarak direniyorum bir çukuru kanlarıyla dolduranların bir gözdük açıldık sabahın ışıklarına bir sözdük bir doğru bir gerçek bir güzel saçıldık yeryüzü topraklarına selâm olsun adımıza yaslananlara selâm selâm!
Sayfa 277Kitabı okudu
Bir otel odasından ayrıldıktan sonra kim sevgi ya da nefretle arkasına bakar? Ancak o odada yaşanmış ne varsa onu sevebilir ya da ona burun kıvırabilirsiniz. Ama odanın kendisi? Yine de bir anmalık alırsınız. Ha, yok, odayı anımsamak için değil. Aslında işinizin, serüveninizin geçtiği yer ve zamanı anımsamak için. Bir otel odası için bir insan ne duyabilir? Bir insanın bir otel odası için birşeyler duyması, o otel odasının, o odada kalan kişiye karşı birşeyler duyması kadar olanaksızdır. İşte, yücelerin yücesi Tanrım, o kadın beni böylesine bırakıp gitti; ya da hiçbir zaman yanımda olmadığından, benden hiç ayrılmadı.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. İnsanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? Hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. Her biri, bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. Ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. Fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. Bu nedenle çekingen davranıyordum. Aslında her gördüğüm insana kapılıyordum. Hemen onun gibi olmak, ona bütün varlığımı sunmak ve onun bütün varlığını içime almak istiyordum.
Sayfa 227 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Biliyor musun arkadaşım iyi şeyler yapmak istiyorum benden küçüklere yararlı şeyler öğretmek istiyorum hayvanların hayatını iyileştirmek istiyorum temiz sokaklar temiz parklar temiz denizler istiyorum tüm apartman balkonları çiçeklerle bezeli olsun istiyorum birşeyler yapmak gerek bunları hayata geçirmek için bir yerden başlamak gerek ...
İnsanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. Bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. Insanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? Hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. Her biri, bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. Ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. Fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. Bu nedenle çekingen davranıyordum
Sayfa 687Kitabı okudu
Ne kadar acıyorum kendime; bu yüzden başkalarına acımaya fırsat bulamıyorum. Bütün acımamı kendime harcadım. Dilencilerden kaçıyorum. Biri yüzüme bakıp acıklı şeyler anlatacak diye titriyorum. Insanlık dışı oldum. Yüzümü yerden kaldıramıyorum. İşim gücüm başkalarına haksızlık etmek. Bu yüzden tutunamayanların arasında hakkım olan yeri alamıyorum.
Sayfa 671Kitabı okudu
Reklam
İçimden geçenleri bilselerdi beni dünyanın bir numaralı vatandaşı sayarlardı. İnsanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. Bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. İnsanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? Hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. Her biri, bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. Ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. Fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. Bu nedenle çekingen davranıyordum. Aslında her gördüğüm insana kapılıyordum. Hemen onun gibi olmak, ona bütün varlığımı sunmak ve onun bütün varlığını içime almak istiyordum. Her an değişmeye hazırdım.
İçimden geçenleri bilselerdi beni dünyanın bir numaralı vatandaşı sayarlardı. İnsanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. Bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. İnsanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? Hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. Her biri, bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. Ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. Fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. Bu nedenle çekingen davranıyordum. Aslında her gördüğüm insana kapılıyordum. Hemen onun gibi olmak, ona bütün varlığımı sunmak ve onun bütün varlığını içime almak istiyordum. Her an değişmeye hazırdım.
Sayfa 688Kitabı okudu
Nietzche'yi Anlamak
Derselbe Text erlaub unzaehlige Auslegungen: es giebt jeine ''richtige'' Auslegung. Nietzche, KGW VIII I [120] Aynı metin sayısız yoruma izin verir: ''doğru'' bir yorum yoktur. Nietzche anlaşılamaz. Böyle bir önermeyi temellendirmek için çok şey gerek - hem de, böyle bir önermede bulunduktan sonra,
Sayfa 267 - Oruç Aruoba
İçimden geçenleri bilselerdi beni dünyanın bir numaralı vatandaşı sayarlardı. İnsanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. Bana kalırsa, bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. İnsanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? Hemen ortaya çıkmaya korkuyordum. Her biri, bir öncekinden o kadar farklı bir davranış istiyordu ki. Ben, gene hepsine yetişmeye hazırdım. Fakat, birinin yardımına koşmak, onun düşüncelerini paylaşmak bir öncekine ihanet olacaktı. Bu nedenle çekingen davranıyordum. Aslında her gördüğüm insana kapılıyordum. Hemen onun gibi olmak, ona bütün varlığımı sunmak ve onun bütün varlığını içime almak istiyordum. Her an değişmeye hazırdım.
Sayfa 687Kitabı okudu
Reklam
AYNANIN ÖNÜNE BIRAKILMIŞ
neden ağladığımı bilmiyorum, diyorsun çünkü birşeyler değişiyor içinde kendini ikna etmiyor düştüğün boşluk bildiklerin başkalaşıyor gözlerinin önünde yabancılğı öğreniyorsun gece söndürür hayalet olmaya yetmeyenlerin ışığını güçlü olmaya benden daha çok ihtiyacın var çünkü haksız olduğunu kalbinin bir yerinde biliyorsun gündüzün kepenklerinde duyduğun güven çelimsiz gölgelerin fısıldadığı küçük sırlarla büyüyorsun zamanın ve aynanın önüne bırakılmış kısa bir mektup bu belki çok sonra anlayacaksın içindekileri ama şimdi okuyorsun
“Bana kalırsa, bana kalırsa... ne yazık hiç kalmadı bana. Benden önce davranıp ne olduğumu, aslında ne kadar bencillik ettiğimi suratıma haykırdılar. Oysa, hepsiyle tek tek ne kadar ilgiliydim. İnsanlar benim için soyut kavramlar değildi. Birlikte bulunduğum sırada onlar için ayrı ayrı birşeyler yapmak isteği ve bunun imkânsızlığı beni sarıyordu. Hangi birine yetişecektim? ”
birşeyler götürdü benden, azaldı yüreğim unutamadığım bakışlarında
birşeyler götürdü benden, azaldı yüreğim unutamadığım bakışlarında
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hoşçakal, içimdeki martı komaya girdi.Hoşçakal, yalnızlığımı bir ben bile­yim istiyorum artık. Dudaklarını özleyeceğim. Bütün kapıları kapatıyo­rum.Hoşçakal, dünyanın ebesini aramaya çıkıyorum. Hoşçakal, sizden vaz­ geçiyorum. Hoşçakal, benden ne istediniz bu kadar; bu kadar yanılttınız, kandırdınız, üzdünüz, kullandınız ve attınız.Hoşçakal, senden korkuyorum şimdi.Beni biraz daha azarlayacağından, canımı acıtacağından çekiniyo­rum.Sıfırın altına indi kalbim.Hüzünden taşaklarım büzüştü, aleni kısmın senin yüzünden.Çocuğum olmayacak, belki bu şehre bir sinema bile gelme­yecek.Bütün kedileri cırmıkladım.Sakın gülümseme! Hoşçakal, otobüse bi­necek param bile yok.Yürüye yürüye öleceğim.Her insanın garip intihar ta­sarıları vardır, bilirsin.Ben yürüye yürüye intihar edeceğim.Kendimi kuduz köpeklere ısırtacağım.Beyaz çoraplarım kirli ve delik: gurur duyuyorum bu­nunla.Düzenin .mına koymaya kararlıyım. İktidarda kavşağından sapacağım ecele.Hoşçakalın çocuklar, gözlerinizi özleyeceğim.Kötü Aşk'ı özleyece­ğim.Haftasonu birşeyler yapmayı düşünmeyi özleyeceğim.Bir gün yanına uzanıp sana sarılıp uyuklamak üzerine kurduğum monokrasiyi özleyece­ğim, pişmanım, ben gidiyorum.Hoşçakal yüreğim.Hoşçakal ormanım.Ben, ormanından kente inen bir kurt gibi, yapayalnız gidiyorum.Artık ne orma­na ne de kente aitim.Alev almış bir hayvan gibi koşmak istiyorum. jim çağır beni: Silvia, oraya geliyorum, haklıymışsınız, öğrendiklerimin beni nasıl da yanılttığını hatırlayamıyorum.Bir haksızlık gibi ortadayım.Ben biraz geç kal­mıştım sen biraz erken gelmişsin. Kavuşamıyoruz.
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.