Kendisiyle ve hayatla yüzleşmekten çekinmeyenler, bu kitabı okumalısınız…
Varoluşun kader, inanç, hakikat,huzur, mutluluk, acı, özgürlük ve irade… ve neden nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk…Kendinizi kitaba kaptırıyorsunuz ve sanki sohbeti siz yapıyorsunuz..
Psikanalizin ortaya çıkan döneminde, soğuk havaların ve entelektüel insanların yoğunlukta olduğu Viyana..
O sırada kitap yazmakta olan çoğu kişi tarafından tanınmayan bir filozofun ihaneti tatmış, acılarına alışmış ve yalnızlığı seçmiş, yeri yurdu olmayan, valizi ve kitaplarıyla bir gezgin, kuralsız, inanmayan Tanrı’yı öldürdüğünü söyleyen, ümitten kaçan “ Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.” diyen..Nietszche hastadır.. Çok kötü migren ağrıları çeker ama inatla sağaltıma yanaşmaz.. Ölümün ağzında ki tadı ona yön çizer ve ona cesaret verir.. Kendi olma cesaretini.. “ Beni öldürmeyen şey, güçlendirir “ diye gibi cümleleri ile “ Hastalığım bir nimettir “ diyerek şaşırıyorsunuz…
Doktoru ile Nietzche arasında geçen muhteşem diyalogların arasına yerleştirilmiş mektuplar sayesinde de Nietzche’nin ümitsizliğini, yaşadığı ilişkilerindeki ihanetin acılarını, öfkesini de görüyorsunuz..
Ayrıca Kitapta ki diğer karekterlerin gerçek hayattan kesitler alması çok ilginç..
Gam, elem ve hasretin kudretlerini birleştirip bir insanı nasıl pişirdiklerini sanatçı yahut zanaatkar edasıyla nasıl yontup biçtiklerini izlemek hem tanıdık hem de uzak bir hayali yaşamak gibiydi. Büyük acıları görsem tanırım, ama yaşımın toyluğundan anımsayamam. Feride on dokuzunda dönüm noktasını yaşadı. Ben on dokuzumda bu satırları
Nietzsche bu eserinde, daha önceden yazmış olduğu kitapların da yardımıyla birlikte felsefesini genel hatlarıyla okuyucusuna sunmakta. Sadece felsefesini değil, hayat öyküsünü, ailesini de anlatmakta. Örneğin bir cümlesinde annesi ve kız kardeşinden şu şekilde bahsetmekte: "Bengi dönüşüme karşı en derin itirazım annem ve kız kardeşimdir.
Neden kitap okuyoruz? Keyif için mi, bir şeyler öğrenmek için mi, kendimizi geliştirmek için mi yoksa düşünmek için mi? Bu kitap bunların hepsini karşılıyor. Gerçek bir öğretici roman. Bu yıl, geçen yıl hatta son beş yıl içinde okuduğum en iyi kitapları listelesem, hepsinde ilk üçe girecek bir kitap bu. Yavaş yavaş, sindirerek, hazmederek