Zaman deneyimimiz, saatin bize gösterdiği ile nadiren örtüşür.
Sayfa 20 - Sel
Bu adama ufaktan bi kıl olmaya başladım
Mars'taki her şey bu değerlerin yansımasıdır. Giysileri bile beceri ve iddialarını yansıtmaktadır. Polis memurları, askerler, işadamları, bilim adamları, taksi sürücüleri, teknisyenler ve aşçılar kendi beceri ve güçlerini yansıtmak amacıyla birer üniforma ya da en azından birer şapka giyerler. Psychology Today (Çağdaş Psikoloji), Self (Benlik) ya da People (İnsanlar) gibi dergileri okumazlar. Avlanmak, balık tutmak, araba yarıştırmak gibi açık hava etkinliklerine daha çok ilgi gösterirler. Haberler, hava durumu ve sporla ilgilenir, romantik eserlere ya da kendi kendini geliştirme kitaplarına hiç aldırış etmezler, İnsanlar ve duygulardan çok "nesneler" ve "şeylerle" ilgilidirler. Bugün bile dünyada kadınlar romantik düşler kurarlarken, erkekler güçlü arabaların, daha hızlı bilgisayarların, araç gerecin ve yeni, güçlü teknolojilerin düşlerini kurarlar.
Reklam
''...farklılıklarımıza rağmen, hepimiz birbirimize benzeriz. Kimlik ve arzuların ötesinde ortak bir benlik çekirdeği vardır - yapısı huzur, ifadesi düşünce ve eylemi koşulsuz sevgi olan insana dair bir olmazsa olmazdır bu. O iç çekirdekle özdeşleştiğimizde, hem kendimizde hem de diğerlerinde bulunan bu öze saygı duyup onurlandırarak iyileşmeyi hayatımızın her alanında deneyimleyebiliriz."
Sayfa 231 - Butik Yayıncılık - Joan Borysenko, "Minding the Body, Mending the Mind" (Bedeni Umursamak, Zihni Onarmak)
"Benlik bi­riminiz" ölçülemez, hiç değişmez ve herkes için aynıdır. Yaşamınız bo­yunca, üretken yaşayarak mutluluğunuzu ve tatmininizi arttirabilirsi­niz veya yıkıcı bir tarzda davranabilir ve yaşamınızı çekilmez bir hale getirebilirsiniz. Ancak "değer biriminiz", potansiyel benlik değeriniz ve neşenizle birlikte, her zaman yerindedir. Bunu ölçemediğinize veya değiştiremediğİnize göre, bununla ilgilenmenin veya bu konuyu dert etmenin bir anlamı yoktur. Bu konuyu Tanrı'ya bırakın.
Sayfa 334 - Psikonet Yayıncılık
Zamanın hiçbir anlamı yok bu yolculukta; uzamın, mekânın anlamı yok. Tüm zamanlarda varolunabilir, her mekânda bulunulabilir. İnsan aklı tek bir günde okyanusları sığ havuzlara dönüştürebilir. Doğduğu topraktan bir adım öteye gitmemiş kimi kişiler tüm dünyayı dolaşmışlardır. Düz çizgi üstünde sürdürülen bir yolculuk değildir bu, bir ileri bir geri gider, takvim tanımaz, gövdenin kırışıklıklarını, buruşukluklarını görmez. Benlik belli bir anda, belli bir mekânda kıstırılamaz; ama kimi kez, bir an ile bir mekânın kesiştiği bir noktada ve yalnızca orada, belki bir an için, benliğin bir kapıdan çıktığı görülebilir. Ve anında yok olur.
Neden çocuklar geceleri ışığın açık olmasını ve çoğunlukla anne babalarının uyuyana kadar yanlarında kal­malarını isterler? Bu ihtiyaçların bir yanında çocuğun kendisini görmediğinde ya da başkaları tarafından görüldüğünü hissetme­diğinde ya da başkalarını işittiğini ve onlar tarafından işitildiğini hissetmediğinde yaşadığı korku yer alır. Uyumak, fenomenolojik açıdan dünyanın farkındalığının olduğu kadar bireyin kendi var­lığının farkındalığının da kaybedilmesine eşittir. Bu kendi başına korkutucu olabilir; bu yüzden çocuk, uykuya dalma sürecinde kendisinin kendi varlığına ilişkin farkındalığını kaybederken, bir başka kişi tarafından görüldüğünü veya işitildiğini hissetmeye gerek duyar.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.