BERNA

BERNA
@berna2121
Çalışmıyor
lisans (SİNEMA VE TELEVİZYON)
Diyarbakır
182 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
152 syf.
10/10 puan verdi
Hayvan Çiftliği (George Orwell)
Hayvanlar kurduğu otorite altında çalışmaya başlarlar. Zamanla çiftlikte kıtlık baş gösterir ve hayvanlar ölmeye başlar. Bunun için Napoleon önlemler almaya karar verir. Bu önlemler bazı hayvanları rahatsız etmiştir ki karşı çıkanlar olur. Hayvanlar bunun farkındadır ama bir şey yapamazlar. Bir gün domuzlar Mr. Jones’ın evinde bir şölen vermeye karar verirler ve çiftlik dışından insanları da çağırırlar. Domuzlar gitgide insanlara benzemeye başlar. İnsanlarla aynı sofrada oturup yemek yediler, içki içtiler ve eğlendiler. O sırada diğer çiftlik hayvanları onları pencereden izler, insanları ve domuzları ayırt etmek zorlaşır. Domuzlar, gözleri kör olan hayvanların çevrede olup bitenleri görmemesine sebep olur. Görseler bile bir bilgiye sahip olmadıkları ve okuma yazma bilmedikleri için hep saf dışı kalırlar. Sadece domuzlara inanan bir kesimin kendini geliştirmesi ve bir şeyleri başarması imkânsızdır. Ve bu inanma, sorgulamama onların sonunu getiren başlıca nedendir.
George Orwell
George Orwell
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020248,6bin okunma
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
Monte Carlo'da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır. Ancak söz konusu zaman aralığı, kadının hayatının en heyecanlı ama sonu hayal kırıklığı ile biten en korkunç günüdür.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Bir Kadının Yaşamından 24 SaatStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2016127,9bin okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
Şato
Şato
Franz Kafka
Franz Kafka
Roman daha ilk sayfada tüm roman evreninin kilit cümlesini de okurla paylaşır. “Bu köy şatoya aittir,” diye bir cümleyi esere koyarak, K.’nın geldiği yerin tüm olanak ve olanaksızlıklarını da okura sunmuş olur. Burada edebiyat metninin temelini oluşturan çatışma, birey ile daha doğrusu bir toplulukla ona dışarıdan gelen kişi arasındadır. K.: Bir yabancıdır. Geldiği köy ve köyde bulunan her şey şatoya aittir. Bütün işleyişi ve ilişkileri belirleyen şatoyla kurulan ilişkidir. Anlatılmak istenen aristokrasisinin her yere nüfus eden organik yapısı içinde bireyin izleyebileceği herhangi bir yol olabilir. Kitabın içinde kaybolmadan bu tamamlanmamış romanı bitiren okur için ancak başka bir durumu sezmek mümkündür. Roman, kahramanların arasındaki ilişkiler aracılığıyla bir türlü ulaşılamayan şatoyu görünür kılar. Görünür kıldığı sadece bu değildir. Aynı zamanda bir şatonun varlığı demek, şatoya bağlı her kişinin -Köye sonradan gelen K. dışında herkes şatoya bağlıdır.- şato için çalıştığı anlamını taşımaktadır. Bu noktadan sonra bireylerden bahsetmek mümkün değildir. Tüm o yazı işleri, işlevi net hayat pratikleri içinde K.’nın neden şatoya ulaşmak istediği belirsizliğini korusa da roman, başkişisinin amacıyla yani şatoya ulaşma kararıyla şekillenir
Şato
ŞatoFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201710bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
·
Puan vermedi
Kadın
Canan Tan
Canan Tan
Issız Kadınlar Sokağı
Issız Kadınlar Sokağı
Taciz, tecavüz, şiddet mağduru 20 kadının hikâyesi… Son yılların can yakıcı olayları hakkında yaşanmış örnekler üzerinden dikkat çekmeye çalışmış yazar. Kadın cinayetlerinin sadece 3. sayfa haberi olmadığı arka planda bilmediğimiz ne tür mücadeleler ve acılar olduğunu görebilirsiniz. Okunmaya değecektir. Bitirdikten sonra her trülü şiddete karşı daha duyarlı olacaksınız.
Issız Kadınlar Sokağı
Issız Kadınlar SokağıCanan Tan · Doğan Kitap Yayınları · 20191,400 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
1920'de Kırım işgali nedeniyle İstanbul'a (kitapta Konstantinopolis olarak geçiyor.) sığınan, ardından da Prag'a geçen yazar, o sürede yaşadıklarından bazı kesitleri toplamış kitapta. Kendini 'safdil' olarak göstermiş ve halka olan diyalog ve maceralarını espirili bir dille anlatmış. İstanbul'da geçirdiği sürede gerek kendisinin gerekse diğer Rus sığınmacıların çektiği sıkıntıları anlatmış. Şehre ve halka bolca sitem etmiş, kızmış. Bu kısımlarda Türk ismini olaya karıştırmayıp, Rumlara veryansın etmiş. Hatta iyiden iyiye onları gömmüş diyebilirim. Akıllılık etmiş çünkü adeta işgal niteliğinde şehrimize sığınıp, hem de Türklere hakaret etse kitabı ağır eleştiri alır, 2. baskıyı göremezdi. Özellikle sığınmacılar ve tavırları konusunda hassas dönemden geçtiğimiz şu günlerde... O günleri okuyunca ben de biraz araştırdım ve işgal altındaki İstanbul'un Fransa isteği üzerine Rusları kabul ettiğini, şehrin kültürünün bozulmasında büyük rolleri olduğunu, özellikle tombalanın ve çeşitli kumar oyunlarının onlarla geldiğini okudum. Gelenlerin çoğunun asker ve silahlı olduğu, silahlarının şehre girerken teslim alındığını ve hatta Mustafa Kemal'den çekindiklerini ve ülkenin sahipsiz olmadığını kavradıklarını her hangi bir teşebbüste bulunamadıklarını da öğrendim. Tabii ki bunlara yazar kitabında yer vermiyor. Kumar oyunları özellikle hamam böceği yarışları sanki zaten varmış gibi lanse ediliyor. Şehrin doğal ve mimarisine de değinilmiyor.
Bir Safdilin Hatıra Defteri
Bir Safdilin Hatıra Defteri
Arkadi Averçenko
Arkadi Averçenko
Bir Safdilin Hatıra Defteri
Bir Safdilin Hatıra DefteriArkadi Averçenko · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018596 okunma
Reklam
Reklam
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.