Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Betul deveci

Kızlar babalarıyla ilişkide tanıdıkları ilk erkeği, bir erkeğin kadına davranışını ve kendisinin bir erkek tarafından ne kadar sevilebileceğini görürler. Bu sevilmeye layık olma durumunun ilk test sürüşü babanın sevgisiyle yapılır. Babaları tarafından, koşulsuz, dolu dolu sevilen ve hayranlıkla izlenen kız çocuklar, sevilmeye layık olduklarına ikna olurlar ve karşı cinsle pek az dertleri olur. Aidiyetsizlik, duygusal olarak güvende hissetmeme, yetecek kadar sevilmeme, beğenilmeme duygularıyla yetişen kız çocuklar ise erişkin kadınlar olduklarında ya babadan alamadıklarını kocadan tahsil ederler ve talepkarlığın zirvesindedirler, yahut bir lokmacık sevilmeye ömürlerini adarlar yahut kimseye eyvallahsız ve duygusuz yaşamaya yeminlidirler.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Kadın "Aç mısın?" der, adam televizyon seyretmeye devam eder, duymaz. Kadın bozulur. İç sesi "Bu adam seni hiç dinlemiyor" der ve yüzü asılır. Adam bunu fark eder, "Pardon duymadım" der, öper. Kadın, "Kahve ister misin" der. Adam "Saçın ne güzel olmuş" der ve gülümser,mevzu kapanır.
Evlilik
Benim bildiğim en iyi evlilik tarifi, kendini iyi kötü ne varsa karşındakine önce açabilmek sonra emanet edebilmektir.
Sayfa 26 - Doğan kitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ilişkiler
Misal, ilgisi, duygusu yetersiz bir babanın kızısınızdır, güvende olmakla ilgili ihtiyaç büyük, yara derindir. Hayat karar vermenin, başarmanın, ayakları yere sağlam basmanın yorgunluğu ve becerisiyle geçmektedir. Ne yardım istemeyi bilirsiniz, ne sırtınızı dayamayı. Sonra bir gün aşk gelir, evlenirsin. Adam iyidir, hoştur, becerisi ayarında, ilgisi kararındadır. Ancak yetmez, sizin ihtiyacınız çoktur. Ne ihtiyacınızı anlarsınız, ne ihtiyacınızın karşılanmasına müsaade edersiniz. Günün sonunda yetersiz hisseden adam ile hırçın kadının hikayesidir bu.
Sayfa 25 - Doğan kitapKitabı okudu
İnsan hiç geçmeyeceğini sandığı o anların, günlerin, acıların geçtiğini anladığında keşke bu acısızlığı kutlasa, kutsasa... Oysa acı geçip gittiğinde artık o kadar önemsiz bir hale gelmiş oluyor ki, " Yaşasın, artık yerinde yok!" demek delilik gibi gelebiliyor ilk başlarda.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Sevildiğini sık sık duymak ister insan. Kediler bile gelip gelip sev beni diye bacaklarımıza dolanırlar.
Size ayrılan sürenin sonuna geldik, diyen televizyon sunucusuna, " Daha anlatacaklarım vardı ama..." diye konuşmasını hızlandırarak ve bağırarak kalan zamanı son saniyesine kadar kullanmaya çalışan, elindeki notları iyice birbirine karıştırankonuşmacılar gibi hissediyorum kendimi bazen. "Daha bir şey anlatmamıştım oysa, süre de çok kısaymış," söylenmelerinin üzerine jenerik akarken, "Bir dahaki programda inşallah," diyecek bir sunucu da yok karşımda. Bir dahaki program yok zira.
Ekmeğin zorla elde edileceğinin farkında olmak lazım. Bakın söylüyorum, çocuğunuzu gelecekteki zorluklara göre yetiştirin. Bu kadar basit... Şu andaki gibi çocuk yetiştirilmez. Çocuğunuza zorluğu göstereceksiniz. Onu kendiniz eğitecek, onunla bağ kuracaksınız.
Sayfa 180Kitabı okudu
Öğretmenlik
Bir de o dönemin öğretmenleri epey enteresandır. Matematikçi matematiğe kafası basanları hemen saptar, onlarla iyice uğraşırdı. Kendisi de derslerine iyi hazırlanır. Şunu bilirdi çünkü kendini yetiştirmezse, dersine iyi hazırlanmazsa, zeki çocuğun karşısında mahvolurdu. Edebiyatçı da aynı şekilde davranırdı. Onlar da kendini hazırlar ve öğrenciler arasındaki edebiyatçı takımıyla uğraşırdı. Şimdi bunu artık göremiyoruz. Bizim hayatlarımızda öğretmenin yeri artık yok. Ama acilen aramızdaki yerlerini geri almaları gerekiyor. Öğretmenlerin hayatlarımıza geri dönmesi gerekiyor hem de birer lider olarak.
Sayfa 158Kitabı okudu
Elit olma durumu ve eğitim ilişkisi
Elitlik, işini iyi yapan insanların toplumda dikeyine sınıflandırılmasıdır. Elit sistem demek irsi aristokrstlık, soyluluk değildir; paranın elitizmi değildir; aklın, yeteneğin elitizmidir.
Sayfa 159 - Kronik yayKitabı okudu
Reklam
Hızlı yaşayanlar
(...) Gayetle hızlı yaşarlar... Neden mi hızlı yaşarlar? Çünkü bu memlekette ancak bin kişide bir kişi yaşar, geri kalanı yaşamaz ama yaşadığını sanır. İşte o bir kişi, yaşamayan bin kişinin yerine de yaşadığı için bin kişilik birden yaşar, yani çok hızlı...
Sayfa 45 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Aslında biz bu yaşamın güzel olduğunu düşünmüyorduk bile artık; o kadar alışmıştık ki yaşayıp gidiyorduk işte. İnsan her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez.
Öğretmenlik
Öğretmenlik yapmanın ötesine geçip öğretmen olan biri, öğrencinin ona muhtaç olduğu kadar, kendisinin de öğrenciye muhtaç olduğunu keşfetmiş birisidir. S. 103
Sayfa 103Kitabı okudu
Arzulama-dileme
Arzulama hali egoyu besler.Egomuz güçlendikçe kibrimiz yani ben bilirim hallerimiz ve olana itirazımız artar.Sahip olduklarımız sadece haz verir. Haz kalbi değil nefsi besler.
Sayfa 41 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Geri16
104 öğeden 91 ile 104 arasındakiler gösteriliyor.