Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Sanatta Gülmenin Dehası GOGOL!
Kitap ''Bir Delinin Hatıra Defteri - Burun - Fayton - Palto'' öykülerinden oluşmaktadır. Ben biraz 'Bir Delinin Hatıra Defteri' üzerinde durmak istiyorum. Öykü, deli karakterin yazmış olduğu günlüklerinden oluşuyor. Günlüğün tarihleriyse güzel bir ayrıntı! Ekimden-kasıma, 2000lerden 80lere, bazen de bilinmeyene atlıyor karakter. Kendini İspanya Kralı zannederken popüler kültür eleştirilerini de görüyoruz yer yer. Peki sahi, neydi delilik? ya da kimdi bu deli? DELİ hakikati söyleyen tek kişiydi. Bu sebeple modernler tarafından dışlanmış, korkulmuştu. Kitaptaysa delilikten şöyle bahsedecekti. 'Beyin kafatasında değildi, rüzgarla gelirdi.'.. Veliliğin ve deliliğin kimde olduğu bilinmez düşüncesiyle Osmanlı da padişah alaylarından delilerde geçermiş. Modernizmdeyse tam tersi halk gerçekten korkup delileri taşraya yollamak istemişler...
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra DefteriNikolay Gogol · Olympia Yayınları · 20209,8bin okunma
Kafanızı çok çalıştırmayın
“Tissot in­san bedeninde en çok çalışan bölümlerin ilk önce güçlen­diklerini ve sertleştiklerini açıklamaktadır; işçilerde kol kas ve lifleri sertleşmekte, böylece onlara ileri yaşlara kadar sürdürdükleri bir güç ve sağlıklılık vermektedir; "edebiyat­la uğraşan kişilerde beyin sertleşmektedir; çoğu zaman fi­kirleri birbirlerine bağlayamaz hale gelmektedirler" ve işte bunlar bunamaya adaydırlar. Bir bilim ne kadar soyut ve­ya karmaşıksa, meydana getirdiği delilik tehlikesi o kadar büyüktür.” [Tissot, Avis s24]
Sayfa 534
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Düşlerin İzinde
Proust - Kayıp Zamanın İzinde - Swannların Tarafı Roman düş ile gerçeğin kesin çizgilerle ayrıldığı bir anda; çocuğun yatağa girip uykunun düşsel boyutunda yaşayacağı, gerçeklikten uzaklaşıp hayal dünyasında maceralara, anılarına ve beynin derinliklerinden gelen hazlara dalacağı uykuya hazırlık evresinde başlıyor. Düş ile gerçeğin akrabalığını en
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,253 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Türkçe'ye Berna Kılıçer'in çevirdiği yüzyıllar boyunca, beyin hasarları, travma, delilik ve iyileşme hikayeleriyle dolu olup beyin hakkında birçok ayrıntılı bilgi veren kitap, beyinde gerçekleşen hatırlayamayan insanlar, unutamayan insanlar, sevdiklerini tanıyamayan insanlar ve kendilerini tanıyamayan insanlar gibi birçok tarihsel vakayla doludur. 1559'da Fransa Kralı II. Henri'nin beyin hasarından kaynaklanan ölümünü vb birçok olayı fantastik tarzda ve okurken keyif verir tarzda okutan bilim kitabı esprili anlatımı olduğu için sindire sindire okuyabileceğiniz kitaplardandır. Sonunda not edildiği gibi yıllardır nörolojik birçok olayı merak ettiği için böyle bir kitap yazdığını belirten Sam Kean , kitapta geçen tarihsel olayları fotoğraflarıyla birlikte yazmış olup kitap sadece bilim değil sinirbilim kategorisini de kapsamaktadır.
İnsan Beyninin Gizemi
İnsan Beyninin GizemiSam Kean · Kolektif Kitap Yayıncılık · 2016231 okunma
Akıl en büyük engeli olabilir insanın…
"Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarar bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her işi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavallı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!"
344 syf.
·
Puan vermedi
İncelemeye başlamadan önce, bir yanlış anlaşılmanın önünü şimdiden keseyim. Alt başlıkta da yazıyor "Psikiyatrik İlaç Kullanımına Eleştirel Bir Bakış" diye ama gözünden kaçan olur, kitabın ismini duyar duymaz tetiklenecekler için: kitap tümden farmakoloji bilimini değil, psikiyatrik ilaç sektörünü inceleyip eleştiriyor. Aşı karşıtlığı,
İlaçla Tedavi Efsanesi
İlaçla Tedavi EfsanesiJoanna Moncrieff · Metis Yayıncılık · 201033 okunma
Reklam
Sürgün Vermeden Sürülene..
Mavi-mor bir unutma beni, bitip duruyor karşı kıyıda. Ben onu göremiyorum, dokunup sulayamıyorum. Ama orda bittiğini biliyorum. Her birimiz çiçeğiz diye düşünmüştüm ben, Nazar Köyde renkli camlardan çiçekler ve nazar boncukları yapan adamlara bakarken. Evet hepimiz bir çiçeğiz belki. Sürgün vermeden sürüldüğümüz için öz benliğimizden, dallardan
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insanın bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
6.KOĞUŞ - Kitap İncelemesi
Kim kime göre ; neye göre ‘’Akıllı’’ . . . Kim kime göre ; neye göre ‘’Deli’’ . . . İçeridekiler (Akıl Hastanelerinde Yatanlar) mı ‘’Akıllı’’? Dışarıdakiler mi ‘’Deli’’? Deliler ülkesinde akıl, bir kusur sayılır; Akıllılar ülkesinde ise delilik anormal karşılanır. Her iki taraf da kendini “Akıllı” görüyor; her iki taraf da karşı tarafı
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,4bin okunma
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
308 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.