Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alyanslarından ve televizyonun beyin-emici sterilize sanal varlığından önce, dünyayı köreltmek için binlerce floresan lamba üreten devasa bir fabrikanın paketleme servisinde çalışmıştım, kütüphanelerin yararsız, şairlerin ise özenle yakınmayı seven boklar olduğunu bildiğimden barlardan ve dövüşlerden öğrenmeye çalışırdım.
136 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Sanatta Gülmenin Dehası GOGOL!
Kitap ''Bir Delinin Hatıra Defteri - Burun - Fayton - Palto'' öykülerinden oluşmaktadır. Ben biraz 'Bir Delinin Hatıra Defteri' üzerinde durmak istiyorum. Öykü, deli karakterin yazmış olduğu günlüklerinden oluşuyor. Günlüğün tarihleriyse güzel bir ayrıntı! Ekimden-kasıma, 2000lerden 80lere, bazen de bilinmeyene atlıyor karakter. Kendini İspanya Kralı zannederken popüler kültür eleştirilerini de görüyoruz yer yer. Peki sahi, neydi delilik? ya da kimdi bu deli? DELİ hakikati söyleyen tek kişiydi. Bu sebeple modernler tarafından dışlanmış, korkulmuştu. Kitaptaysa delilikten şöyle bahsedecekti. 'Beyin kafatasında değildi, rüzgarla gelirdi.'.. Veliliğin ve deliliğin kimde olduğu bilinmez düşüncesiyle Osmanlı da padişah alaylarından delilerde geçermiş. Modernizmdeyse tam tersi halk gerçekten korkup delileri taşraya yollamak istemişler...
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra DefteriNikolay Gogol · Olympia Yayınları · 20209,8bin okunma
Reklam
131 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
YAZAR HAKKINDA Çocukluk ve Eğitim Yılları 1873 yılının kasım ayında Fatihte doğmuştur. Babası ipekli Tahir efendi annesi Emine Şerif hanımdır. İlk ismini babası "Ragîf" olarak koydu babasının vefatından sonra annesi ve arkadaşları ona Akif olarak hitap etmeye başladılar ve o Akif ismini benimsedi. Rüştiye yıllarında Türkçe öğretmeni
Safahat 6 - Asım
Safahat 6 - AsımMehmet Akif Ersoy · Dergah Yayınları · 2011100 okunma
Ben, Zorba'nın bu vahşi sevgisinden korkmuş bir halde, "Belki de kalırım," dedim. "Belki de seninle gelirim; ben özgürüm." Zorba, başını salladı. "Hayır, özgür değilsin.," dedi. "Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da..." Zorba'nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup acıttıkları için inatla, "Bir gün koparacağım!" dedim. "Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarar bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her işi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavallı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!"
176 syf.
7/10 puan verdi
DELİLİK NEYE YADA KİME GÖRE DELİLİK?
Mine söğüt ün okuduğum ilk kitabıydı. Kitap konusu itibariyle günümüz ve yakın geçmişteki KADIN kelimesinin üstünde durarak anlatılmış 21 hikayeden oluşuyor. Kadın, kız, anne, büyükanne gibi toplumda dişil varlıkları sınıflandırdığımız ve bu kelimelerle isimlendirdiğimiz bireylerin ölüme beş kala hikayelerinin yalın ama üstü kapalı bir şekilde anlatıldığı hüzünlü hikayeler topluluğudur,bu kitap. Yazar size hikayelerini sunuyor ama çokta açık olarak anlatmıyor, sizden beyin fırtınası yapmanızı ipucuların peşine gitmenizi istiyor. Anlatım bakımından çok farklı bir kitap ve aynı zamanda göğsünüze bir öküz oturuyor okudukça sayfaları... Kesinlikle kitaplığımda ayrı bir yerin olacaksın DELİ KADIN HİKAYELERİ...
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,9bin okunma
Pan tabi hayvansal bilinci temsil ediyor. Memeli bilinci de kucaklamaktadir ama onun kişiliğinde sürüngen bilinçten de izler vardır. Sürüngen bilinç, biz memeli evresine geçtiğimizde beyinlerimizden silinip yok olmamıştı. Memeli bilinç onun üzerini kaplamıştı, o kadar. Birçok aydınlanmamış gelişmiş bireyde, memeli katmanı ince ve gözenekliydi.
Sayfa 404 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aklının korunması için Tanrı'ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı'nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır.
Sayfa 122
307 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.