Sabah şairin üstüne saldırıyor
yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi
onun kalbi topraktan sıyrılıyor
aşk dahi sıyrılıyor topraktan
gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri
beyni: aç kuşlardan bir ambar.
Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın
Allah'ın ve devletin dibinde insanlar
onu barutla karıştırıyor
ve zerdali çiçekleriyle.
Ahali kapısını
Bir Dua:
Allah'ım! Nimetinin yok olmasından, verdiğin afiyetin bozulmasından, ansızın cezalandırmandan ve öfkene sebep olan her şeyden Sana sığınırım.
(Ebû Dâvud, "Vitir", 32)
Fakat en hoşuma gideni her gün sokakta, kahvede karşılaştığım bu adamların sahnede, ışığın ve bozuk mızıka gürültüsünün ortasında başka hüviyetlerle yaşamaları idi. Bu adeta canlı bi rüya idi.
Çok dikkat ettim masallar adla başlar. Ceketinize veya boyunbağınıza eskiliği veya güzelliği yüzünden bir ad verin, derhal hüviyeti değişir, bir çeşit şahsiyet olur.
Bir yanın karanlık senin bir yanın ışık.
Bir yanın melek kanadı bir yanın şeytan ıslığı.
Bir yanın çamur beden, bir yanın kutsal ruh.
Bir yanın iyiliğe açık bir yanın iyiliğe kapalı.
*****
“Savaşmaktan yıldığın nice zalimler vardır. Kader öyle bir düşürür ki onları ağına …İslâm denince ibadet ve zırhlarla korunmak mümkün olmayan dualar gelir aklıma. Bil ki zalim kurtulsa da elinden dua oku vardır arkasında. Kas Şehri’nin oku gibi keskin Peşinden gelen. Ki o okun püskülleri kirpikleridir uykusuz gözlerin. Ve o kirpikler ki gözyaşlarını taşır.”
"İnsanoğlu; ağzından çıkan cümlelerle,beyninde çıkan düşüncelerin bütün evreni dolaşıp,tekrar onlara geri döndüğünü bilse,çok daha dikkatli olurdu.
- Albert Einstein