Sadece okunulması gereken değil aynı zamanda yaşanılası ve bugünlerde yaşanılan bazı acı gerçeklere de ışık tutan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Dipnot olarak ;kafa yorucu isimler dışında kitaba hakim olmakta zorluk çekmiyorsunuz
Atsız 'ın kalemine hayranlığım devam etti bu kitapla beraber. Lakin konumuz benim nezdimde kitap ve yazar dışında
Bilge Kağan, Şeyh Edebali, Dede Korkut ve Mustafa Kemal Atatürk, nesilden nesle aktarılan söylevleriyle; Mevlana, Yunus ve Hacı Bektaş dizeleriyle, yaşadıkları çağlara sığmayacak büyüklükte öğretmenler olup halklarına yol göstermişlerdir.
Bilge Kağan (716-734), bir ara Buda dinine temayül göstererek, halkını şehir hayatına alıştırmak için Orhon'da etrafı surlarla çevrili bir şehir kurup, içine Tao ve Buda mabetleri inşa ettirmek istemişti. Ancak Tonyukuk, Türkler'in Çinliler karşısında sayıca az olmasına rağmen Çin'e karşı hep başarı ile karşı koymalarını, onların Tao dinine girmemeleri, yerleşik hayata geçmeyerek sulak ve otlak yerlerde konar göçer hayat yaşamaları ve Türk halkının hepsinin savaş sanatı ile uğraşmaları olduğuna inandığından bu fikre karşı çıkmıştır.
542 yılında kesin bir şekilde tarihi belgelerde yer almaya başlayan gök-türklerin, bundan önceki devirlerine ait bilgiler efsanelerle karışmıştır. aslında gök-türklerin menşei kendilerine ait bir resmi efsaneyle zenginleşmiştir. hanedanı oluşturan a-shih-na kabilesi efsaneye göre bir kurttan türemiştir. bu efsane gök-türk hanedanı üzerinde o kadar derin izler bırakmıştır ki; daha sonra hanedandan gelenler kendilerini birer börü (kurt) olarak nitelendirmişlerdir. ayrıca çin kaynaklarının bildirdiğine göre a-shih-na ismini taşıyan bey ve hatunlar vardır
Orhun Yazıtları malumunuz herkesin bildiği ama aslında kimsenin hiçbir şey bilmediği, günümüze kadar ulaşmış olan en eski Türk diliyle yazılmış kitabelerdir/belgelerdir. Bu yazıtları sadece Edebiyatçıların,Dilcilerin ya da Tarihçilerin değil herkesin detaylıca bilmesi gerekiyor. Orhun Yazıtları, Gök Türkler’in Siyasi tarihini anlatmakla beraber,
Bu ay içerisinde okuduğum Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı adlı eseri, Cengiz Özakıncı ile tanışma kitabım olmuştu. Kurgu ile harmanlanmayıp, salt inceleme araştırma şeklinde meydana getirilmiş tarih kitaplarını okumayı pek sevmiyorum...Sevmemekten ziyade, okurken daralıp, bunalıyorum.Ama bu kez öyle olmadı..
İlk
devlete istiklalini kazandıran bumin, "il kağan" unvanını aldı. kardeşi istemi'ye de yagbu unvanı sunularak, ülkenin batı tarafının idaresi verildi. milletine böylesine büyük başarılar kazandıran bumin, aynı yıl (552) öldü. yerine oğlu kara, kağan oldu. tahtta kaldığı bir yıl içerisinde gök-türk devletini her yönüyle geliştirmeye çalışan kara kağan'ın idaresi de fazla uzun sürmedi. 553 yılında ölünce yerine kardeşi mukan geçti. her yönüyle I. gök-türk devletinin en büyük hükümdarı olan mukan tahtta kaldığı yaklaşık yirmi yıl içinde devletini zamanının en büyük ve en güçlü devleti haline getirdi. çin kaynaklarının başka hiçbir hükümdar için kullanmadığı "çin seddinin dışındaki bütün kavimler ona itaat etmişti" ifadesini onun için yazmıştır
istemi yagbu, 552'de gök-türk devletinin bağımsızlığı ilan edilince batı kanadının idaresini ele almış ve 576'da ölümüne kadar başarı ile yönetmişti. batı türkistan'ı, karadeniz'in kuzeyini, kırım'a kadar devlete bağışlamıştı. akhun devletini ortadan kaldırmış, sasani devletini baskısı altına alıp, bizans imparatorluğu ile münasebet tesis edilmişti. onun yerine oğlu tardu geçti. tardu 582 yılından sonra devletin doğusundan ayrılarak bağımsız batı gök-türk devletini sürdürmeye başladı. batı yönünde sık sık zaferler kazanarak, batı türkistan şehirlerini türkleştirmeye çalıştı. ancak, 601 yılından sonra doğu gök-türk devletinin iç işlerine karışması, bir süre onunda kağan'ı olması çinlilerle karşı karşıya gelmesine yol açtı. çinlileri bir çok savaşta ağır mağlubiyete uğratmasına rağmen onların uyguladığı hile ve entrikalara mani olamadı. özellikle gök-türklerin asker ve hayvanlarının su içeceği kaynaklara zehir akıtılması sonucu ağır bir darbe yedi. arkasından töles boyları isyan edince otoritesi tamamen sarsıldı ve t'u-yü-hunlar'a sığınarak tarih sahnesinden çekildi
542 yılında çin topraklarına yaptıkları akınlarla seslerini duyuran gök-türkler, 545 yılında reisleri bumin'le çin'deki batı wei devletiyle siyasi münasebet kurdular. ilk defa bir başka devletle diplomatik ilişkiler kurmaları onlar için dönüm noktası oldu. arkasından töles boyları adını taşıyan çok sayıda diğer türk boyunun bağlı bulunduğu grubu kendine itaat ettirdi. artık, gücünün iyice arttığını gören bumin, kendisini bağımsız hissetmeye başlamıştı. bundan dolayı vassalık şeklinde bağlı bulunduğu moğol juan-juan hükümdarı a-na-kuei'e elçi göndererek kızıyla evlenmek istediğini bildirdi. juan-juan hükümdarı onun bu teklifine çok kızmış ve "aslında gök-türklerin, kendilerinin demir işlerinde çalışan bir kölesi olduklarını nasıl elçi gönderip de evlilik teklifinde bulunabilirler" diye hakaret etti. bunun üzerine 552 yılında juan-juan'ları yaptığı ani bir baskınla mağlup eden bumin, onların devletini ortadan kaldırdı ve gök-türk devletini resmen kurdu
Hızlıca sizlere kitaptan bahsetmek istiyorum. Öncelikle kitabın dili ağır, yani akademik. Necati Bey, Amazonlardan başlayıp, Osmanlı Devleti'nin ilk yıllarına kadar olan süre içerisinde Türk kadınlarını anlatmış. Türk kadınlarının mitolojideki, edebiyattaki, devlet içerisindeki ve ailedeki önemli rolleri üzerinde durmuş. Tabi Türk kadınlarını
Ahmet Özgür Türen'den yine Atatürkçü duruşunu bozmayan bir eser daha. Ahmet Özgür Türen’in editörlüğü ile çıkan bu kitapta bizlere, Atatürk'ün 57 yıllık hayatından önemli kesitler sunuyor. Bu kesitler de günümüzde tartışılmaya açılmak istenen önemli konulardan oluşuyor: Atatürk’ün doğum tarihi, kökeni, ailesi, milliyetçilik anlayışı, icraatları,