Yüzük Kardeşliği’ni okumaya başladıktan sonra aslında film ile kitap arasında ciddi farklılıklar olduğunu hatırlamış oldum. Böylece aklıma böyle bir yazı hazırlamak geldi. Bu yazıyı hem sizler için hem de kendim için yazıyorum (sonrasında dönüp dönüp tekrar okuyabilmek amacıyla aslında daha çok kendim için hazırlıyorum sanırım)
Filmlerle kitaplar
Kitaba başlayalı uzun süre oldu, ancak ara vermek zorunda kaldım. Kendini vermeden ya da ruhen hazır hissetmeden okunabilecek bir kitap değil. Sonuna kadar gelindiğinde, aslında çok kolay uygulamaların, bilinç altındaki zorlu sorunlara ışık tuttuğunu görüyorsunuz. Çoğu yerde zaten bilinen şeyleri okuduğunuz halde, yapmadığınızı fark ediyorsunuz. Zaman zaman bilinç altında yerleşmiş olan suçluluk duygusu ya da yetersizlik hissiyle baş etmek için bazı uygulamaları var ve okurken mantıklı gelmeyen, yapmayı denediğinizde büyük ihtimalle komik gelebilecek şeyler. Ancak yaptığınızda gerçekten işe yaradığını görüyorsunuz.
Bundan yaklaşık 5 ya da 6 milyon yıl önce aynı atayı paylaştığımız bonobolar ve şempanzeler bize en yakın primat akrabalarımızdır. Aynca "Savaşma, seviş" primatları olarak da bilinen bonobolar, olağanüstü derecede barış yanlısı olmalarıyla tanınırlar. Egemenlik sınırları içerisindeki cinsel "iç içe geçişler" hakkındaki ilk gözlemler, bütün hayatını Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki bilimsel saha çalışmasına adayan Japon bilim insanı Takayoshi Kano liderliğindeki ekip tarafından yapılmıştır (Kano, 1992). İster vahşi doğada ister hayvanat bahçelerinde yaşayanlar olsun, bugüne kadar tek bir bonobonun bile ölümcül bir saldırı gerçekleştirdiğine hiç kimse tanık olmamıştır. Oysa şempanzelerin bu tarz saldırılar gerçekleştirdiğine dair düzinelerce kayıt bulunmaktadır. Yakın dönemde bonoboların avlandığını ya da öldürdüğünü gösteren gözlemler, bu barışçıl hayvanların bile ara sıra böyle şeyler yapabileceğinin kanıtı olarak yorumlanmıştır. Diğer taraftan, yırtıcılık yeteneği savaşma ile aynı şey değildir. Yırtıcılığın altında yatan güdü saldırganlık değil açlıktır ve beyinde saldırganlık ile yırtıcılığı harekete geçiren noktalar birbirlerinden oldukça farklıdır. Bu durum, otçul hayvanların aslında neden daha saldırgan olduklarını açıklıyor.
Sosyal ağların önemini kavrıyoruz, fakat bu ağların içinde olmamız, çoğu zaman içeriklerini gözden kaçırmamıza neden olabiliyor. Bu durum, şempanzeler için yeni bir tırmanma düzeneği inşa ederken mensubu bulunduğum primat uzmanları grubumun da başına geldi. Oysa ki, bunu en iyi bilenlerin başında bizim olmamız gerekir. Fiziksel çevreye çok fazla
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi
Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl