Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Kapıyı dövende içerden bir avradın: «O kim?» diye seslendiği duyuldu. Ökkeş Dayı sağ salim köye varmanın keyfiyle «Benden başka kim döğer kapını Zino Ana?» dedi, «Malın pulun mu vardır ki haramiden, gençiliğin güzelliğin mi kalmıştır ki hovardadan yılarsın? Güzelliğin arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez!» Avradı Zino Ana, erinin gevezeliğine alışık olmalıydı: «Sen misin başımın belâsı, gül ömrümü kül eden? Kapına gelende maral gibiydim. Savurup saman ettin! Mal peşinden bok toplattın, kucağımı eniğe donattın! Yal yidirdin, kırkala (*) dönderdin de, Şimdi beğenmezsin, he mi?» diye karşılık vererek kapıyı açtı. *Kırkal: kurumuş söğüt ağacı
Sayfa 188 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Fazıl Hüsnü Dağlarca / Dağ Uykusu Sonralar - 13 Seyrederim ruhumun sonralar dünyasına gömüldüğünü. ... Bazı mısraların manasından sonra duyulan insanlık yası. Bir Atmosfer - 15 Ah orası ki mazi sıfırdır orada, Ah orası ki başlamamıştır hayat, ölüm. Bir şişede kendi hayat sırasını bekleyen gönlüm, Ah orası ki gönlümün kopup geldiği ada. Cahil -
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
Türkiye Sinemasında Karlı Bir Doruk: ‘Ağrı Dağı Efsanesi’
Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu, Memduh Ün Görüntü Yön: Gani Turanlı Sanat Yön: Duygu Sağıroğlu, Güven Öktem Müzik: Yalçın Tura Oyuncular: Hakan Balamir, Fatma Girik, Hayati Hamzaoğlu, Yavuz Selekman, Reha Yurdakul, Hüseyin Peyda, İhsan Yüce, Nuran Aksoy, Coşkun Göğen, Hikmet Taşdemir, Atıf Kaptan Yapımcı: Memduh
Reklam
Münih’in beğendiğim ikinci özelliği trafikteki düzen oldu. Burada üç kişiye bir araba düşüyormuş. Bizimkilerin de arabası vardı. Şehrin içinde ve dışında arabaların gelip gidişi parmak ısırtacak bir intizamla oluyordu. Korna çalmak yasağı olmadığı halde korna binde bir, meselâ önde giden bisikletli çocuğu uyarmak için çalınıyordu. Caddelerin,
Günümüz Türkçesiyle.
Bir eşer var idi zâif ü nizâr Yük elinde katı şikeste vü zâr Zayıf bir eşek vardı Yük çekmekten anası ağlardı Gâh odunda vü gâh suda idi Dün ü gün kahr ile kısuda idi
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.