️Bugün Garip Akımının yıldızı, şiire kasket giydiren şair Orhan Veli Kanık'ın "Sakın Şaşırma" adlı Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan şiir kitabıyla geldim. Bu renkli serideki kitabı daha önce okumuştum.
Sakın Şaşırma, Orhan Veli'nin 1936'dan 1951'e kadar yazmış olduğu şiirlerin bulunduğu "seçme şiirler" kitabı.. Şair, yeni yollarla çoğunluğa seslenmiş ve şiirlerini yalın, içten, duygulu, düşünmeye sevk edecek şekilde kaleme almış. Kendine has bir tarzıyla Robinson'a, mahalledeki ağaca, baş ağrısına bile şiir yazmış.
Bu kitapta okuduğunuz tüm şiirleri illaki bir yerlerde duymuşsunuzdur. Kısacık yaşamı boyunca yazdıklarıyla Türkiye'nin geniş sevgi çemberine ulaşan şairi Müşfik Kenter’in sesinden dinlemekte ayrı bir güzellik.
Şiire ayrı bir yakınlığım var ama ben bugün 
Sakın Şaşırma kitabını sizlere bırakıyorum.
Herkesin kendini bulduğu bir satırı vardır.
Haydi sizde yazın birlikte şiirlenelim.
Şiirle ve sevgiyle kalın. ツ
Bekliyorum.
Öyle bir havada gel ki
Vazgeçmek mümkün olmasın.
“Orhan Veli öldüğünde, yüreğinde sevdiği bir kadın, cebinde 35 kuruş ve diş fırçasına sarılmış Gelirli şiiri vardı.
Güzel insanların değerinin bilinmediği bu dünya'dan bir garip Orhan Veli geçti..”
Platform olarak bugün de zamanınızın birazını Orhan Veli’ye ayırın ve sevdiğiniz bir sözünü, şiirini yorumla bizimle paylaşın lütfen.
Sokak kedisiyim ben
Ciğer görmüşlüğüm yoktur
Çöplüklerde gezinirim
Güzel havalarda aşık olur
Güzel havalarda mahvolurum.
Orhan Veli gibi
Garip bir adamım ben.
Sayfa 50Kitabı okudu
#Sicim#
"İşin acele!
"Bir gün ne el kalacak tutmak için,
"Ne yürümek için bacak,
"Ne bulutların seyri,
"Ne de bir hatıra dünyamızdan;
"Çünki hatıralar kuşlar gibi
"Dal ister konacak.
"Bir gün yaslanmak istesen pencereye,
"Diz çökmek istesen nafile
"İş işten geçmiş olacak!"
Gönderilemeyen O Son Mektup:
“Orhan,
Cevapsız mektup yazmak çok garip oluyor. Geçen akşam seni rüyamda gördüm. Ankara’ya gitmişsin. Sana Dora iş bulmuş... Seni acaba Ankara'da mı diye düşündüm. Mektuptan herhalde benim çok sıkıntılı olduğumu anlamış- sındır. Elimden geldiği kadar muhite uymaya ve neşeli görünmeye çalışıyorum. Bu mektubuma cevap yaz. Yılbaşında tatil olursa Ankara'ya gitmeyi düşünüyorum. İstanbul'da sefil oluyorum. Yatağım gözümde tütüyor. Sen yakından bilirsin. Zaman zaman evden ne kadar sıkılırdım. İşte böyle, her şey tersine... Senin Ankara'ya gitmeye niyetin var mı? Tabii bütün bunlar şimdilik düşünülecek şeyler. Yılbaşına epey zaman var.
Bana çok ender mektup yazdığına göre uzun yaz. Ben sana cevap istediğim zaman bildiririm. Yeni şiirlerin varsa gönder. Şiire de hasret kaldım. Meğerse ihtiyaçmış. Mektubun taahhütlü olsun. Ne yapıyorsun? Nasıl vakit geçiriyorsun? Behzatları gördün mü? Herkese ayrı ayrı selam söyle. Sabahattin Bey'e, Mualla Hanım'a, Fuat Ömer'e. Velhasılıkelamı herkese. Dora Ankara'da mı? Bugün cumartesi. Mektepte benden başka kim- se yok. Çocuklar bahçede bir maç dinliyorlar, saat dört buçuk. Beş buçukta mütalaaya girecekler. Bugünlük kimse gelmezse onlara ben bakacağım. Ben yazacak bir şeyler bulamıyorum. Ancak kendimden bahsedebildim. O da hayli sıkıntılı iş.
Senden muhakkak mektup bekliyorum. Uzun olsun, baştan savma olmasın. Yeni şiirleri istiyorum. Gözlerini öperim.
Nahit”
Sayfa 165 - Edirne, 12 Kasım 1950 tarihinde Nahit Hanım’ın Orhan Veli’ye yazdığı ama onun ölümünden dolayı gönderemediği O Son Mektup…Kitabı okudu