Bir zamanlar bir öğrencinin Ustasına sorduğu soru buydu.
Usta o anda cevap vermedi. Ancak birkaç gün sonra, o ve genç öğrenci bir nehrin yanında otururken, susadığını söyledi ve çocuktan oradaki eski bir kirli elekle ona biraz su getirmesini istedi.
Öğrenci başladı, çünkü bunun mantıksız bir istek olduğunu biliyordu.
Ancak, Efendisine karşı çıkamadı ve eleği alarak bu saçma görevi yerine getirmeye başladı. Efendisine götürmek için süzgeci nehre her daldırdığında, ona bir adım bile atamadı, süzgeçte bir damla bile kalmadı.
Onlarca kez denedi, ama kıyıdan Efendisine daha hızlı koşmaya çalıştığı kadar, su elekteki tüm deliklerden geçmeye devam etti ve yol boyunca kayboldu.
Yorgun bir halde Usta'nın yanına oturdu ve "Ben o elekle su alamam. Affet beni usta bu imkansız ve ben işimde başarısız oldum" dedi.
“Hayır yaşlı adam gülümseyerek cevap verdi; başarısız olmadın. Elek bak, şimdi yeni gibi. Deliklerinden süzülen su onu temizledi"
"Kitap okuduğunda devam etti yaşlı usta ; bir elek gibisin ve onlar nehir suyu gibi"
"İçinde akıttıkları tüm suyu hafızanda tutamasan da önemli değil, çünkü kitaplar ancak fikirleriyle, duygularıyla, hisleriyle, bilgileriyle, sayfalar arasında bulacağın gerçekle, zihninizi ve ruhunuzu arındıracak, sizi daha iyi ve yenilenmiş bir insan yapacaktır. Okumanın amacı budur”.
Merhaba sevgili okurlar.
Özet: Son güncellememiz ile artık okurlar ve sıkı okurlar için ayrı olarak mesaj istek sınırı var. Bu sayede birden fazla okura toplu mesaj atarak okurları rahatsız eden mesaj sayısını azaltmak istiyoruz.
Detaylar:⬇️
İstenmeyen spam mesajların ne kadar önemli bir sorun olduğunun farkındayız. Sürekli
EN KUTSAL KİTAP, ÜŞÜMEMEK İÇİN YAKTIĞINIZ KİTAPTIR!
Zekâ bir kum saati gibidir, bilgi arttıkça inanç azalır ya da inanç arttıkça
bilgiye duyulan istek azalır. Bunu, eğitim seviyesi yükselen insanların inanç-
larındaki azalmadan ya da daha seküler bir yaşam tarzı benimsemelerinden
görebiliriz. Şimdi, asıl konuya dönecek olursak bugün dindarların,
İnsanların zamanla sevgi eşiği düşmüyor mu sizce de? Anlatmak istediğim aynı kişiyi sevmek bahsi değil efendim. Şöyle ki; birilerini yirmili yaşlarda sevmekle otuzlu yaşlarda sevmek nüansı. Yirmili yaşlarda daha az yaşanmışlık, daha az kirlenmiş kalp ve saf sevgi vardır. Otuzlu yaşlar ise acının çeşitli tatlarıyla zaman zaman yanmış, zaman zaman
Khaled Hosseini'nin bu kitabını okumadan önce önyargılıydım. Uçurtma Avcısı(henüz okumadım)kitabının yaptığı sükse yüzünden şişirilmiş bir yazar olabileceği hakkında endişelerim vardı ama yazar, kitabının sayfalarını her çevirişimde bu önyargılı tavrımı paramparça etti.
Kitabımızdaki olaylar Afganistan'ın çeşitli bölgelerinde geçiyor.
Eveeet.. Çok sevdim ve inceleme yazmak istedim ben bu kıymetli kitaba.
Arka fonda: Fazıl Say insan insan
Öncelikle;
Bu kitabın kapağı çok dikkatimi çekti. Freud’un Buzdağı Topografik kuramından esinlenilmiş olmalı.
Bilinç buz dağının gün yüzünde kalan kısmıdır. Kelime anlamı insanın kendisi ve çevresini tanıma yeteneği olarak tanımlanmaktadır.
Bazen zaman su gibi akıp gitsin ,
Bir an önce her şey bitsin istiyorum
Bazende zamanı durdurmak
Anın tadını çıkarmak.
Bir daha geri gelemeyeceğim yaşlarımı doya doya yaşamak istiyorum.
Ama bir bakıyorum ki ,
Ne heves ne istek hiç yok
Kalmamış...
Yitirmişim içimdeki kız çocuğunu ,
Göklere çıkaramadan
Gömmüşüm yerin yedi kat dibine...
Çıkarmak istedikçe yer yüzüne ,
Daha da dibe çekiliyor ...
Sonra yine bir pes ediş bende,
Bırakıyorum çıkarmayı
Bir kürek toprakta ben atıyorum üzerine.
Geçenlerde bir yerde okumuştum
Oblomovluk diye bir varoluş trajedisi
Bilinçli bir tembellik, uyuşukluğun aksine fazla uyanıklık
İleriyi görüp ,herşeyin farkında olma.
Bu sonunu görme farkındalığından dolayı
Gittiği yolda ilerlemeyi istememek,tükenmişlik...
Ben Özlem ,
ben 26sında küçük bir kız çocuğu
Ben özlem etrafına rengarenk çiçekler saçarken ,kendi içinde siyah olanım
Ben başlı başına bir varoluş trajedisinin ta kendisiyim... (2017) Ö. Y. K. @canimkendim41
Ahh Didem Ahh!!
Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , şiirlerini okudukça , bağlılık, bağımlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni.
‘’Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Dünyanın çıplaklığına