Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
m.facebook.com/story.php?story... Hakan Bey! Kürsüde “benim” yerimde -senin gibi- üzerinde Mao’nun kafası olan bir tişörtle poz veren biri olsa ve “Mülkiyet hırsızlıktır.” dese ya da Kelâmullah yerine Das Kapital’i referans alsa “büyük devrimci” olurdu; ondan “özgürlük savaşçısı” diye
Cumhuriyet'in kurulma belgesi Türkçe'si;
Milletimizi refah ve saadete ulaştırıp tam bir bağımsızlığa kavuşturan ve Allah’ın da takdir ettiği savaşta millî hâkimiyet esası kat’î surette kabul edilmiş ve daima buna riayet edilegelmişti. Bu usulün necib Türk milletine ne büyük muvaffakiyet temin ettiği aşikârdır. Hâkimiyetin kayıtsız-şartsız millete ait olması ve idare usûlünün milletin mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmek esasına dayanması zaten ‘Cumhuriyet’ demek olduğundan, saltanatı kesin şekilde kaldıran bu kelimenin kullanılıp Türkiye Devleti’nin şeklinin cumhuriyet hükümeti olması hakkında Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun özel maddesinin bir fıkra ile açıklığa kavuşturulması hukuk ve uygulama bakımından münasip görülmüştür. Bir cumhuriyet tesis kılındıktan sonra bu cumhuriyetin temsilcisi olan başkanlık makamının da oluşturulması tabiîdir. Bundan başka, hükümeti teşkil edecek olan başbakanın cumhurbaşkanı tarafından tayini, sorumluluğun belirlenmesi bakımından zarurî işlerdendir. Dolayısıyla, hâlen mevcud olan devlet şeklinin tesbiti için Anayasa’nın buna dair bir, üç, sekiz ve dokuzuncu maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilerek açıklığa kavuşturulmuş, devletimizin dininin İslâm, dilinin de Türkçe olduğuna dair özel bir madde ilâve edilmiştir. Zikredilen maddeleri kanun hâline getirmek üzere Hey’et-i Celîle’ye arz ve teklif ve hemen müzakeresini istirham ederiz.”
Reklam
Bir İtalyan rahibinin temiz kalbine onur veren safça bir hikaye anlatılır. Kolayca aldatılan bu safdil adam dini konuşma yaparken, sürekli olarak fikir üretir. Tanrının lütfuyla bütün insanları mutlu edecek güvenilir bir araç bulduğunu söylemek zorunda kalır. Şöyle der: "Cehennemde kendisine felaket arkadaşı edinmek tek amacıyla, şeytan, insanları baştan çıkarır, ayağını kaydırır. Dolayısıyla, cennetin ve cehennemin anahtarlarına sahip olan Papa'ya başvuralım; bütün kilisenin başında, Allah'a yalvarmasını isteyelim, Allah'ın şeytanla uyuşmasını, tekrar teveccüh ve iltifatına mazhar etmesini, eski mertebesine çıkarmasını Allah'tan Papa istirham etsin. Bu hareket tarzı şeytanın insan türüne karşı kötü projelerine mutlaka son verecektir." Bu safdil rahip galiba görmüyordu ki, şeytan semavi din için, en azından Allah kadar gereklidir. Semavi dinler; rahipler, hocalar, hahamlar vb; Allah'la şeytan arasındaki bozukluktan çok hoşnutturlar; iki düşman arasında bir uzlaşmaya aracılık etmeyecek ölçüde hoşnutturlar. Varlıkları ve gelirleri bu iki düşmanın çatışmaları, düşmanlıkları üzerine kurulmuştur. İnsanlar baştan çıkarmaya ve günah işlemeye yöneltilmezse, rahiplerin yönetimi ve gücü, insanlar için gereksiz olur.
Önsöz'den
Bundan ötürü muhterem okuyuculardan, bunları, yalnızca "muhayyel fantastik hikâyeler" gibi telakkî ederek okumalarını istirhâm ediyorum. Bu, onların da benim de fuzûlî yere yorulup üzülmemizi önleyecek Rahmânî bir tedbir olacaktır. Ahmet Hâşim'den nakledildiğine göre, zâten: "Şiirde mânâ aramak, geceyi şenlendiren bülbülü eti için avlamaya benzer..."
Sayfa 7 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
Hüseyin Nihal Atsız
Arkadaşlar edebiyatta Hüseyin Nihal Atsız beyefendiyi anlatacağım.lakin ne kadar araştırsam da bir şeylerin eksik kaldığı kanatindeyim ve sorarak öğrenme yöntemini kullanarak sizin de Atsız hakkında bildiklerinizi,bildiğiniz sözlerini varsa bir anısını,veyahut okuduğunuz romanlarının içeriğini merak ediyorum.ödev amaçlı değilde öğrenme amaçlı olması dileğiyle bildiklerinizi paylaşmanızı istirham ediyorum.:)) Boşun bin bilsende bir bilene danış dememişler:D Allah razı olsun.
Istirham ediyorum : "kilise" kısmına takılmayın :)
"–komik bulabilirsiniz– kilisedeymişim gibi bir duyguya kapıldım, mucize ve arınma duygusuyla kutsanmış gibiydim. Yaşamımın en korkunç saniyesinden ikinci bir saniye, en inanılmaz ve en muhteşem saniye doğmuştu."
Sayfa 49
Reklam
Hakim yumuşakça sordu: "Oğlunuz o gün çok açmış, onun için bu çocukluğu yapmış değil mi?" Giysileri içinde eriyip akmışa benzeyen Murtaza, birden sanki görünmez pompalarla şişti şişti, giysisine sığmaz oldu: "Haaayır!" dedi, "Olamaz aç benim oğlum! Kabul edemem açlığını! Velev olsa idi bile aç, çalmayacak idi, etmeyecek idi tenezzül hırsızlığa. Tükürecek idi kan, söyleyecek idi içtim kızılcık şerbeti! Şimdi sizden ederim istirham, edesiniz mahkûm, atasınız hapislere!" Sert bir dönüş, rap rap rap; çıktı gitti.
Sayfa 446 - Everest Yayınları
Vatana Zerre iyiligi dokunana minnettarlık..
1K okuyucularına bilhassa rica ediyorum, yazılarınızı ve alıntılarınızı okurken dikkat ediyorum, Atatürk veya başka X yöneticiler hakkın da yazılar paylaşımlar olunca saygı duymuyor bazı arkadaşlar birini diğerinden üstün tutmaya çalışıyoruz, kanıtlamaya çalışıyoruz, o bunu yaptı şu şunu yaptı bu lider şu kadar kitap okudu efendim devrim yaptı vs
Bir gün Rus Başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında, Bedîüzzaman kumandana selâm vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasıyla der:    - Beni herhalde tanımadılar?    Bedîüzzaman:    -Tanıyorum, Nikola Nikolaviç'tir.    Kumandan: Şu halde Rus ordusuna, dolayısıyla Rus Çarına hakaret ediyorlar.    Bedîüzzaman: Hakaret etmedim. Ben bir Müslüman âlimiyim. İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakk'ı tanımayan bir adamdan üstündür. Binaenaleyh ben sana kıyam etmem, der.    Bunun üzerine Bedîüzzaman divan-ı harbe verilir. Birkaç zabit arkadaşı, hemen özür dileyerek vahîm neticenin önlenmesine çalışmasını istirham ederler.    Fakat Bedîüzzaman:    - Bunların i'dam kararı, benim ebedî âleme seyahat etmem için bir pasaport hükmündedir, deyip kemal-i izzet ve şecaatle hiç ehemmiyet vermez.    Nihayet i'damına karar verilir. Hüküm infaz edileceği vakit, namaz kılmak için müsaade ister; vazife-i diniyesini ifadan sonra, atılacak kurşunlara göğsünü gereceğini beyan eder. Tam bu esnada, namazını eda ederken, Rus kumandanı gelerek, Bedîüzzaman'dan özür dileyip:    - "O hareketinizin, mukaddesatınıza olan bağlılıktan ileri geldiğine kanaat getirdim, rica ederim, beni affediniz." diyerek verilen i'dam hükmünü geri aldırır.
Sayfa 106 - Sözler Neşriyat. San. Tic. A.ŞKitabı okudu
917 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.