Gardiyan… Hiç suyum yok… Hiç sabunum yok… Hiç kağıdım yok ki çocuklarıma yazayım…
Üniformalar değişti… Gri giyiyorsun, gardiyan… Gardiyan, siyah giyiyorsun. Adım Eleni.
Bir devrimciye yataklıktan buradayım. Şimdi nereye götürüyorsunuz beni?
Gardiyan… Hiç suyum yok… Hiç sabunum yok… Çocuklarıma yazacak kağıdım yok..
Üniformalar değişti… Almanlar yeşil giyer…Sen Alman mısın gardiyan?
Adım Eleni. Bir devrimciye yataklıktan buradayım. Şimdi nereye götürüyorsunuz beni?
Aralık 1944’de ben de oradaydım,insanların kurtuluşu kutladıkları o meydanda. Şimdi nereye götürüyorsunuz beni? Üniformalar değişti. Sen İngiliz misin gardiyan? Kaç para mermi? Ya kan ne kadar? Bütün üniformalar aynı gardiyan…
Gardiyan… Hiç suyum yok… Hiç sabunum yok… Çocuklarıma yazacak kağıdım yok…
Şimdi nereye götürüyorsunuz beni? Adım Eleni. Yaralı bir gerillayı sakladığım için buradayım… Gardiyan… Sürgündeyim… Mülteciyim ve her yerden sürüldüm. Rıhtımda ağlayan üç yaşında bir kız…
Hiç suyum yok… Hiç sabunum yok... Çocuklarıma yazacak kağıdım yok...
The Weeping Meadow (2004), Theodoros Angelopoulos
Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik,
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”
Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.
Bir daha ve bir daha…
Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu…
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar
alper’den 700 lira borç aldım bugün
israil devleti gömülsün diye karanlıklara!
çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun
başka bir mazluma
bir mazluma
mazlum…
sevgilim
tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum.
oysa ne çok ayet vardı 90’larda…
baktığımız her yerde ayrı bir allah
gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara.
insan olmak bizatihi
"Bir mermi kaç para!" deyip meydana topladığı adamları kurşuna dizmek yerine, mermilere kıyamayıp askerlere, "Onları söngüleyin!" emrini veren komutan yoksa dedem miydi?
Yavuz Ekinci
"Kaç para mermi? Ya kan ne kadar? Bütün üniformalar aynı gardiyan...
Gardiyan... Hiç suyum yok... Hiç sabunum yok... Çocuklarıma yazacak kağıdım yok...
Şimdi nereye götürüyorsunuz beni? Adım Eleni. Yaralı bir gerillayı sakladığım için buradayım... Gardiyan... Sürgündeyim... Mülteciyim ve her yerden sürüldüm. Rıhtımda ağlayan üç yaşında bir kız...
Hiç suyum yok, hiç sabunum yok, çocuklarıma yazacak kağıdım yok...
~AĞLAYAN ÇAYIR~
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Bir mermi kaç para!" deyip meydana topladığı adamları kurşuna dizmek yerine, mermilere kıyamayıp askerlere, "Onları söngüleyin!" emrini veren komutan yoksa dedem miydi?
Yavuz Ekinci
Alper’den 700 lira borç aldım bugün
israil devleti gömülsün diye karanlıklara!
çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun
başka bir mazluma
bir mazluma
mazlum…
sevgilim
tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum.
oysa ne çok ayet vardı 90’larda…
baktığımız her yerde ayrı bir Allah
gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara.
insan olmak bizatihi
Gardiyan…Hiç suyum yok…Hiç sabunum yok…Hiç kağıdım yok ki çocuklarıma yazayım…
Üniformalar değişti…Gri giyiyorsun, gardiyan…Gardiyan, siyah giyiyorsun. Adım Eleni.
Bir devrimciye yataklıktan buradayım.Şimdi nereye götürüyorsunuz beni?
Gardiyan…Hiç suyum yok… Hiç sabunum yok…Çocuklarıma yazacak kağıdım yok..
Üniformalar değişti… Almanlar yeşil giyer…Sen Alman mısın gardiyan?
Adım Eleni. Bir devrimciye yataklıktan buradayım.Şimdi nereye götürüyorsunuz beni?
Aralık 1944’de ben de oradaydım,insanların kurtuluşu kutladıkları o meydanda.
Şimdi nereye götürüyorsunuz beni?Üniformalar değişti. Sen İngiliz misin gardiyan?
Kaç para mermi? Ya kan ne kadar? Bütün üniformalar aynı gardiyan…
Gardiyan…Hiç suyum yok…Hiç sabunum yok…Çocuklarıma yazacak kağıdım yok…
Şimdi nereye götürüyorsunuz beni? Adım Eleni. Yaralı bir gerillayı sakladığım için buradayım… Gardiyan…Sürgündeyim… Mülteciyim ve her yerden sürüldüm.Rıhtımda ağlayan üç yaşında bir kız…
Hiç suyum yok…Hiç sabunum yok… Çocuklarıma yazacak kağıdım yok…
Ağlayan Çayır' Theodoros Angelopoulos (2004)
"Kaç para eder bir mermi? Ya kan ne kadar eder? Bütün üniformalar aynı gardiyan.Sürgündeyim... Mülteciyim ve gittiğim her yerden sürüldüm."
Ağlayan Çayır/Theodoros Angelopoulos-2004
Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Alpler bana 700 lira borç verdi bugün
İsrail kaç mermi yapabilir bu parayla?
Tarık Ali'nin Muhammed İkbal için söyledikleri doğru mu?
Frengiden öldü diyor Lahor pavyonlarında.
İşte 90'larda böyle şeyler düşündük biz sevgilim
Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz.
Şimdi İkbal cennette,Tarık Ali İngiliz
Merminin de biliyorsun,bini bir para
Ve diyelim ki Humeyni'yi de seviyorum Jack Daniel'ı da
Diyelim ki ev kirasından muaftır bütün şehir
Diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler...
Bana duyduğun sevgiyi azımsasana!