Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir gün Hazret-i İsa'a bir kimse yol arkadaşı olmuş. Beraber giderlerken bu adam, bir köşede bâzı kemikler görmüş ve Hazret-i İsa'ya: "-Ne olur ya İsa! Bildiğin ism-i azam'ı bana da öğret de bu kemikleri diriltip kaldırayım." diye yalvarmış. Hazret-i İsa ise cevaben şöyle buyurmuş: "-O iş senin kârın değildir. İsm-i azam'ı okuyup ölüyü diriltmek için, yağmurlardan daha temiz bir nefes sahibi, kullukta meleklerden daha anlayışlı bir kişi olmak gerek. İsm-i âzam, (haram ve şüpheli lokmanın geçmediği) temiz bir ağız ve (Allah'tan uzaklaştıran her şeyden arınmış bir) kalp ister. Yani öyle bir kimse ki, nefsi haram ile kirlenmiş olmasın ve melekler gibi isyan ve günahtan pâk olsun. Çünkü bir kimsenin nefsi pâk olmadan, o kimsenin duâsı makbul olmaz!.. Meselâ farzedelim ki sen, Hazret-i Mûsâ'nın asâsını elinde tutabilirsin. Fakat Mûsa'daki kuvvet sende var mı ki, onu ejderha yapabilesin... İş te bunun gibi, sende İsa'nın nefesi yokken ism-i âzam'ı okumanın sana ne faydası olur ki?!"
Tabu
Peygamber adı verilen o eski insanlar da herhangi bir mucize göstermemişlerdir. Peygamberler dönemlerinin siyasi aktivistleridir, ancak taraftarlarınca bunlar büyütülüp haklarında akıl almaz şeyler isnat edilmiş ve tabu haline getirilmişlerdir. Bugün de çeşitli tarikat liderleri olsun, kimi siyasi liderler olsun; taraftarlarınca haklarında bin bir keramet uydurulmuyor mu?
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
"hayatın değerini bilmeyen, ona sahip olmayı hak etmez"
Ey insan, eğer insan bedeninin yapısı ve işleyişi sana bir mucize gibi geliyorsa, o zaman unutma ki, beden bu yapıda barınan ruhun yanında bir hiçtir. Çünkü ruh, nasıl olursa olsun, Tanrı'nın eseridir. Bu nedenle, bırak onun yarattığı bedende dilediği gibi barınsın, senin öfkenin ve kötülüğünün bir hayatı yok etmesine izin verme. Çünkü hayatın değerini bilmeyen, ona sahip olmayı hak etmez. ...
Sevgili Anneciğim Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda Kocaman bir dağ lalesi gibi Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran. Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc'un ucuz evinde
Ankara
Herhangi bir kente girdiğinizde, bu isterse bir başkent olsun, her şey size önce belirsiz gelir: Sanki her şey soluk, külrengi, tekdüzedir; git git bitmez fabrika duvarları, tüten bacalar görürsünüz; derken bir yerlerde beş altı katlı yapılar ortaya çıkar, sonra mağazalar, tabelalar, geniş caddeler, sütunlar, çan kuleleri, anıtlar, yontular, kentin ışıltısı, uğultusu, insan elinin ve zekâsının yarattığı daha nice şey bir mucize gibi önünüzde geçit yapmaya başlar.
Sorokin'e göre zaman ve mekân şartları içinde farklı görünümler kazansa da aslında her zaman ve mekânda hüküm süren tabakalaşmanın doğal faktörlerini biraz açalım (Başak Avcılar, 1994: 51-54): 1. Birlikte yaşama gerçeği: Sorokin'e göre, sürekli birlikte yaşamak ancak bir grubun üyelerinin ilişki ve davranışlarının düzenlediği bir duşum
Reklam
Herkes hayatında bir kez olsun ayakta alkışlanmalı çünkü hepimiz dünyayı dize getirdik.
Sayfa 332
Hayata yeni bir kural koyalım mı? Şöyle olsun: Daima gerektiğinden fazla nazik olmaya çalış.
Sayfa 318
Kalbindeki eksik parçayı arıyor. Ne kadar uzakta olursa olsun, onu düşünmekten, ona bakmaktan vazgeçmiyor. Bir mucize gibi sevgisini bırakıyor.
"Düşün ki binlerle yıldır var olan, bizden sonra da binlerle yıl var olacak olan dünyadan gelip geçen sayısız ruhtan biriyiz. Hiç karşılaşmamış, birbirimizi tanımamış, hatırlamamış olabilirdik. Veya birimiz hatırlarken, diğeri bu tanışıklığı inkâr edebilirdi. Veya hiç hatırlaşmadan birbirimizin yanından geçip gidebilirdik. Diğer yarısını bulamayan bölünmüş bir ruh gibi kıyamete değin hasret çekebilirdik. Dahası farklı zamanlarda yaratılmış olabilirdik. Ama bak binlerce yıl içinde aynı zamanda doğmuş, bunca kalabalık arasında tanışmış olmamız eğer kader değilse nedir? Bu bir mucize. Rabb yazdı, Rabbin adına şükürler olsun."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.