Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne söyleyebiliriz yarın bir taş konuşmak isterse? Bir portakal ağacı saçını başını yolarak Yollara düşerse birden? Çiçekler ölülerin yüreklerinde büyür Toprak öyle çok ölüyle dolar ve Deniz, bir ölü yıkayıcısı olarak vurursa kıyılara? Fundalıkların dibinde biriken kireç Suların saçlarındaki yakamoz duvak Sorarsa, sorarsa yineleyerek: Neden? Benim ne işim vardı, insanların tarihinde? Yerde sürüklenen ölü, gazetede bir resim Çiçekler götürüyoruz sevgililerimize Senin yattığın topraktan koparılmış Bir yaz günü, geceyarısı uyanıp Bir bardak su içiyoruz musluktan O su, senin damarlarından geçerek gelmiş Kimse düşünmüyor beyninle yüreğinin Arasında durduğunu dünyanın ekseninin... İşte o zaman bir suç çağrışımı oluyor yaşamak Dünya özür dileyecek senden bir gün Biliyorum, tarih orda başlayacak... Yere sürüklenen ölü, göğe kıvrılan bıçak Yüzün, dünyaya yakılan ağıtların önsözü olacak...
687 syf.
10/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Olmak istediğimiz kişi ile olduğumuz kişi arasındaki mücadele..
Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borçlarını kapatmak için kitap yazmak zorundaydı. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez, reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya'nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma
Reklam
-DECCAL-
_İnsan kendi karakterine bakarak Tanrı'yı yaratmıştır. Üstün gördüğü özellikleri Tanrı'da görmek hoşuna gider. İğrenç özelliklerini de Şeytan'a yüklemiştir. _Bir tanrıbilimcinin, dincinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse. Savaş açtığım bu tanrıbilimci içgüdüsüdür: her yerde buldum onun
Bir zamanlar insanlar çocukluklarını yaşarken mutlaka bir ölüyle karşı karşıya kalırlardı. Ama refah içindeki Batı’da, iki Dünya Savaşı’nın kitlesel kıyımından sonra, ölümle karşılaşmadan yaşamak, korunmuş bir kuşağın ayrıcalığı ve kırılganlığı haline geldi. Cinselliğe ve mala ve daha pek çok şeye aç olan bu gürültücü kuşak yok olma fikrine karşı çok hassastı.
Sayfa 277Kitabı okudu
_Totem: Kutsal sayılan herhangi bir şey. Tanrılar, putlar, uğur getiren eşyalar, dilekler, dua, kara kedi,13 sayısı vs. totemdir. Olması istenen dileklerin, kutsal varlıklar aracılığıyla yerine gelmesi için totemler devreye sokulur. Totem yapabilmek için, şans getirdiğine inanılan bir sözün söylenmesi ya da hareketin yapılması gerekir. Sözlü
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
küçük işleri iyi, doğru yapmak için yaşamak.
Kitaba ilk başladığımda çok etkilendiğimi düşünmüştüm, kitap başlamadan önce Pınar Kür'ün de dediği gibi farklı bir yazın tekniği kullanmıştı ve tüm kitap boyunca beni sürdürmeye iten tek şey bu teknikti. Öyle ki kitabın konusunu hiç beğenmemiştim hele ana karakteri. Nefret etmiştim ondan, sonuna kadar da nefret ettim saftı, aptaldı ama seviliyordu. Hem de saf ve aptal olmayan kişiler tarafından. Onu seven her kişiyi de seviyordu, ayrı ayrı onlara birer sayfa açarak hepsini aynı anda seviyor aynı anda istiyordu, sırayla hepsiyle çıktı ve yine de hepsi onu hoşgörüyle karşıladı. Onun olmasa da etrafındaki kişilerin hayat hakkında, yaşam hakkında o hakkında bu hakkında öznel fikirleri vardı. Amaçları, sebepleri vardı, en çok da Özer'in, Semranın hiç anlamadığı fikirleri vardı onun Semra'nın anlamayıp hep karşı çıktığı. Özer o kadar anlaşılmadı ki ve o kadar çok uğraştı ki kendini anlatmaya. Gitti. Semra onu 2 yıl bekledi, herkes öldüğünü söylediği halde bekledi. Özer'in anlaşılmak için gittiğini, geleceğini düşünerek bekledi. Ve her şeyi kendi de daha iyi anlamak için yazdı. Yazdığı şey bu kitaptı. En son bir kez daha okudu yazarken okuduklarını ve o zaman anladı. O zaman öldü bütün anıları. O zaman bir ölünün evinde bir ölüyle yaşamaya başladı. Ama o ölmeyecekti çünkü Özer'in düşüncelerinin karşılığı aslında ne kadar küçük olursa olsun her şey çirkin bir aldatmaca gibi de görünse en azından çirkin değil de güzel bir aldatmaca olabileceğiydi ve ona inanarak yaşadı Semra. Aynı zamanda da korkarak.
Küçük Oyuncu
Küçük OyuncuPınar Kür · Bilgi Yayınevi · 1977201 okunma
Reklam
Ölüm idraki, ölümle birlikte yaşamak bence insanın hayattaki duruşunu çok etkiliyor. Yaşarken ölüp yeniden doğabilirsin ve hayatın içinde yeni bir hayata başlayabilirsin. Ya da öldükten sonra hayatın başka bir şekilde, başka bir boyutta devam ettiğini düşünebilirsin... Öyle bir çağa yaşıyoruz ki ölüm yasaklanmış durumda. Uzun zamandır evinde ölmüş bir insan görmedim, duymadım. Herkes hastanede ölüyor. azından büyük şehirlerde böyle. Evde ölsen bile hemen morga, oradan da cenazeye... Halbuki çocukluktan hatırladığım, ölüler evde bekletilirdi, bir gece kalırdı, başında dua okunur, konuşulur... Evin içinde ölüyle birlikte durmak bir başka deneyime ve ölümle ilgili düşünmemize yol açardı. Şimdi hayat ölümü yasakladı. Ölümü düşünmemiz bile istenmiyor. Bütün bu hobi sektörlerinin, boş zaman sektörlerinin hafta sonu ve tatil programlarının ve buna benzer şeylerin temelinde ölümden kaçma, ölümle bağlantımızı koparma isteğimiz var diye düşünüyorum.
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.