Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahîra'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım..
En çok neye şaşılır biliyor musun? Bana gelmek istediğine! -müzik ölçülerine göre- söylentilere kulak vermez inersen yanıma batarsın, yanını çevreni göremez olursun; tuhaftır ama sen buna düşme demeyeceksin, insan gücünün üstünde bir çabayla başını dik tutmak için çırpınacak, didinecek öylesine kullanacaksın ki gücünü, parça parça kopacaksın, yok olacaksın. (Ben de seninle elbet)
Reklam
Muhal farz... Dünyada mevcut ne kadar insan varsa inkâra sapsa... Hayvanlar, nebatlar, cematlar da dile gelse ve bunlar da ayı inkâr sesini bestelese... Fezanm dibi ölçülse ve dibinin dibindeki dipten ilerisinin de tasavvuru kabil olmayan hesabı verilse... Her madde ve her hâdise. vücut hikmetini, "niçin" ini, "nasıl" mi ve "neden" ini mutlak bir anlatışla anlatsa ve bütün bunlar inkârı gerçekleştirmek için olsa... Muhal farz dedim ya; aslında onun emriyle var olan yokluk, var olan varlık gibi dile ve harekete gelse de kendisiyle beraber varlık adına tek şey, tek ümit, tek vücut bırakmasa... Ölüme çare bulsalar, yıldızları bozuk para diye harcasalar, güneşi idare lambası gibi kullansalar, mesafeleri dondurup yekpâre bir elmas halinde hâkimiyet tacına oturtsalar ve bu tacı benim başıma geçirseler... Dilim, hafızam, akrabam, vatanım, hatıram, hiçbir şeyim kalmasa... Benim, evet bizzat benim ayaklarımdan saçlarıma kadar her zerrem kendi aleyhime dönse ve beni yalanlasa... Ben bende kalacak olan tek ve son bir nokta halinde, sana Allahım ve senin Sevgiline iman eden ve O'nun senden getirdiği her ölçüyü hak bilen biricik insan, vücut, kısım, parça, nokta, zerre olur ve böylece kalırım. Dedim ya, muhal farz, yokluğu bulup da söyletseler ve ona "benden başkası yok!" dedirtseler ben yine O'nun bildirdiği "var" dan ve O'ndan yana kalırım.
Ben aşkı şiirlerde, romanlarda olduğu gibi bir parlak yaz gecesinin mehtabında başlayıp sabahında biten bir rüya addedenlerden değildim. Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti.
Sayfa 101Kitabı okudu
Ömer(ra) Şam'ı fethettiğinde, Roma İmparatoru’nun da hazır bulunduğu bir yemeğe davet edilir. Ömer'in yemeğe giderken giymiş olduğu cübbede (elbisesinde) 17 tane yama vardı. Elbisesin üzerinde ne apolet, ne rozet, ne de rütbe vardı. Ayrıca geçit töreni için ne koruması, ne konvoyu vardı. Hz. Ömer yemek yerken elinden bir parça lokma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitaba kitap demek büyük haksızlık. Bence tek kişilik dev kadro misali bildiğiniz bir başına hem yaratıcı yazarlık kursu, hem motivasyon koçu, hem yürü be koçum sen bu işi yaparsın gazcısı, hem daha ne duruyorsun sen yapsam mı etsem mi derken millet çok satanlara koşuyor fırçacısı… Ya şaka bir yana sevgili yazarımız Özlem Abut Otluoğlu
Özlem Abut Otluoğlu
Özlem Abut Otluoğlu
Yazmak İçin Yazmak Gerek
Yazmak İçin Yazmak GerekÖzlem Abut Otluoğlu · İz Bırakan Kalemler Yayınevi · 202310 okunma
Reklam
Bazen şöyledir: Ne yapsak ne etsek olmaz. Neresinden tutsak elimizde kalır. Hiddetlensek de durmaz, yalvarsak da. Olur biter olacak olan. Akar gider zaman. Önünde yıkar duranı. Yıkar geçer, tüm iyi niyetimizle orada dimdik dursak dahi. Uyar'ın o çarpıcı mısraı gibi yok eden bizizdir her şeyi, her şeyi tamir etmek isterken üstelik: "Her
Ne vakit hoşumuza gitmeyen şeyler olsa, kendimizi avuturuz: Bu yolu ben seçtim, yapacak bir şey yoktu, hayırlısı böyleymiş. Ne tuhaf.
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz Büyücüsü
'nü hatırlayın: "Bütün hayatımızı, aslında yapmaktan başka çaremiz olmayan şeyleri rızamızla seçmeyi öğrenmekle geçiriyoruz." Her daim bir çare vardır sevgili okur. Dün de geç değildi, bugün
480 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Zekice bir kurgusu var, karakterler öylesine gerçek ki sanki tanıyor gibi hissedebilirsiniz. Polisiye kitapların çoğu gibi sürükleyici ve gizemli. Ben okurken büyük keyif aldım. Yazarın tum kitap boyunca insanı ve zihinsel hastalık taşıyanların psikolojisini irdelemesi de ayrıca çok hoştu. Bunun yanında karakterlerin kendi kişisel hayatları ve mesleki durumları, kararları, birbirlerine karşı olan bakışlarını tanrısal bakış açısından görebilmek ayrıca beğendiğim bir unsur. Hikayenin çarpıcılığının yanı sıra, oldukça günlük hayatın içerinde karşılabileceğimiz karakter ve ikilemlerle yansıtılması sayesinde herkesin okuduğunda kendinden bir parça göreceğinden eminim.
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202341bin okunma
Evet, niçin yalan söyleyeyim? Bütün nefretlerime, isyanlarıma, bütün o geçmiş şeylere rağmen, ben yine bir parça senindim.
Sayfa 438Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.