Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
RUBAİ Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi Kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta.
Adam YayınlarıKitabı okudu
Susamış olduğum halde önümde akan temiz ve berrak suyu içemiyorum. Cihanda bundan daha garip bir hal görülmüş müdür?
Sayfa 93
Reklam
Doğrudur :/
Sevgilim! Ben senin yüzüne baktıkça içimde güller açardı ve ben bir güllük kesilirdim. Ve iki gözüm seni görerek nurlanır, parlardı. Sana nazar değmemesi için "Allah seni kem gözden esirgesin, kem gözler senden uzak olsun!.." diye yalvarırdım. Ne yazık ki, o kem göz ben oldum ve senden ben, seni seven ben uzak düştüm!..
Sayfa 106
Əlimdə olsaydı əgər iqtidar Bu köhnə fələyi kökündən yıxar, Təzədən elə bir fələk qurardim Ki,hər kəs yaşardı azad, bəxtiyar.
Rubai
Sağlıklıyla sağlıksız arasında, fark değil, Kalın bir perde vardır, bir kalkancı sisi, Biri ölüme karşı hababam kürek çekerken Öbürü kendini ömr-ü billah ölmeyeceğim sanır
.. yeni Türk şiirini Kemal Paşa'nın istediği raya toplumcular sokacaktı, İnönü iktidar olur olmaz, Nâzım'ın başlattığı bileşimi sürdürmek isteyen şairleri ya hapse attırdı ya sürdürdü, buna karşılık Fransız gerçeküstücü şairlerinin birer kopyası olarak ortaya çıkan 'Garip' şairlerini âdeta devlet himayesine aldı. İnönü dönemi, Mustafa Kemal'in istediği ulusal şiir döneminin kapanması yerine, kozmopolit, yarı şaka, kesinlikle ithal malı bir şiirin yaygınlaştırılması dönemidir. Bu şiire 'Yeni Şiir' deniyor, adına kavgalar yapılıyor, CHP'nin maaşlı kültür kılavuzları tarafından ulusa telkin ediliyordu. O sırada Nâzım, Bursa Cezaevinde Hayyam'ı, Gazali'yi okumakta, geleneksel rubai tarzının çağdaşlaştırılması demek olan ünlü dörtlüklerini yazmaktaydı. Aslında İnönü dönemi, klâsiklerin okullara empoze edilmesi, Yunan/Latin kültürünün esas alınması, edebiyatta Batılı edebiyattan kopya ve aktarmaların 'yenilik' sayılmasıyla Yeni-Tanzimatçı bir dönemin açılışı oluyordu. 'Garip' şairlerine oranla Nâzım Hikmet 'eski' fakat bu topraktandı. Eski miydi, hiç sanmıyorum.
Sayfa 283 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
Reklam
Şafak
Her sabah yeni bir gün doğarken, Bir gün de eksilir ömürden; Her sabah bir hırsız gibidir Elinde bir fenerle gelen.
36.Rubai
Toprak ve gül fidanı yetmez, gülden anlayan gerek Soylu şiire gönül ehli bir ozan gerek Her midyenin karnında inci oluşmaz İşte usta, ustaya zaman gerek
911 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.