Bugünden yarına kavuşman mümkün değil.
Yarını düşünmen sevdadan başka bir şey değil.
Zâyi etme şu ânı, uyanıksa gönlün eğer Geri kalan ömrünün miktarı belli değil.
Bir şeyh dedi bir fahişeye: Sarhoşsun sen.
Her lahza birinin tuzağına düşersin sen.
Dedi: Ey şeyh, ne dersen, oyum ben.
Acaba göründüğün gibi misin sen?
Hayyam ki her bahsi açar sâgarden
Bahsetmedi cennette akan Kevser'den
Gül sevdi şarab içti gülüp eğlendi
Zevk aldı tıraşide rübailerden
Yahya Kemal, Hayyam'dan çevirilerine «Türkçe Söyleyiş» adını vermişti. Çevirideki üstün başarısının sırrını rübai tarzında dile getirmiştir:
Hayyam'ı alıp tercüme et derlerse
Öğrenmek için talib isen bir derse
Derdim ki rübaisini nazmetmelisin
Hayyam onu türkide nasıl söylerse
.
.
Denize düşüp kaybolan su damlası,
Toprağa karışan toz zerresi.
Nedir bu dünyaya gelip gidişimizin manası?
Fena bir böcek işte,bu gün var yarın yok.!
.
.
Kader defterimi yeniden yazabilseydim
Kendime gönlümce bir başka hayat seçerdim;
Bütün dertleri siler atardım dünyamızdan
Sevinçten göklere uçardı düşüncelerim.
Şarapla olmuşsam ben sarhoş, öyleyim.
Kâfir, ateşperest, putperestsem, öyleyim.
Herkesin bir zannı var hakkımda benim.
Ben kendime aitim; nasılsam, öyleyim.