Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Varoluşun anlamı , bitişin söz konusu olmasıyla bağlantılı değildir . Varoluşun anlamını yerine göre tanımlamak için, hatta bunun sonlu oluşunun dolambaçlı yoldan ironisi olarak , bir nokta bitiş olarak belirlenmiştir.
Güzel bir söz söylemenin vereceği hazdan habersiz yok olup gidiyoruz.. ... -Elif Adakul
Reklam
Nasıl mıyım? Sağ yanım, sol yanımı idare edip gidiyor işte.. Sadece kalbim fazlaca serzenişte. 'Bittiler" diyorum Anlamıyor, "Gittiler" diyorum inanmıyor!. Bu çetrefilli bitişte, akılla yürek bir olmuyor. Gündüzün telaşına satıyorum da hasreti;. Şu geceler yok mu.. Ve şu kalem. Uykuya takatim kalmıyor!.. Ama iyi bakıyorum kendime!. Kendime söz verdiğim gibi dert eklemiyorum derdime.. Üç geri, birileri adımlarım. Merak etme sakın. Elimi hiç brakmıyor anılarım. Nasıl mıyım?!. Öyle işte....
"Geri döndün." dedim içimden, kendi kendime, "Sana güzel bir hikaye yazacağıma söz vermiştim 889. Yapamadım ve artık böyle sözler vermiyorum. Ama sen yine de inan bana, elimden geleni yapacağım..."
Türk Fırtınası diyor ki;
DÜNYA BİR TÜRK'E NEDEN BEDEL? Şeytan herkesi kayıt altına alıyor. Bugün ki bilgileri yarın işine nasıl gelirse ona göre insanları aldatmak için kullanmak adına. Dünkü bilgileri de bugün tersine çevirerek kullandığı gibi. Türk'ün ve insanlığının bir farkı var. Kendi tarih ve insanlığının kayıtları yeri ve zamanı geldiğinde aldatanlara karşı gerçeği haykıran bir Türk karşılarına dikilsin diye gökyüzünde kozmik hafızada saklanıyor. Şeytan istiyordu biz göz, onun sahtekar gücüne inananlar ona oluyorlardı ikinci bir göz. Bunun hakkında gelecekti haktan bir söz. Ne mutlu Türküm diyene. Ne mutlu insan kalabilene, şeytanın şerrinden uzak durabilecek iradeyi gösterebilene. Önder Karaçay
“Bir söz söyleyinceye kadar senin esirindir, sözü söyledikten sonra sen sözün esiri olursun.” (Hz. Ali).
Sayfa 97
Reklam
Burada gördüğüm güzel bir söz Neruda'ya ithaf ediliyor ve ben de bunu sizinle bir kez daha paylaşmak istiyorum. Ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar. Pablo Neruda
Ölüm genelde vuku bulan bir olay, ama benim için sadece bir olasılık. Bu hileye bir teşvik değil mi? Evet, devamlı kendime hile yapıyor, kendimi kandınyo-rum. Zaten işte bu yüzden ölüm düşünülebilir ve yaşanabilir. Sorun derinleştirilmiyor. Bir nevi korumacı bir yaklaşıklık/ kestirim (approximation) söz konusu. Bunu komşumuza/ yakınımıza uygularmış gibi davranırız. Ben, bu kitabı ya­zarken konu benimle ilgili değilmiş gibi kendimi sorunun dışında tutuyorum. Beyimiz yüksek perdeden konuşuyor, beyimiz ölüm üzerine bir kitap yazıyor. Ölüm başkalarının alnına yazılmıştır ve o da başkalarının ölümü üstüne felse­fe yapıyor... Siz ve benim dışımızda herkes ölecek. Ölüm nutukları çeken ben. Bana ölüm hakkında sorular soran siz. Büyük bir güvenle, ölümü sadece yoldan geçenlerin başına gelebilecekmiş gibi düşünürüz. Asıl hile bu, ölümü sürekli bir sonraya bırakma, bir erteleme ile başkalarına uyarlamak. Bu da var olma zorunluluğu ile gerekçelendirilmiştir. Sürek­li olarak bu hileyi gerektirir. Jacques Madaule² “Öleceğimi biliyorum, ama buna inanmıyorum.” der. Biliyorum, ama buna şahsen ikna olmuş değilim. Buna tamamen ikna olsay­dım, kesin emin olsaydım, artık yaşayamazdım. Bu durum­ da, onu diğerlerine uyguluyorum. Başta, yakınımdakine... ² Jacques Madaule, Considération de la mort, Corréa.
Sayfa 23 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
Ölümün bu belirsizliği, risk kavramının temelinin kendisi de­ğil mi? Evet, elbette. Macera, risk, tehlike, şeyleri isimleriyle ad­landırırsak, ancak bu ölüm olasılığı dolayısıyla böyledirler. Yalnız, Ölüm sıkıntısı bu şeylere hep müdahale eder; şöyle denir: bir risk! Ama neyin riski? ... İnsan yaratılış olarak savunmasızdır ve ölüm ona tüm bedensel ek­lemlerden ulaşabilir. Risk dediğimiz budur. Ve güvenlik için bunun tersi geçerlidir, ama söz konusu bir insan olduğunda bu güvence her zaman geçici, eğretidir...
Sayfa 22 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
Dedemin bir sözü vardı, bugün söyleyeceğin bir sözü yarına bırakma diye, söz küflenir ne sen yiyebilirsin ne başkasına yedirebilirsin . Neek
Reklam
Ölümün Hayır’ı ile doğumun Evet’i karşılaştırılabilir mi ?
Karşılaştırıyoruz çünkü insan hayatını bu iki uç arasında uzun bir çizgi gibi düşünüyoruz. Biri solda diğeri sağda. Bir simetri efsanesi, uzamsal bir mit. Nasıl ki şömine üstü süslerinde iki şamdan arasında gidip geliyorsa bir saatin sarkacı, aynen öyle. Ama yaşam zamandır. Zaman mekana yayılamaz. Biri önce yaşanır, diğeri sonra. Ölüm geldiğinde
Sayfa 13 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
..bir tek masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden söz edilemezdi. Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanın insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu.
Sayfa 496
"...Yine de onun yakınında kalacağım, gücünü ve sanatını kaybetse bile. Onu hiç görmesem bile. Bir daha bana tek bir söz bile etmese de."...
Sayfa 272 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Dolayısıyla rahat uyumak gibi bir şey söz konusu değildi. Özellikle de uyuyacak bir şey kalmamışsa.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.