Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
592 syf.
5/10 puan verdi
Her ne olursa olsun benim için değerli bir seriydi ve sonunda sona geldik. Bu kitabı da heyecanla ve aynı duygusallıkla okudum. Bu sefer yan karakterlerin duyguları da ön plandaydı. Bütün karakterleri harmanlama işini yazar harika yapıyor bunu kabul etmek gerekiyor. Sadece karakterler çok fazla melankolik ve toksik bunu da kabul edelim önce jdjdj Son kitap biraz daha mutlu olalım gülelim eğlenelim ama son sayfaya kadar hâlâ o dram devam etti. Boğdu artık beni. Sürekli eskiye gidip gelmeler, uzun uzun betimlemeler... Uzun tutmaya da gerek yoktu bu kadar olayları çözüp (olayı nasıl çözdük o da oldu bittiye geldi) artık mutlu bir şeyler okuyabilirdik iki karakterin melankolisini okumak yerine. Ha hiç güzel şeyler okumadik mı okuduk. İkiz bebeklerimiz oldu bizim. İs ve Korhan'ın anne ve baba olacağını asla tahmin etmezdim hiç böyle hayal etmemiştim. Ama oldular çok da güzel oldular. Bir seriye de böylelikle kapattık.Bu serinin yeri bende çok ayrı olacak.
Daluyku
DaluykuBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2024104 okunma
İNSAN İSTERSE, HER DURUMDAN KURTULMANIN BİR YOLUNU BULUR!
Biraz da gülelim! İki rahibe yolda yürümektedir. Biri matematikçi, diğeri mantıkçıdır. Bir akşam karanlıkta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantıklıya dönerek, "Yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor, şu anda aradaki mesafe 50 metre," der. Bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklamasının olabileceğini, adamın kendilerine tecavüz etmek istediğini, bu yüzden daha hızlı yürümeleri gerektiğini belirtir. Rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. İki dakika sonra matematikçi rahibe, "Adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor, şu anda 30 metre arkamızda. O zaman mantık olarak koşmamız gerekir," der. Rahibeler koşmaya başlar. Birkaç dakika sonra matematikçi rahibe sağa, mantıklı rahibe sola doğru koşmaya başlar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantıklı rahibe gelir. Matematikçi sorar: -Ne oldu, ne yaptın? -Adam beni takip etti, artık mesafe üç-beş adıma kadar azalmıştı, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu... -Eeee... -Mantık olarak ben durdum, adam da durdu! -Sonra? -Mantık olarak ben eteğimi kaldırdım o da pantolonunu indirdi! -Peki daha sonra?! -Sonra mı? Ne olabilir ki? Eteğini kaldırmış bir rahibe pantolonunu indirmiş bir adamdan daha hızlı koşar.
Reklam
Yanlış anlamanın güzelliği…
Deli gibi mutlu olmam gereken yerde kasılarak oturunca gerçekten anladım bazı şeyleri…Ağlamak çok içimden gelen bir şey şuan ama asla… Anlarlar yoksa.Değersiz hissetmenin kelime anlamıyım.Anı yaşamak şuan hiç içimden gelmiyor.Güzellik değil insanlık gerekiyor her zaman. (Bir süre sonra) Şuan gerçekten çok mutluyum günü çok güzel kapatıyorum hatta kapatıyoruz.Yanlış anlaşılmalar hep olur.Bildiğimiz insanlar hep bildiğimiz ile kalırlar merak etmeyin,ben buna inanıyorum…O kişilere eğer ne kadar çok inanırsanız sizleri yanıltmazlar asla…Hep iyilikleri ve sevgileri ile kat kat yücelirler.Mutluluk zaten bizim içimizde,onu bulmak istemek ne kadar doğru ki?Sen sev o içini…Ansızın zamansız çat kapılar her zaman en güzeli değil midir ki.Belki bir kahkaha belki bir iki dudak arasından çıkan bir sihirli sözcük belki de bir bakış yeter gülümsemeye.Gülelim ya:)Biraz da sen hayatı gıdıkla o zaman güler illa.Kalbin temiz başın rahat olsun.Seni sevenler hep yanında,sen anlarsın zaten.Anlamam lazım diye yorma güzel canını merak etme hissedersin.Kalbin…Nefes al ve unutma:onun götürdüğü yolda bir hayalet ile karşılaşsan bile ona ruhunla sarıl ve yürümeye devam et çünkü bu yol sonsuz…Ve sonsuzluklarda hep var olmayan bir ülke vardır.Uç o ülkeye…Amaçsızdır aslında gülmek ya da sevmek.Amaç aramaktır bence onları körelten.Sevgi ile doğduk bırakın da mezarımız çiçekler ile dolsun…. (Yazım,noktalama illaki hatalıdır bir yerlerde tanıyorum kendimi ama onlar mutluluğumun ve üzüntümün birer heyecanını içeriyor.Mazur görün…)
😂😂😂😂 Biraz da gülelim.
Ne kadar da kırılganmış hayatlarımız! Baksana, nasıl da sızlıyor her yanımız, nasıl sızlıyor çocukluğumuz, kolumuzun uzandığı her yerde bir sadakatsizlik korkusu, insanın insana sokulduğu bütün sokaklarda ihanet kol geziyor, sonunda işte insan ağrıyan bir varlık. Ağrıyan bir varlık olarak insan. O hâlde uyuştur kendini, içelim, seyredelim, gülelim. Fanatik taraftarlar olalım, uzlaşmaz partizanlar, bir vecd içinde seyredelim kendimizi.
Rezil oldum... ( biraz gülelim..)
"Seni, " dedi kısık bir sesle " Önüme bindirmeyi özledim." Vücudum yılan gibi kıvrıldığında," Hmm , " dedim sıcak bir sesle " Bu bir davet mi ? " Yankı ilk önce kaşları havalandı, dudaklarını birbirine bastırdı ve gülmemek için kendini durdurdu. Bir kaç saniye sonra kulağıma eğilip, " Bebeğim, bisikletten bahsediyorum.Sen ne anladin ? " Anlık utanç vücuduma uğradığında gözlerim açıldı ve yutkundum ama Yankı gülmeye başladığında beni kendine daha çok çekti, gülerek yanaklarımı öptü,sonra burnumun ucunu ve anlımı, " Ya " dedim çok daha kızardığımı anladığım da" Çok fena rezil oldum." " Sana," dedi , Yankı gülmeye devam ederek , " Ölüyorum"..
Sayfa 441 - İndigoKitabı okudu
Reklam
Biraz da gülelim 🤪 Gerçek aşkı bekleyenlerin sonu (şahsım da dahil) 😆
Biraz gülmesek diyorum. Twitter'da harika espriler var, Facebook'ta çok komik videolar var, muzip arkadaşlarımız bizi çok güldürüyor, evet. Gülelim, eğlenelim ama arada bir duralım ve düşünelim bir ramazan günü oruçluyken yasak kurşunlarla öldürülen Munir'i Gencecik yaşlarında hiç iş olmadığı için evde oturup babasının maaşıyla geçinmek zorunda kalan ağabeylerini, Munir'in acısı hep tazeyken güçlü kalmaya, ayakta durmaya çalışan babasını.. Düşünsek de biraz gülmesek. Az gülmesek Gülmesek.
Moralim çok bozuk şu "seni seviyorumlu" fıkraları anlat da biraz gülelim...
Reklam
41 syf.
·
Puan vermedi
Milli Prodüktivite Merkezi uzun yıllar Türkiye'de verimlilik konusunda çalışmalar yapmış bir kamu kurumdur. 2011'de adı Verimlilik Genel Müdürlüğü yapılarak Sanayi Bakanlığı'na bağlanmıştır. Bu kurum verimlilik temalı çeşitli yayınlar yapmış ve hala yapmaya devam etmektedir. Bu kitap da onlardan biri. Ben kitabı ilk gördüğümde Milli Prodüktivite Merkezi'ni resmi bir kurum değil de bir yazar çizer topluluğu sanmıştım, sonra araştırınca şaşırdım. Kitabı yayımlayan resmi bir kurum ama adından da anlaşılacağı gibi Biraz Da Gülelim diyerek esprili bir kitap hazırlamışlar. Çalışma hayatına ilişkin karikatürler ve verimlilik konusunda yapılması gerekenleri değil de yapılmaması gerekenleri tavsiye eden kısa şakalı yazılar yazıp derlemişler. Ben çok gülmeden ama içerik zamanla nostaljik hale gelmiş. Kitabın yazarı ve çizeri belli değildir. Künyesinde kurumun adından başka bir isim yer almamaktadır. Hazırlayanlara ayıp olmuş diye düşündüm.
Biraz da Gülelim
Biraz da GülelimMilli Prodüktivite Merkezi · Milli Prodüktivite Merkezi · 19741 okunma
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar İnceleme Romanı incelemesi ve yorumlaması çok zor, hatta imkanız denebilir. Belirli bir altyapıya sahip olmak gerekiyor, bende bu altyapı ne yazık ki mevcut değil hatta bu altyapıya yakın bile değildim. Ben de ilk 150 sayfası okuduktan sonra kitabı bıraktım, aslında dönüp tekrar okumayacaktım, ta ki şu alıntıyı 1K’da görene
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
322 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.