Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üzücü gerçekler...
Her birimizin önüne konan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir yabancı dile hâkim olmayan biri olmak... Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimlerden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi? Ülkemde her yıl 3 milyon öğrenci üniversite sınavına giren ve sadece birkaç bini başarılı olur.
Sayfa 65 - Destek Yayınları
171 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bıçağın düşmesine son bir gün
Kitap, çok uzun bir önsöz ile başlıyor. Victor Hugo bu önsözde idam cezası ile ilgili düşüncelerinden bahsediyor. Hatta bir yerde halkın, yoksulluk içinde yaşayan, bahtsız insanlar idam edileceği zaman buna ses çıkarmayıp da 4 bakan idam edileceği zaman buna tepki göstermelerini eleştiriyor. Buyurun, işte o kısım: “Arzulanan bu ilgayı
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Koridor Yayıncılık · 2020120,4bin okunma
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
·
Puan vermedi
Merhaba haftaya güzel bir kitapla veda edelim mi ?? Anlamını yitirirse bir gün hayat, nasıl yaşayacağını bilemez insan. Ne yiyeceğini, nasıl konuşacağını, nasıl yürüyeceğini dahi bilmez hale gelir. Vahşi bir hayvan mıdır yalnızlık? Kitabımızın kahramanı Adem bey bir üniversitede hukuk profesörüdür.Yaşına rağmen çalışıyor çünkü sevgili karısı
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202421 okunma
321 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Beklenmedik Bir Aile Hikayesi
Birkaç bilgi vermemde fayda var diye düşünüyorum öncelikle, okumayanlar için. Eğer ki geniş, kapsamlı aile hikayelerini okumayı seviyorsanız (nesilleri kapsayan) bu kitap gerçekten size göre. Yazarın senaryoyu ele alış şeklini
Jonathan Franzen
Jonathan Franzen
,
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
gibi yazarlara benzettim biraz. Ama yine de her ne kadar güzel bir dili olsa da, belki mizahi öğelere daha
Oscar Wao'nun Tuhaf Kısa Yaşamı
Oscar Wao'nun Tuhaf Kısa YaşamıJunot Diaz · İthaki Yayınları · 2020141 okunma
Reklam
SMA
Nedir bu SMA? Gelin birlikte bakalım. Spinal Musküler Atrofi, demiş tıp, bunun adı. Peki, tedavisi elbette mümkün. En azından acı çekmelerini engelliyor. Bir an olsun gözlerinizi kapatın ve karşınızda acıdan kıvranan, gözyaşı döken evladınızın yardım çığlıklarının kulaklarınızı tırmaladığını düşünün. Ve sizin elinizden gelen hiçbir şeyin
·
Puan vermedi
Na Drini Cuprija - Drina Köprüsü
Yıl 1516. Aylardan Kasım. Osmanlı-Bosna Eyaleti`nde Hıristiyan çocukları ailelerinden zorla alan yeniçeriler, çocukları İstanbul`a götürmek üzere yola koyulurlar. *********** Ailelerinden koparılan çocuklardan biri, Şahinoğlu Köyü’nden 10 yasında, esmer bir çocuktur. Osmanlı, Bayıca adlı çocuğa Mehmet adını verir. Yıllar geçer ve o esmer çocuk
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · Altın Kitaplar · 19635,6bin okunma
Bu diyarlar seni tepeye taşıyacak!
Benim hiç iPhone'um olmadı... İşim de olmadı. Birkaç finansal işlemler ve bir de sevdiklerime merhaba diyecek kadar akıllı olursa yeterlidir bana mobil 🤣 Sonra dakka başı çalıp ilk defa portföy yeşil gördü satayım mı diyenlerle uğraş dur! 🤷 Onun dışında hayat devam ediyor.Planını yap ve sermayeyle kapış! Çocuğuna rasyonel bir servet bırakmak istiyorsan, onun ite köpeğe karşı nasıl davranması gerektiğini öğretmek istiyorsan borsadan güzel bir yer bulamazsın!
Hıristiyanlığın ilk zamanlarında bağışlanma bir eylem ya da ayin değildi, son derece ciddi günahlar işleyen birisine zorla tahsis edilen bir statüydü. Exomolegesis kişinin günahkâr ve tövbekâr olduğunu kabullendiği bir ritüeldi. Birkaç özelliği vardı. Birincisi, dört ila on yıllığına tövbekâr kalıyordunuz ve bu statü hayatınızı etkiliyordu. Oruç tutmanız gerekiyordu ve nasıl giyineceğinize dair kurallar ve cinsellik yasakları vardı. Kişi diğerleriyle benzer bir hayat yaşayamasın diye mimleniyordu. Statüsünü düzeltmesinden sonra bile bazı yasaklara tabiydi;örneğin, evlenemez ya da rahip olamazdı.
Sayfa 56 - Profil KitapKitabı okuyor
Reklam
Ne Kadar Yaşamak?
Yosun tutmuş gözlerin Deniz görmüşsün Dağılmış saçların Rüzgarda kalmışsın Kızıl kızıl elmacıkların Güneşe bakmışsın Küsmüş çocukluğun Acılarda büyütmüşsün Ritim ritim yorgun kalbin Sevda çektirmişsin Oysa ömrün bir takvim yaprak Yarın bedenin kara toprak Hayat biraz şarkı söylemek Birkaç da şiir yazmak Sonra canından olmak İşte bu kadar yaşamak RUKİYE NUR ÜNAL
Atmacalar yuvasında şimdi serçeler bulunuyordu
Aşağıdaki satırlar, Atsız'ın duygu dünyasını ve romanlarındaki bazı sahneleri anlamak bakımından önemlidir: "Askeri Tıbbiye'den çıktım. Fakat onun hatırası hafızamdan çıkmadı. Yıllardan sonra, artık Haydarpaşa Lisesi olmuş bulunan o binada edebiyat öğretmeni olarak vazife görürken hatıralarla dolardım. Koridorlar, sınıflar bana eski günleri hikâye ederdi. Zaten hayat, birkaç hatıradan başka nedir ki? O heybetli şatonun muhteşem ruhu kaybolmuştu. Şimdi içinde bulunanlar o eski ruha yabancı insanlardı. Onlar, öğretmenden beş numara koparabilmeğe uğraşan çocuklarla ay başını iple çeken ve maaş hesabından başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir takım ölülerdi. Asıl yaşayanlar bir zamanlar orada bulunmuş, konuşmuş, şakalaşmış, çalışmış, dövüşmüş ve hepsinden fazla olarak da ıstırap çekmiş olan Askerî Tıbbiyelilerdi. Atmacalar yuvasında şimdi serçeler bulunuyordu." (Atsız 1992: 232-233).
·
Puan vermedi
Kitap, Kuzey Kutbu'na giden bir geminin kaptanı olan Robert Walton'ın, kız kardeşine yazdığı mektupta, denizde sürüklenen bir adam gördüğünü söylemesiyle başlar. Victor Frankenstein adındaki bu adam, Walton'a hikâyesini anlatmayı teklif eder. Romanın gerisi Victor Frankenstein'ın ağzından anlatılır. Victor, İsviçre'nin
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,9bin okunma
Hayat, birkaç hatıradan başka nedir ki!...
Atsız'ı görenler, onunla sohbet edenler azaldı. Akranı olan arkadaşlarından kimse kalmadı. Ondan sonraki nesil de ebedî âleme göçtü, göçüyor. Benim neslim, 1960'lardan itibaren Atsız'ı gören nesildir. Bizden sekiz on yıl sonra doğanlar da onu 1970'lerde tanıdılar. Atsız'ı birlikte tanıdığımız bazı arkadaşlar da bugün yok. Bütün bunlar birer hatıra oldu. Atsız'ın dediği gibi: Hayat, birkaç hatıradan başka nedir ki!...
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.