Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
351 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bölüm 1
•Doğum ve doğum hikayelerinin önemi• Doğum kıymetlidir, kutsaldır ve doğal fizyolojik bir olaydır. Her ne kadar toplumda aksi iddia edilsede bebekler ne zaman doğacaklarını kendi belirler. Gebelik, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın -normal veya cerrahi- kadınların vücutlarında ve hayatlarında güçlü değişimler meydana gelmektedir. Doğum aynı zamanda
Ina May'in Doğum Meselesi
Ina May'in Doğum MeselesiIna May Gaskin · Akademisyen Kitabevi · 2018142 okunma
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tarih: Değişik Bir Başlangıç
ARNOLD John H., Tarih, (Çev: Sevda ÇALIŞKAN), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara 2007, 167 s. “Tarihçiler geçmişte olmuş her olayı anlatamaz, sadece bazılarını seçerler.” 1. GİRİŞ Tarih, John Hugh Arnold ’un 2000 yılında History: Very Short Introduction adıyla yayımlanmış eseridir. Tarihe giriş niteliği taşıyan bu eser, yazarın da belirttiği
Tarih
TarihJohn H. Arnold · Dost Kitabevi · 200739 okunma
Reklam
72 syf.
6/10 puan verdi
Amerikalı feminist yazar Charlotte Perkins Gilman tarafından 1892 yılında yazılmış öykü eseri. Psikolojik birtakım rahatsızlıklarla boğuşurken yazmış bu eseri ve normalde doktoru yasaklamış. Ben İthaki yayınlarının baskısından okudum. Çevirisi maalesef pek iyi değildi. İçinde sarı duvar kağıdı ile birlikte 3 öykü daha bulunuyor. Son öykü hariç diğerleri beni korkutup germedi. Ve ortalama buldum. Genelde kitabı adını alan öyküler iyi olur ama bu biraz vasat kalmış. Sadece "sallanan sandalye"yi başarılı buldum. Öykü okumak isteyenler varsa tercih edebilir. Kötü değil. Sarı Duvar Kağıdı 5/10 Ben Cadıyken 6/10 Büyük Morsalkım 6/10 Sallanan Sandalye 7.5/10
Sarı Duvar Kağıdı
Sarı Duvar KağıdıCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 20191,909 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
Ben buradayım sevgili okuyucum sen neredesin acaba?
Tutunamayanlar, evet o meşhur ya çoğumuzun okuyup hatırlamadığı ya da yarım bıraktıği lakin epey ünlü kitap (!) Birçok mecra ve makalede tonla akademik inceleme ve fikir tartışmaları olduğundan Amerika'yı da yeniden keşfetmeye gerek olmadığından ben gözüme takılanları ve bazı ders notlarımdan alıntıları kendime de kayıt altına tutabilmek
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
İnsan ruhu keşfedilmemiş karanlıklarla dolu. İçimizde uyuyan şeytanları görmeyiz. Birtakım psikolojik savunma mekanizmaları, onları bizden gizler. Bu sistem çökebilir. Tek vesileyle yoldan çıkabiliriz. Sağduyu nedir ki? Bir alı­şkanlık.
Sayfa 16 - İthaki Japon klasikleri (çevirmenin önsözü)Kitabı okudu
Birtakım ilişkilerde aranan malzeme oldu yaptıkların. Seni pofpoflayanlar bir bok anlamadılar aslında ortaya koyduklarından. Yazdıklarına bir bak! Seni yarı yolda bırakan, seni aşağılayan, seni -önemsemek bir yana- kaale bile almayan onca insanı pervasızca kaydettin satırlarına, mısralarına! Çekinmeden şiirler, öyküler adadın onlara! Ve şimdi, haketmediğin ama bütünüyle de ele geçiremediğin bir yalnızlığı yaşıyorsun!." demedi ki kimse bana.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ”
Gece Sütü
Gece Sütü
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ” Şeyda Apaydın’ın ilk öykü kitabı “Gece Sütü”nde yer alan ilk öykü “Damla Sakızı”, onu ve dolayısıyla onun kalemini tanımama vesile olan öyküdür. Ödüllü bir öyküydü. Bahçelievler, Tunalı, Sıhhiye Köprüsü ve fıskiyelerden yükselen suyunda zarif, beyaz kuğuların yüzdüğü Kuğulu Park’ıyla bir Ankara
Gece Sütü
Gece SütüŞeyda Apaydın · Arte Yayınları · 20226 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
Öncelikle yazarların podcastlerini dinlediğim ve korku kültürüne hakim olduklarını düşündüğüm için öykülerden beklentim oldukça yüksekti. Bu yüzden çok tatmin olmamış olabilirim. 3 öyküye ayrı ayrı bakacak olursak; (Spoiler içerebilir) Demokan Atasoy'un öyküsü bence çok havada kaldı ve sonuyla asla tatmin etmedi. İki saat şu bıçak böyle bu bıçak şöyle okuduk ve birtakım vampirler öldürüldü. Sonunu anlamamış olma ihtimalim bile var ama kafayı yormaya değeceğini de düşünmedim. Işın Beril Tetik'in öyküsü abartmıyorum, dilinden ötürü Watpadd'den fırlamış gibiydi. Yanlış hatırlamıyorsam birkaç yerde yazar mı karakteri tanıtıyor karakter kendini mi tanıtıyor anlamadım. Aslında güzel ters köşeler komik kısımlar yok değildi. Çok güzel bir öykü olabilecekken nedense olmamış bir şey okuduğumu düşünüyorum. Galip Dursun'un öyküsü de yine aynı hayal kırıklığını yaşattı. Birtakım cinsel münasebetler okuduk okuduk ve meğer o kadın dayımın yanındaki kadınmış. Yine de akıcılığı ve dili sayesinde diğerlerinden daha iyi bir öykü olduğunu düşünüyorum. Eğer üç öyküyü beğeni sırasına koyacaksam sondan başa doğru gider. Hangi kulvarda diye sorarsanız gizem veya merakla okuyup sonunu getirme konusunda bu sıraya koyarım. Zaten öyküler mizah-gizem kategorisinde yazılmış diye yorumladım. Korku-gerilime dair pek bir şey göremedim. Bunu dikkate alarak okumak lazım. Tabi bu benim beklentimdi podcastten dolayı. Tanımayanlar böyle bir önyargıda bulunmayacaklardır diye düşünüyorum.
Gerisi Hikâye’den Vampir Öyküleri
Gerisi Hikâye’den Vampir ÖyküleriGalip Dursun · İthaki Yayınları · 202238 okunma
Hani görevine körü körüne bağlı, ne iş verilirse yapan, iyi niyetli, birtakım bön insanlar vardır; böyleleri düzeni korumak için nedense yumruklarını kullanmaktan başka pek bir şey düşünmez. Dayak atarken de burası suratın, burası göğsün, burası sırtın demez, vur babam vur, neresi rast gelirse durmadan yumruk indirirler.
Reklam
Samsun'a kitap okuyarak mı çıktın?
Atatürk, okumayı sever, okumaya büyük önem verirdi. Zengin kütüphanesini, yeni çıkan kitapları edinerek daha da zenginleştirirdi. Ülke sorunlarıyla ilgili konularda, sadece uzmanları dinlemekle yetinmez, kendisi de okur, araştırır, onlarla tartışacak kadar bilgi sahibi olurdu. Onun bu kitap ve okuma merakı, birtakım dedikodulara da yol açıyordu. Yakın çevresinde, ülkenin bu kadar işi, sorunu varken böyle kitaplara gömülmek doğru mu diye konuşuluyordu. O günlerde, ziyaret için Dolmabahçe Sarayı'na gelen Moskova Büyükelçisi Vasıf Çınar, onu bir tarih kitabının başında görünce, "Paşam," dedi, "bu kadar tarih okuyup, kafanızı yormayınız; siz 19 Mayıs'ta Samsun'a, böyle kitap okuyarak mı çıktınız?" Atatürk, okuduğu kitaptan yavaşça başını kaldırdı, hafifçe gülümseyerek, "Vasıf Bey, bizim çocukluğumuz fakirliklerle geçti; elime üç beş kuruş para geçince, bunun mutlaka yarısını kitaba verirdim. O zaman da böyle okurdum. Eğer aksini yapsaydım ben Atatürk olamazdım, Türkiye'yi bu hale getiremezdim," dedi.
Sayfa 56 - Cemil Sönmez, Atatürk ve Okuma Sevgisi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1993, s. 96.
"Eğer bazı uçurumları bilinmezi keşfetmeye çalışırsan; bilinmezlikten birtakım temel taşlar sana da yakışır."
Sayfa 57
128 syf.
8/10 puan verdi
Merhabalarrr... Bugün sizlere yeni bir öykü kitabıyla geldim. Kitabımızın adı ''Akaşa'nın Doğumu''. Kitap, 16 öyküden oluşuyor. Hepsi birbirinden güzel bir dille, betimlemelerle, anlaşılır bir şekilde yazılmış. Her öyküde kendine özgü bir mesaja yer verilmiş. Acı ama gerçek birtakım önemli noktalara değinilmiş. Öykülerin
Akaşa’nın Doğumu
Akaşa’nın DoğumuÇemen Tozbey Elmacı · Parma Kitap · 202334 okunma
Kimi duygulanmalar vardır ki, en usta ediplerin kalemleri bile bir noktadan sonra yetersiz kalır ve o duygulanmaları anlatmak maharetini sergileyemez. Belki de bu sebepten birtakım okuryazarlar anlatılamayan hayat parçalarını bulabilmek umuduyla ciltler dolusu kitap karıştırırlar ömürleri boyunca. Ve yine aynı sebeple birtakım yazarlarla şairler sezinleyip de anlatamadıklarını hiç olmazsa kırık dökük ihsas edebilmek kaygısıyla ardı ardına romanlar, öyküler, hatıratlar, denemeler ve vezinli vezinsiz şiirler kaleme alırlar. Fakat beyhude gayretler değildir onların bu ısrarları. Hayat belirli bir yaştan sonra fazlasıyla anlamsız görünse de, kaderimizdir bizim. Ve biz kaderimizi yalnızca yaşamakla yetinmez, hatırlamak da isteriz. Hatırlarken de başkalarıyla paylaşmak! Çünkü geçmiş zaman kutsal hazinemizdir bizim.
Sayfa 17 - METİN SAVAŞKitabı okudu
260 syf.
7/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Öyküler Bütünü Bir Roman
Kızböcekleri çok ilginç bir kitaptı diyebilirim. Bektaş Toztoprak ana karakterimiz, yalnız yaşayan ve birtakım takıntıları olan bir öğretmen. İlk bölümü okurken tam bir Oğuz Atay karakterini hatırlattı diyebilirim. Kitap akarken öykü beklenmedik değişimlere uğruyor. Başta yalnız adamın iç sıkıntılarını, hayatla, insanlarla, kendisiyle olan kavgasını okuyacağız sanırıyoruz ama öyle devam etmiyor. Sanki birçok farklı öykü aynı karakterin başından geçiyor gibi hissettirdi bana. Hatta yazar yazmak istediği her şeyi bir kitapta yazmış mı ki diye düşündüm ama öyle de değilmiş. Zira çok kitabı var yazarın. Roman kadın-erkek ilişkileri üzerine kurulu ki adı da buradan geliyor zaten. Yer yer eril bir dil kullanılmış gibi hissettirse de beni çok rahatsız etmedi. Bu konuyu bir de kadın okurlara sormak lazım sanırım. Ama bunun dışında çok sevdiğim bir kitap oldu. Tavsiye ederim, keyif alarak okuyacağınızı sanıyorum.
Kızböcekleri
KızböcekleriTahir Musa Ceylan · Doğan Kitap · 201438 okunma
288 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.