"Ben"den "Biz"e geçiş
Topraktan atılan bir tek adam, bir tek aile. Batıya giden otoyolda ilerleyen şu paslı, gıcırtılı araba. Ben toprağımı kaybettim. Bir tek traktör gelip aldı benden toprağımı. Yalnızım, şaşkınım. Gece olunca o bir tek aile hendekte konaklıyor, derken yanına bir aile daha gelip duruyor, çadırlar ortaya çıkıyor. İki erkek yan yana çömeliyorlar,
Sayfa 186 - Sel, 14. BaskıKitabı okudu
Topraktan atılan bir tek adam, bir tek aile. Batıya giden otoyolda ilerleyen şu paslı, gıcırtılı araba. Ben toprağımı kaybettim. Bir tek traktör gelip aldı benden toprağımı. Yalnızım, şaşkınım. Gece olunca o bir tek aile hendekte konaklıyor, derken yanına bir aile daha gelip duruyor, çadırlar ortaya çıkıyor. İki erkek yan yana çömeliyorlar, kadınlarla çocuklar da dinliyorlar. Ey değişiklikten nefret eden, devrimden korkanlar, işte düğüm noktası burasıdır. Eğer o çömelen iki adamı birbirinden uzak tutabilirseniz mesele kalmaz. Onların birbirinden nefret etmesini, korkmasını, kuşku duymasını sağlayabiliyor musunuz? Sizin ürktüğünin şeyin çekirdeği budur işte. Döllenmiş hücredir, zigottur bu. Çünkü artık, "Toprağımı kaybettim," sözü değişmektedir. Bir hüce bölünmekte, o bölünmeden de sizin korktuğunuz şey doğmaktadır: "Toprağımızı kaybettik." Tehlike buradadır. Çünkü bir arada bulunan iki adam asla tek başına bulunan adam kadar yalnız ve şaşkın olmaz. Derken bu ilk "biz" sözünden, daha bile tehlikeli bir başka şey doğar: "Bende biraz yiyecek var"a karşı, “Bende hiç yok." Eğer bunun sonucu, "Bizde biraz yiyecek var," olursa, hareket başladı demektir. Bir yön kazanmıştır hareket. Artık tek gereken, biraz çarpma işlemidir.
Reklam
- Niçin bizde yazı yazanlar bir meseleyi asıl can alacak yerine varmadan kesiyorlar? Sanki bir yerde duruveriyorlar… Çok kötü bir şey değil mi? İhsan, sevgiyle alay birbirine karışmış bir bakışla onu süzdü. - Evvelâ, o kadarını biliyorlar… sonra da hürriyet meselesi. Hür değiliz de ondan. - Hürriyet ilân edildi!.. - Edildi, daha bir kaç defa da ilân edilir, ama yine hür değiliz. Hele bu işlerde asla! Fikirler arkalarında kendi kalabalığını isterler. Onu bulamazsa konuşan hür olmaz.
Sayfa 55 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
-Niçin bizde yazı yazanlar bir meseleyi asıl can alacak yerine varmadan kesiyorlar? Sanki bir yerde duruveriyorlar... Çok kötü bir şey değil mi?.. -Evvelâ, o kadarını biliyorlar... sonra da hürriyet meselesi. Hür değiliz de ondan. -Hürriyet ilân edildi!.. -Edildi, daha birkaç defa da ilân edilir, ama yine hür değiliz. Hele bu işlerde asla! Fikirler arkalarında kendi kalabalığını isterler. Onu bulamazsa konuşan hür olmaz.
Sayfa 55 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Her daim pratik insanların eksikliğinden yakınılır… Derler ki: Birçok siyasi, birçok general bulunur… Kurumların yöneticilere ihtiyacı olsa, istenilen miktar ne kadar olursa olsun, her çeşidinden derhal bulunabilir. Fakat pratik insanlara gelince, onlara hiç rastlanamaz da, bu gibilere hiç rastlanmadığından şikâyet edilir hep. Bazen daha da ileri
Bizde asla olmaz öyle şey !
Ülkemizde birçok olayın üzerine yeterince gidilemediği, gidenlerin başına de ne felaketler getirildiği de biliniyordu. Bu tutum, olayların üzerine gideceklerin cesaretini kırıyordu. Müfettişler dosya kendilerine verildiğinde, "Bunu nasıl kapatırım?" telaşına düşüyorlardı. Hatta kendilerine hiç görev verilmemesinden memnuniyet bile duyuyorlardı.
Reklam
92 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.